##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##
Yolun kenarına on adımda bir ekilmiş Işıksaçan Çalılar, Bitki Bölümü merkezindeki iki katlı evlerin olduğu yere giden sokakları aydınlatıyordu. “Mel, ben insem iyi olacak!” Kristin, insanların gölgeleri görünmeye başlayınca sırtından inmek istese de Mel durumunu en iyi bilen kişi olarak buna izin vermedi. “Çekinmene gerek yok!” Böyle yürümek hoşuna gittiğinden mi yoksa genç kızın durumundan mı bilinmez, Mel kimseye aldırmadan ilerlemeye devam etti. Onun umurunda olmasa da diğerleri yanlarından geçen iri yarı gencin halini dikkatle incelediler. “Mel, gerçekten kendi kendime yürüyebilirim!” Bakışlara maruz kalan Kristin’ in yüzü kızardı, yol boyu sıkıca doladığı elleri gevşeyerek yanlara düştü. “Kristin, eğer yürümekte ısrar edersen yaran açılabilir. Biraz sabret, odan şu köşedeki evde değil mi?” “Hayır, hayır! Ben kendim giderim!” Genç kız cılız kollarını kullanarak inmeye çalıştı ama Mel sıkıca kavradığı alt bacaklarını daha da sağlam tutarak buna izin vermedi. On nefes geçmeden evin önündeydiler; hava kararmış, odaların ışıkları yanmıştı. Tam girişten içeri adım atıyorlardı ki zemin kattaki odanın açık camından dışarı bazı konuşmalar taştı. Mel olduğu yere çivilendi, genç kız yüzünü iki elinin arasına alarak sakladı. “Kristin gelmedi mi? Odam toz içinde!” Tiz bir kız sesi üst perdeden tınladı, onu hemen diğerleri izledi. “Sorma, bu aralar işlerini epey aksattı!” “Ben size dedim. Her işinizi yaparım, lütfen kilerde de olsa yatacak yer verin dediğinde, kapı dışarı etmeliydik onu!” Mel, kıyafetiyle boynu arasında bir damla gözyaşını hissettiğinde arkasını döndü ve eve girmekten vazgeçti. Şimdi kızın neden onunla yaşadığı yere gitmek istemediğini anlıyordu, ısrar ederek Kristin’i kötü bir duruma düşürmüştü. Yaptığı hata nedeniyle boynunu eğdi ve o eğdikçe genç kızın gözyaşları daha da hızlandı. Aydınlatılmış sokaklardan hızla geçip kendilerini karanlığın içine attıklarında, Kristin hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. “Kristin, çok özür dilerim!” Mel’ de ha ağladı ha ağlayacaktı. Genç kızın haline üzülerek, yönünü bilmeden boş arazide bir sağ bir sola gidiyordu. “Neden özür diliyorsun ki? Senin ne suçun var?” Kız kesik kesik konuşuyordu ama yeniden Mel’in boynuna dolanmış kolları kaskatıydı. Parmaklarını avucundan içeri sokmak istermiş gibi ellerini kapatan Kristin, hem ağlıyor hem de konuşuyordu. “Hepsi onun suçu!” Mel durmadı, kızın söylediklerini dinlerken yürümeye devam etti. “Ailem, yerleşkedeki soylu bir ailenin hizmetinde çalışıyordu. Soylular, diğerlerinin aksine iyi yürekli ve yoksullara yardım etmeyi seven kişilerdi!” Kristin, iki konuşup üç ağlıyordu. Mel eğdiği boynunu kaldırdı, Bitki Bölümü’nün etrafını saran geniş düzlüklere düşen ay ışığı yolunu aydınlatıyordu. “İkinci Büyük Akademinin liderinin yerine başa geçince, kuralları değiştirmeye başladı. İlk itiraz edenler, ailemin hizmetinde çalıştığı soylu aile oldu. Kendileri gibi düşünen diğerlerini de yanlarına çekiyorlardı. İnsanlar, onun kafasına göre yaptığı düzenlemelere