Neden bu aileye bu kadar düşmancıl olduğunu kanıtlıyordu.
Ama...
Huajin'in tekrar ilgisizce kapıya ilerleyip tıklatmasını görürken ne yapacağını bilmiyordu.
Bu çocuk geleceğin dikdatörü.
Sebepler önemli değil, önemli olan sonuçlar.
Eğer o ölmezse, binlerce masum insan ölecek.
Eğer o ölmezse, yüzlerce masum çocuk ölecek.
Kapı tıklatılmasına rağmen bir süre gelen olmadı. Israrlı çalmaları sonucunda kapı sinirle açıldı. Yine aynı kadın.
"Ne istiyorsun ?" Hırladı sertçe. Çocuk ağzını açarak işaret parmağıyla gösterdi.
"Yemek ?" Hayatının en büyük alayını duymuş gibi güldü. "Gerek yok" başını sallayarak ardını döndü.
İlerlerken durdu.
Kolu tutuldu.
Kolunu tutan kemiksi ellere baktı. Tiksinerek sertçe ele vurdu. "Senin gibi bir piç bana nasıl dokunabilir ?" Sesi zalimceydi.
Gözü sinirden dönen kadın saçlarından sertçe tutarak yüzü kendine çekti. Acıdan gözlerinin kırıldığını gören kadın, yüzüne tarif edilemez bir zevk dokunuşuyla gülümsedi.
"Güzelsin, o kadar güzelsin ki..."
"Bu suratı mahvetmek istiyorum" Afeng'in aklına gelen ilk şey şu olmuştu.
-Güzel olduğunu söyleyenlerden nefret ediyor.
İlk başta, zulüm için bahane aradığı düşüncesine kapılsa da şu sahneden sonra bir şey diyemezdi.
Dişlerini gıcırdatırken çenesindeki damarlar belli oldu.
Daha fazla dayanamayarak ilerledi, karşıdakinin kim olduğundan bağımsız olarak bir çocuk olduğunun farkındaydı.
Hizmetçi saçı sertçe çekip tüm gücüyle başını havaya kaldırdı. Hırsını alamayarak ardından başı sertçe yere gömdü.
Alnından atan damarlar çoktan ortaya çıkan Afeng, kadının bileğini sertçe tutup çekti.
Afeng, elleri sıkılmaktan damarları çıkartırken kadın "kim!" diyerek korkuyla döndü.
Aniden yüzüne yediği yumruk ile yere yığıldı, yüzünü tutan kadın korkuyla başını kaldırdı.
"Defol!"
Bir süre daha kalırsa bu kadını öldürmekten korkuyordu.
Titrek ayaklarıyla kalkıp, kanayan burnunu tutarak oradan hızla uzaklaşan kadın kapıyı kapatıp kilitleyerek ayrıldı. Afeng'in 3 çizgisi vardı.
-Kadınlar -Çocuklar Ve masumlar. Bunlardan hiçbirine şimdiye kadar değil el kaldırmak, nazikliğinden ödün vermedi.
Ama gördüğü sahne onu çıldırtmaya yetti.
Yerdeki çocuğa ilerledi, hareketsizce yatmaya devam etti.
Gözleri kaygı gösterdi.
O zalim imparator Huajin değil.
O, işkenceye uğramış yaralı bir çocuk.
İnce bedeni eğilip kollarına aldı.
Yüzünden akan kan siyah dumana dönüşerek uçuyordu.
"Kötü"
O şimdiden kara büyücü olmuştu. Geri döndürülemez bir yol üzerinde miydi ?
Elini uzatarak şifa büyüsünü etkinleştirdi. Beden iyileşse de bilinç hala kapalıydı.
Baygın çocuğu sessizce kollarında tuttu.
Baş parmağı, işaret parmağını ovaladı. Ne yapmalı ?
İkilemdeydi ve şuan gerçekten ne yapacağını bilmiyordu.
