Veteriner yanımıza geldi. Fukuhara-san ayağa kalktı. Ardından da ben ayağa kalktım. Veteriner ellerini önünde birleştirdi.
"Buraya getirdiğinizde zaten çok kan kaybetmişti..."
Fukuhara-san'a baktım. Gözlerinin içi dolmuştu.
"Ne yazık ki..."
Fukuhara-san sözlerin devamını duymadan koşarak veterinerin dışına çıktı. Veterinere dönüp başımı eğdim.
"Çabalarınız için teşekkür ederim."
Fukuhara-san'ın peşinden koştum. Binanın dışına çıktığımda yağmurun başlamış olduğunu fark ettim. Fukuhara-san öylece duruyordu. Arkasından yaklaştım. Ortamı yumuşatmak için bir şaka yapmam gerekiyormuş gibi hissettim ve düşünmeden konuştum.
"Islanmaktan mı korku-?"
Cümlemi bitirmeden Fukuhara-san arkasını dönüp bana sarıldı. Ben de hafifçe bir elimi Fukuhara-san'ın sırtına koydum. İkimizde bir süre bir şey konuşmadık. Yağmurun sesi dışında başka hiçbir ses yoktu. Geçirdiğim o beş saniye hayatımın en huzurlu anıydı belki de. Fukuhara-san mırıldandı.
"Korkmuyorum..."
"Efendim?"
"Korkmuyorum! Yağmurdan, ıslanmaktan veya ölümden… hiç kimse veya hiçbir şeyden korkmuyorum."
Sesi hâlâ ağlamaklı geliyordu. Bir cevap bulamadım ve sustum. Yine sadece yağmurun sesi vardı sadece.
"Ben sevdiğim insanları kaybetmekten korkarım."
Bunu ben mi demiştim? İmkansız. Ben konuşmamayı tercih etmiştim ama! Kendimi seçtiğim seçeneğin hikaye tarafından zorla değiştirildiği bir visual noveldaymışım gibi hissettim. Fukuhara-san kafasını kaldırdı ve bana baktı. Gözyaşları hâlâ gözlerinden aşağı süzülmeye devam ediyordu.
"Daha önce değer verdiğin birini mi kaybettin?"
"Hayır… Belki de bu yüzden bu kadar çok korkuyorumdur."
Fukuhara-san yavaşça benden uzaklaştı ve yan taraftaki banka oturdu. Ben de yanına gittim.
"Yağmuru seviyorum."
"Ha?"
"Bana hep bir şey anlatmak için yağarmış gibi gelir. Hüzün, mutluluk, aşk… Sadece herhangi bir şey… Peki sen? Sen yağmuru seviyor musun?"
"Islanırsın, hasta olursun ve nedense sürekli trafik olur. Ben sevilecek bir tarafını göremiyorum."
"Neden o köpeği kurtarmak için bu kadar uğraştın? Çoğu insan benimle veterinere gelmeyi kabul bile etmezdi"
Asıl sebebimi söylersem büyük ihtimalle gülünç gelecektir diye düşündüm ama aklıma bir yalan gelmedi.
"Bilmem..."
Yine sustuk ve içimize kapıldık. Aslında doğruyu söylesem daha mı iyiydi? Belki ortak bir ilgi alanı bulmuş olurdum. Ama bu kadar saçma bir sebep belirtip gözünden de düşebilirdim. En iyisi onun sebebini sormaktı. Eğer onunda saçma bir sebebi varsa ben de anlatabilirdim.
"Peki senin sebebin ne?"
"Çalışma masamın üstünde duran biblo var. O köpeğe çok benziyordu ve içimden yardım etmek geldi."
"Aslında… Ben de okuduğum bir manga karakterine özendiğim için bu kadar uğraştım."
"Manga mı?"
"Evet. Ana karakter bir veteriner ve Dünya'yı gezip egzotik hayvanları kurtarıyor ve tedavi ediyor."
