E-“Hoş geldin baba.” A-“Sağ olasın.” Dedi Alphrod, hemen Mirabelle’ye doğru yürüdü. Elbisesinin eteğini tutarken ona sevimli bir şekilde baktı ve alphrod’un katı ifadesi nazikçe gevşedi. Kızının başını büyük eliyle yavaşça okşadı. A-“İyi miydin?” M-“Evet iyiyim.” A-“Ağrın falan oldu mu?” M-“Ablam bana çok iyi baktı, o yüzden şimdi çok iyi hissediyorum.” Mirabelle evin en küçüğüydü ve zarif cevaplama şekli bile olabildiğince sevimliydi. Elena babasının bakışları ona yönelene kadar ikisinin konuşmasını izledi. Elena hafif titrek bir sesle konuştu. E-“Umarım yolcuğun kötü geçmemiştir.” Alphord hafifçe başını salladı. Bir an nefes alamadı. Kalbi dolmuştu. Bir daha göremeyeceği babasına sahiptı. D-“Yemek yediniz mi?” A-“Hayır. Sanırım hepiniz beni bekliyorsunuz, çünkü beklenenden daha geç geldim. Hadi yemek yiyelim.” Önce Alphord yemek salonuna girdi, ardından üç çocuğu geldi. Sık sık gece geç saatlerde kaleye gelirdi ve gelir gelmez yemek salonuna giderdi. Kimse bu akşam yemeğinin Elena için ne kadar özel olduğunu bilmiyordu. Gözlerinde oluşan nemi saklamaya çalışırken arkasından sessizce yürüdü.
Merkezi konumda beyaz masa örtüsüyle kaplı uzun bir masanın bulunduğu salona geldiler. Masa yirmi kişi ağırlayacak kadar büyüktü, mumlar ve çiçekler özenle dekore edilmişti. Alphrod gelmeden önce Elena düzenlemelerle ilgilenmişti. Her zamanki gibi babası masanın oturdu, derek sağ tarafa otururken Elena ve Mirabelle sol tarafa oturmuştu. Hizmetçiler yemekleri getirmeye başladılar ve tabaklarındakini bitirir bitirmez bir sonraki tabak gelecekti. Geçmişte Alphrod’un eve gelişini kutladıklarında aile, Elena’nın dikkatli hazırlıklarından dolayı akşam yemeğinden çok keyif alırdı, ama bu gece Elena elinden gelen her şeyi yapmıştı. Kimse bunu söylemeyecekti ama büyük masa o kadar doluydu ki hemen hemen koca bir ziyafetin bir tık altında görünüyordu. alphrod ve Derek sessizce yemek yemekten hoşlanırken Mirabelle mırıldandı: “yanlış bir şeyler var.” Ailenin sessizliğini bozan Alphrod idi. A-“Bu yılki kılıç müsabakasına katılacak mısın?” Masadaki herkes Derekle konuştuğunu biliyordu. Derek, bir eğitim sırasında yaşadığı yaralanma nedeniyle başkentteki yarışmaya katılamamıştı. Babası ve erkek kardeşi bunun hakkında konuşmadı, ama Elena Derek’in katılamadığı için derin bir pişmanlık duyduğunu biliyordu. D-“Evet. Bu sefer gitmeyi düşünüyorum.” A-“Katılmaya karar verirsen, çalış ve iyi bir performans göster.” D-“Yapacağım.” Belki de bir baba-oğul arasındaki konuşma böyle oluyordu. Elena’yı, iki aşırı benzer adam arasındaki konuşmayı dinlerken bir gülme bastı. Elena geçmişte iki sert sesli adamın konuşmalarını rahatsız edici bulurdu ama şimdi öylece güldü. Yemek devam ederken, Alphrod ilgisini Elena’ya çevirdi.