Öldürmek istiyorsa şuan bundan kolay bir şey yoktu.
Gelecekteki güçlü büyücü, cılız bir bedenle kollarındaydı.
O kadar hafif ki, bırak bu yaştaki erkek çocuğunu, kız çocuğunun olması gereken ağırlığa dahi ulaşmadı. Öylesine zayıf ve kırılgan ki, ufak bir güç dokunuşu onu sonsuza kadar yok edebilirdi.
Nefesi zayıf ve titrek, her an sönecek bir mum ışığı misali.
Yine de ne sert tayfunlara dayanarak büyük bir yangın olacaktı.
Gümüş gözler parladı.
İnce kemiksi bir el, kolunu tutup titrediğinde gözlerindeki keskinlik azaldı.
Yapamaz.
***
Yatağa uzanan çocuğa uzun süre sessizce baktı.
Şuan kapının dışında, ev sahipleri şiddetle odanın kapısını çalıp tekmelese de bariyer etkin olduğundan tek bir ses dahi gelmiyordu.
Bu sessiz ortamda sığ nefes alış verişlerin yanı sıra nefes sesini dinleyen bir adam vardı.
Uzun bacaklar çocuğa dönerek ilerledi. İşaret parmağıyla alnını ovuşturdu. Alnı ezilmiş ve iz kalmıştı.
Parmaklar alından burna ulaştı. Burun köprüsü kırıldı, çok kanadı. Bir çocuk için çok kan kaybetmek iyi değildi.
Gözler hala sıkıca yumulu ve derin bir uykuda.
Ne yapacağına karar vermek için her şeyden haberdar olmalıydı.
Bu nedenle gözlerini yumdu, elini alnına koyarak bir büyü mırıldandı.
Eğer anılarını görürse, bu çocuğun ne olacağını anlamak zor olmazdı.
***
"Ne yapmalıyız ?"
İletişim taşı ile yaşlı adamı aradı Furue bir miktar çılgınlık ve endişe ile.
"Merak etme, adamın odada istediği kadar kalmasına müsaade et.
Hafızasını okusa dahi bir şey öğrenemez. Çocukla konuşsa dahi... İşimde titiz biriyim."
"Ama büyüsü ya senden daha güçlüyse?"
Kadın endişesini dile getirdi. "Haha, bunun güçle alakası yok. Birisi ne kadar güçlü olurs olsun var olmayan şeyleri elde edemez "
Kendinden emin bir tonda konuştu adam.
"Ama...ama..."
Kadının ısrarı sonucunda dayanamayarak açıkladı. Müşterinin gönlünü ferah tutmak şarttı. Aksi takdirde bu güvensizliğe yol açarak işi üzerine taş koyabilir.
"Hanımefendi, onunla olduğum her an çevresini büyü alanıma dahil ettim. Anıları da dahili herşeyi kontrol altına alacak ağır bir büyü kullandım. Kısacası o anılar zihninde yok. Kız bile kendini erkek sanıyor, bir başkasının öğrenmesine imkan yok"
Kadın bunun üzerine rahatlayarak iletişimi kesti.
Kadın, içeride olanları bilmese de sezgileri doğruydu. Çocuğun anıları şuan adam tarafından altüst edildi. Yasaklı ve yokolmuş o teknik saniyesinde kızın kimliğini içeren anılar sonsuza kadar silinerek asla gün yüzüne çıkmadı.
Ve gerçek cinsiyeti bilen 3 kişi asla sıkı ağızlarını açmayacaktı.
Aksi takdirde prens olarak saraya girme durumu tamamiyle bir fiyasko olacaktı.
***
Haah- Bu sefer cidden yatağa çöktü. Oturma değil, ciddi ciddi çökme. Geleceğin zorbasının bu çocukluğa sahip olacağını düşünmek ?
Çocuğa baktı, hala huzurla uyuyan suratı gördükçe istemsizce kalbi eriyordu.