"Kulağa eğlenceli gibi geliyor. Mangaları sever misin?"
İşte o soru! Toplumun biz manga okurlarına karşı hazırladığı o tuzak soru! Gerçek bir manga okuru bu soruya bir otaku değilmiş gibi cevap vermelidir yoksa dışlanır! Eğer neredeyse hiç ilgin yokmuş gibi davranırsan muhteşem bir ortak noktayı kaçırırsın. Ama eğer çok seviyormuşsun gibi davranırsan da otaku damgası yersin! İşte bu bir manga okurunun çıkmazıdır. Ama neyse ki ben Tahara Jiro, bu sorunun nihai doğru cevabını biliyorum!
"Eskiden beri takip ettiğim birkaç seriyi okuyorum sadece."
Fukuhara-san bu müthiş cevabıma karşı bir şey demedi. Konuşmanın yine bitip sessizliğin hüküm sürmemesi için konuşmaya başladım.
"Yağmur daha ne kadar devam edecek acaba? Hava durumunda bu haftanın yağmursuz geçeceğini gösteriyordu. Keşke şemsiyemi almış olsaydım."
"Evin ne kadar uzak?"
"Pek uzak sayılmaz. Karşılaştığımız parkın biraz ilerisinde. Senin?"
"Yotsuyu İlkokulunun orada"
"Niye bu tarafa kadar geldin ki? Bu yoldan giderek yolunu iki kat uzatmışsın!"
"Çocukluğumdan beri boş zamanlarımda o parka gitmeyi seviyorum."
Birden ağzım dışında tüm vücudum dondu ve bilinçsizce konuşmaya başladım.
"İ-i-istersen yağmur durana kadar benim evimde bekleyebilirsin."
Az önce ne dediğimin farkında mıyım acaba ben?! Daha yeni tanıştığım bir kızı evime davet ettim! Gelmesi için hiçbir sebep yok hem de! Ha burda ha benim evimde beklemiş ne fark eder. Hem giderken zaten ıslanmış ve Zaten Fukuhara-san'ın evinden de uzaklaşmış olacağız! Bu fikir kimseye fayda sağlamaz… Benim dışımdaki kimseye! Az önce dolaylı yoldan kendimi bir sapık olarak ilan ettim. Tüm güzellikler buraya kadarmış. En azından dans kulübüne gitmeme gerek kalmayacak.
"Sorun olmaz mı?"
Ne? Soru mu olmaz mı?
"Ta-ta-tabi ki de hayır!"
Tüm dinlerin tanrılarına binlerce şükür olsun! Benim salakça teklifimden daha salakça bir cevap aldım! Çantalarımızı kafamızın üstünde tutarak koşmaya başladık. Kalbim küt küt atıyor, pişmiş kelle gibi sırıtmamak için kendimi zor tutuyordum. Ama sonrasında olan oldu. Yağmur yavaşladı ve de ardından tamamen durdu. Doğa ananın sabotajına uğramıştım. Çantaları kafamızın üstünden indirdik ve koşmayı bıraktık. Hafifçe gülümseyip Fukuhara-san'a döndüm. Aklımda bir şey yoktu ama yine de konuşmak için ağzımı açtım. Ne söyleyeceğimi ben bile bilmiyordum.
"Şey… Yağmur durduğuna göre sanırım buraya kadar."
"Galiba haklısın."
Kolumu kaldırdım ve solumuzdaki yolu işaret ettim.
"Bu yoldan devam edersen bahsettiğin ilkokula gidebilirsin."
"Evim aslında o tarafta değil, Tahara-san"
Fukuhara-san başını öne eğdi.
"Yalan söylediğim için özür dilerim! Yeni tanıştığım birisine evimin yerini söylemek istememiştim."
Bu bana güvenmediği anlamına mı geliyor. Hayır saçmalama bir stalker gibi hareket etmedim. Yani en azından bence. Yalan söylemesi gayet doğal. Sonuçta o bir kız ve ben de bir erkeğim. Hem de birbirlerine yabancı olan bir kız ve bir erkek. Yalan söylemesi çok doğal!