seslerini yükseltmeye başladı ta ki evin efendisi çalışma odasında ölü bulunana kadar. Masası ve bedeni buz tutmuştu, yanında yer alan aileler mesajı aldılar!" Ağlaması kesilen Kristin titremeye başladı, Mel ardından gelecek olanı tahmin ederek durdu. Kızın başı birden omuzuna düşünce bayıldığını anladı, yürümeye devam etti. “Demek ölü adam buzla kaplıydı, o gün hissettiğim şey bu olmalı!” Bedeni geniş çayırlarda dolaşıyordu ama aklı İkinci Büyük’le yüz yüze geldiği güne gitti. Aksi Hanry ve Üstat Louise’ le beraber huzurdayken, soğuk havayı ve ürpertiyi hissetmişti. “Gücü yeten istediğini yapıyor. O gün köyüm, ailem, dedem ve her şeyimi kaybetmeme neden olan haydutlarla ne farkın var ki İkinci Büyük!” Söylenerek gecenin karanlığına karıştı Mel, kafasındaki düşünceler gibi karmakarışık bir rotada devam etti. Sabah olduğunda iri yarı genç sırtını taş duvara vermiş, genç kız da başını dizlerine koyarak uyuyordu. “Mel, Mel sen misin?” Esneyerek kapıdan çıkan yamuk kâküllü genç çocuk, başını sağa çevirince onları gördü ama gözlerine inanamadığından kulaklarıyla doğrulamak istedi. “Şişşşşş, sessiz ol!” Mel belli ki tavşan uykusundaydı, daha ilk kelimeden elini kaldırarak arkadaşını susturmak istedi. Nalt onu anlayarak parmak ucunda yürümeye başladı ama kapıdan fırlayan diğerlerinin sesi etrafta çınladı. “Mel!” “Bak sen gelene! Evin yolunu hatırladın mı?” Dokuz kişi aynı anda kapıdan çıkmaya çalıştı, ayak sesleri duyan herkesin uyanmasına yetecek kadar yüksekti. Genç kız gözlerini panikle açtı. Sol tarafına yatıyordu ama heyecan yapınca yarasının üzerine döndü. Acıyla inledi, yarasını saran beyaz bandajlar kırmızıya dönüyordu ve durumu etrafındakileri harekete geçirdi. “Kristin, hareket etme!” En yakınında Mel vardı, genç çocuk bir an tereddüt etmeden duruma müdahale etti. Kristin’i tamamen yere yatırdı, başlarında toplanan kalabalığa aldırmadan gözleriyle durumu incelemeye başladı. “Nalt, sen kal. Diğerleri biraz açılabilir mi?” Mel, meraklı bakışlarla kızı izleyen dokuz genç çocuğu uzaklaştırdı. Yavaş adımlarına bakılırsa, hiç gitmek istemiyorlardı ama istek Mel’ den gelince fazla direnemediler. Mel eve girdiklerini görünce, kızın kıyafetini fazla açmadan bandajları söktü ve Nalt’a verdi. “İçeride Kristin için bir yer ayarlar mısın? Diğerlerine de söyle, bir süre onu rahatsız etmesinler olur mu?” Kafasını bir aşağı bir yukarı sallayan Nalt, anladığını belli edip yerinden fırladı. Yamuk kâküllü genç çocuk, Mel’in sağ kolu gibi davranıyordu. “Kristin, bir süre burada kalman gerekecek!” “Olmaz, kalamam!” Kızın reddedişi sonrası Mel önce ne diyeceğini bilemedi, ardından yüzüne kocaman bir gülümseme kondurarak konuşmaya devam etti. “Kristin, bu ev bana ait. Diğerleri de bu sene akademiye katılan halktan insanlar!” Genç kız kafasını çevirdiğinde gözleri kocamandı, dudakları hafifçe aralandı ve oradan kelimeler titreyerek çıktı. “Sen, o musun?”
Altı Medeniyetin Dünyası sesli tiyatro şeklinde, her gün yeni bölümüyle Youtube kanalımızda. Hemen takip etmeye başlayabilirsiniz.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.