A-“Glenn’in düğününe katıldın, değil mi?” E-“Ah, evet.” A-“Yolda miden rahatsızlandığından eve geri döndüğünü duydum. Başkalarıyla da ilgilenmeye çalıştığını biliyorum, ama burayı terk etme. Muhtemelen bundan ders aldın, fakat kendi hayatlarımızı nasıl idare edeceğimizi öğrenmemiz gerek.” E-“...Evet.” A-“Derek bu kılıç müsabakasına katılırsa önümüzdeki günlerde benimle başkentte yaşaması gerekebilir bu yüzden evde daha fazla görevin olacak. Artık gereksiz şeylere vakit harcama ve ev işleirne daha fazla konsantre ol.” Elena çatalını tutarken duraksadı. Bir süre sonra durgun bir sesle cevapladı. E-“Evet baba.” A-“Mirabelle’nin sağlığının iyi olmasına sevindim. Ama kız kardeşine her zaman göz kulak olman gerektiğini unutma.” E-“...unutmayacağım.” A-“Erkek kardeşin evimizin temel direği, ileride ayak izlerimi takip edecek ve kraliyet ailesinin dördüncü şövalye birliğini yönetecek. Söylediğim gibi, kadınlar ev işlerini ve çocuk bakımını daha iyi yapar. Senden daha fazlasını beklemiyorum, ama evlenene kadar ev işlerine özen göster.” Bunu önceki yaşamında her zaman duymuştu, fakat neden aniden duyduğu sözlerin bu kadar gücüne gittiğini anlayamadı. Elena’nın yüzü asıldı ve mirabelle öfkeyle patladı.
M-“Bugünlerde bütün ev işlerini neden yalnızca kadınlar yapıyor? Baba sen buna karşı olsan bile, kadınlar kılıç kullanabilir ve profesyonel işlere sahip olabilirler.” ÇN: konuş kız A-“Çünkü o insanlar asil bir soydan gelmiyorlar. Sen böyle bir sıkıntıya girmek zorunda değilsin.” M-“Ve ablamın evleneceği kişiyi kendisinin seçmesine izin veremez misiniz?” A-“Saçma sapan konuşuyorun. Elena evde kardeşine ne öğretiyorsun?” ÇN: yine kabak elenanın başına patladı. Elena durması için Mirabelle’ye baktı. Sonra babasına yumuşak bir sesle cevap verdi. E-“Üzgünün. Mirabelle hala genç.” A-“Mirabelle, ablana benzeme.” M-“..Tch.” Alphrod sert bir ses tonuyla konuşsa bile, mirabelle öylece dudaklarını büzdü. Bunu yapan Elena olsaydı azar işitmiş ve ölümüne ramak kalmış olurdu. Ama mirabelle uzun yaşaması beklenmediği ve hasta olduğu için hiç zılgıt yememişti. Her zamanki gibi, alphrod mirabelle’ye onaylamayan gözlerle baktı ve hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Elena çocukluğundan beri annesinin yokluğunu doldurmak için –ailenin bakımı, aile erkeklerinin bakımı ve kız kardeşinin bakımı- çok fazla sorumluluk aldı. Her şey onun eline bakıyordu, ama hayatından asla memnuniyetsiz değildi. sadece kaderini yaşıyordu. Fakat bu gece babasının söyledikleri onu hayal kırıklığına uğrattı... belki de fedakarlığının anlaşılmasını istedi. Gelecekte ailesi öldüğünde çok fazla şeye katlanmıştı, ve ailesi için döktüğü terin ve göz yaşının takdir edilmesi için biraz umudu vardı. Babası kadar yetenekliydi. Elena acı bir tebessümü yuttu. Birlikte böyle akşam yemeği yemek rüya gibiydi. İnsanın açgözlülüğünün sonu yoktu. Ailesinin yaşadığı hayatı bilmemesini istiyordu, ama aynı zamanda ödüllendirilmek de mi istiyordu? Elena bencilliğine içten içe güldü. Bu güzeldi. Bundan daha fazlasını istemiyordu. Elena boğazındaki yumruyu yuttu ve yemekte iyi olmaya çalıştı. Akşam yemeği arası gelen tabakların şangırtısı eşliğinde kısa bir sohbetle son buldu. Sonunda, elena temizlik için yemek odasında geriye kalmak zorundayken her aile üyesi odasına dağılmıştı. Sıvalı kollarıyla çalışmaycak olmasına rağmen,hizmetçileri denetlemek ve görev dağılımını yapmak onun işiydi.
İşini bitirip yemek odasından ayrıldıktan sonra, onu masada bekleyen buharlı bir kupa gördü. Gördüğü anda, içinde sıcak çikolata olduğunu anladı. Bazen Derek’in Elena’ya bıraktığı türden bir armağandı. Küçüklüğünden beri, aile toplantılarında onu kızdıracak bir şey duyduğunda, Derek ona sıcak çikolata verirdi. Belki de akşam yemeğindeki konuşma Derek’in aklındaydı. ÇN: Derek kalbimi çaldın çocuk
E-‘Uzun zamandır sıcak çikolata almadım. Neden daha önce kardeşimin nezaketini fark etmedim? Ellerini kupanın etrafında ısıttı ve rahatlık düşüncelerinin içine sızmış görünüyordü.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.