Doğru, çocuklar zayıflığıydı.
Ama durum vahim.
Henüz hiçbir cinayete teşebbüste bulunup birine zarar vermeye çalışmasa da zihin sağlığı karmaşada. Ayrıca...
Gözleri tekrar keskince parladı. O hizmetçi grubu gerçekten aşırı. Asla yemek verilmedi, verilen sulara ilaç karıştırıldı. İlaç...
Zaten karmaşada olan zihni kaosa iten son adımdı. Bardağı taşıran son damla. Böylece sakin ve akıllı görünümlü bir yetişkin, ama zihin yaşı hala küçük insan oluverdi.
İçgüdüleriyle yaşayan bir şeytan... 2 yılda, herkes onu cehenneme sürüklemek için ne gerekiyorsa yaptı. Bu malikanede bulunan herkes, gelecekte imparatorluğu yıkacak bir şeytan yarattı.
Çocuk olarak hiçbir suçu yoktu. Ölümde bile hüzün değil, nefret bürürken gözlerini, tek suçu ona eşlik edemeyen insanlardaydı.
Eğer yeniden doğduğu zaman gelseydi...
Her şey iyi gidebilirdi.
Ama çok geç kaldı.
Uçurumun kenarında atlamaya hazır duran bir kişiyi ikna etmek zordu. Parçalara ayrıldı, ruhunda her biri derin kesik yaralarla orada durdu.
Ağlamadı, asla. Zira ağlamayı bilmiyordu. Ona öğretilen kesilen çiziği deşmekti.
Ruh hali karmakarışık. Iki yıl önceki halinden farklı. Kararlıydı, geleceğin cehenneminin kapılarını açan kişiden kurtulmaya. Masum insanlar ve canlar için. Yıkımı durdurmak için.
Ama peki onun canı ? Onun ruhu ? Şuan, savaş alanındaki gibi karşısında dursa dahi ona savaşmakta tereddüt edebilir. Hele ki şimdi bir çocuktu. Alnını sinirle yoğurdu.
Ölüm anı aklında canlanırken sarsıldı, bir detay dikkatini çekti.
-Şeytan ayrıntıda gizlidir.
Mor olması gereken gözler siyaha bulandı. Kan çanağına dönmüş gözler ve ifadesiz mimikleriyle öylece duruyordu. Gözler odaksızdı, hareketler mekanik ve düzenli.
Kukla gibi.
Bu sahne, ölmeden önceki son anılarıydı.
Sonunda gözlerdeki siyahlık kaybolduğunda yüzdeki nefret azaldı, bitkin ve tükenmişlik hissi yüzünden sızıntı yaptı.
İlk defa bir mimiğe o an sahip oldu, kararmış gözler kaybolurken gevşeyen yüzdeki nefret değil, bitkinlik ifadesiydi. Yerinden doğruldu.
İşler o kadar basit olmayabilir. Ama bildiği bir şey vardı, bu kişi günah keçisi seçildi.
O da bir kurbandı.
Sadece kullanıldı ve işi bitince her an kurtulunacak bir kukladan fazlası değildi.
"Lanet olsun..."
Şimdi direk saldırmak yerine gözlemlediğine minnettar.
Pekala, sebepler çözüldü. Şuanki durumla gerçekten onu öldüremezdi. Geleceği düşünerek alnını yorgunca ovuşturdu. Üzerindeki ağır sorumluluğun ağırlığını hissedebiliyor gibiydi.
Onu öylece bırakamaz.
Madem tüm işlerin ortasındaki neden oydu, onu gözden ayırmayacaktı. Onu takip edecek ve yardımcı olmayı deneyecek. İşe yaramazsa...
Ondan kurtulmaktan başka çaresi yoktu.
Çünkü binlerce can, tek bir cana ağırlık basıyordu.
En iyi seçenek ikisinin de kurtulması, seçim olmaması.
Umut ediyordu.
-Devam Edecek-
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.