"Benimle birlikte o kadar uğraştınız ve bana çok iyi davrandınız ama ben size-"
"Hayır hayır, özür dilemene gerek yok. Doğru düzgün tanımadığın birine evinin adresini vermek istememe tamamen doğal. Senin yerinde olsam ben de söylemezdim."
Fukuhara-san başını kaldırdı ve şaşkın şaşkın bana baktı.
"Gerçekten sorun değil mi?"
"Söylediğim gibi bu çok doğal."
Kendimi çok mu küçülttüm acaba? Az önce gitmek üzere olduğumuz yolu işaret ettim.
"Ben burdan devam edeceğim. Yarın okulda görüşürüz."
"Tahara-san, ben de o yoldan gideceğim."
"Ah… Öyle mi? Ne güzel."
Neden ilk önce ne taraftan gideceğini sormadım ki? Hay kafamı… Hayır! Doğru olan buydu! Asıl nereye gideceğini sorsaydım bir stalker gibi gözükürdüm. Doğru kararı verdiğimi varsayıp Fukuhara-san ile yürümeye devam ettik ve birkaç sokak sonra evinin şu köşeyi dönünce olduğunu söyledi ve ayrıldı. Yoluma devam ederken birden arkamdan seslendi.
"Tahara-san!"
Arkamı döndüm.
"E-efendim?"
"Bahsettiğin manganın ismi ne?"
"D-...Doctor Exotic..."
…
Aslında evi benim evime çok yakınmış. Buralarda oturuyorsa niye veterinerin yerini bana sordu? Gerçi eğer bir evcil hayvanı yoksa bilmemesi normal. Bunu düşünürken evimin önüne geldim.
"Hey, hey hey! Küçük kazanova özentisine bakın."
Birisi omzumdan tuttu ve beni durdu. Arkamı döndüm. Karşımda saçını sarıya boyatmış, kaşında piercing olan birisi vardı. Bizim okul üniformasını giyiyordu.
"Ee nasıl gidiyor paşam? Var mı bi' sıkıntın?"
"H-hayır..."
"Umarım öyle de kalırsın. Ama şöyle bi sıkıntı var..."
Boğazını temizledi ve yere tükürdü.
"N-nasıl bir sıkıntı?"
"Fukuhara diye bir sıkıntı. Paşam şimdi bana o kızla ne derdin olduğunu söylüyorsun yoksa… Yoksa… Yoksası falan yok söylüyorsun işte!"
Kafama hafifçe tokat attı ve yakama yapıştı.
"Y-yaralı bir köpeği vete-"
"Evet evet o kadarını ben de biliyorum. Nereden tanıyorsun?"
"Tanımıyorum."
"Ne durumda olduğunu farkına varmadın galiba paşam? Yalan söyleyerek bu işten sıyrılamazsın."
"Ku-kulüp! Aynı kulübe gidiyoruz."
Sağına soluna baktı ve yakamı bıraktı. Sesini alçaltarak konuşmaya devam etti.
"Sen bizim okula yeni geldin mi?"
"Evet. Sayılır..."
"Bak. Kiminle muhatap olduğunu bilmiyorsun. Kawano Senpai'me bu sefer söylemeyeceğim ama bunu sakın seni kurtarıyormuşum gibi düşünme. Anladın mı?"
"Kawano da kim?"
Geriye doğru yürüyerek konuşmasına devam etti.
"Kim olacak. Konuştuğun kızın sevgilisi ve okulumuzun bir numarası."
Arkasını döndü ve yürümeye devam etti. Ben ise donup kalmakla yetindim. Bir gök gürültüsü ile yağmur tekrar çiselemeye başladı… Evet, Fukuhara-san. Yağmuru ben de seviyorum. Çünkü ağladığımı gizliyor.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.