Hizmetçinin yardımıyla Elena yatağı hazırladıktan sonra, elinde çikolata bardağıyla yatak odasının önünde durdu. Birisinin içeride olduğunu hissetti ve kim olduğunu tahmin etti.  Birdenbire birisi bir çığlıkla üstüne atladığında masumca odasına yürüyordu.
M-“Ha.”
Elena başını çevirdi ve Mirabelle’nin korkunç bir surat yaptığını gördü. Kız kardeşi muhtemelen bir süredir orada bekliyordu. Bu sürpriz saldırı sonrası Elena’nın ne yapacağını merak ediyordu, zamanlamayı kaçırdığını sonradan fark etti. Elena kupayı masanın üzerine koydu.
E-“Ne yapıyorsun burada? Odama izinsiz girmemeni söylemiştim.”
M-“Ah, sorun ne?... sadece bir kerelik.”
Mirabelle’nin sesi  bir mırıltıyla yumuşadı,  ve Elena ağzını kapamaktan başka bir şey yapamadı. Mirabelle Elena’ya bir yastık attı.
M-“Bugün ablamla yatmak istiyorum.”
E-“Neden birdenbire benimle yatmak istiyorsun? Artık çocuk değilsin.”
M-“Ama... babamın söyledikleri seni incitmedi mi?”
Mirabelle’nin sesinde endişe vardı, ancak Elena başını iki yana salladı ve kız kardeşinin saçını okşadı.
E-“Önemli değil.”
M-“sanırım babam bazen en sert sana davranıyor. Her zaman şikayet etsem bile Derek ve bana bir şey demiyor.”
E-“Babamın yaptığında yanlış bir şey yok.”
M-“Bu yanlıştı! Babamın böyle şeyler söylemesinden nefret ediyorum.” ÇN: biz de

Mirabelle’nin öfkesi Elena’nın hayal kırıklığını kar gibi eritti. Geçmiş yaşamında bile babasının ona daha iyi davranmasını dilerken, her zaman mirabelle’yi destekleyen babasından Elena’nın nefret etmediğini Mirabelle’nin bilip bilmediğine dair fikri yoktu. Babasının kız kardeşi için gösterdiği aynı sıcaklığı paylaşmayı ve erkek kardeşi için sahip olduğu aynı beklentilere sahip olmayı diledi.
Geçmişe dönmesi gerçeğine rağmen bu duygu değişmemişti. Elena yeniden hissedebiliyordu. Gerçekten geçmişe dönmüştü. Soğuk kanlı   bir kadın  şövalye olarak, kont kızı olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmuştu. Mekanın bir insanı şekillendirdiği söylenir, yaklaşık yirmi yıl boyunca başka bir hayat yaşamışken, günler geçtikçe şu anki zamanın duygularına yavaşça asimile oluyordu. Babasını canlı ve iyi görünce hayal kırıklığına uğrayacağını hayal etmemişti...
Ama şu anda, tüm vicdan azabı kaybolmuştu.  Aldığı sıcak çikolata ve Mirabelle’nin sıcak sözleri her şeyi yoluna koymuştu. Allah’a bir kez daha ailesinin yanında olduğu için şükretti.
İlk Elena yatağa çıktı ve yanındaki yeri okşadı.
E-“Buraya gel, hadi uyuyalım.”
Mirabelle’nin yüzü aydınlandı ve yastığını alıp yatağa atladı. Uzun zamandır kız kardeşiyle beraber yatmamış olan Mirabelle için olduğu kadar Elena için de güzel bir öneri olmuştu. Elena, geçmişe döndüğünden beri düzgünce uyuyamamıştı, gözlerinin açtığından her şeyin bir rüya olacağından korkuyordu.  Mirabelle’nin yanını dolduran sıcaklığını ve ağırlığını hissetti.
E-“Mirabelle.”
M-“Hı-hı.”
Mirabelle çoktan uyumak üzereydi. Elena kollarını kız kardeşinin etrafına sardı ve yavaşça gözlerini kapadı.
E-“Yanımda olduğun için teşekkür ederim kardeşim.”
M-“Neyden bahsediyordun?”
E-“Artık hiçbir yere gitme. Ben ... çok yalnızdım.” ÇN:ağlıcam
M-“Hehe, Ablam olmadan  gideceğim.”
Mirabelle’nin alaycı sesini dinlerken Elena, çok uzun zamandır hissetmediği bir rahatlık duygusuna kapıldı. Yıllarca intikam peşinde kılıcını sallamıştı ve geçmişe dönse bile bu duyguyu geride bırakamıyordu. Kısa süre sonra derin bir uykuya daldı. Elena’nın hatırladığı kadarıyla dünyanın en  güzel uykusuydu.
**


E-“1,2....49,50”
Kas egzersizi yapıyordu ,yatak direklerini birbirine bağlayan sağlam bir yatay çubuğu tutarak vücut ağırlığını sadece kollarıyla kaldırıyordu. Sabahın erken saatleriydi ve henüz güneş doğmamıştı, ama Blaise kalesine döndüğünden beri her gün egzersiz yapıyordu. Bu sefer Carlisle’yi kurtarmış olabilirdi, ancak daha sonra başına ne geleceğini  bilmenin bir yolu yoktu.  Paveluc’u yıkmak için hazırlaması gereken çok şey vardı. Bunlar arasında kılıç dövüşü en temel beceriydi. Önceki yaşamında, kaçmaya odaklanmış ve hemen öğrenmemişti.  Düzeltilirse, şimdi geçirdiği zamanı geçmişte olduğundan daha yüksek bir seviyeye gelmek için kullanabilirdi. Elena hedefine ulaşmaya kararlıydı.
E-“Ha.”
Sonunda sert bir şekilde nefes alarak yatay çubuğu iki eliyle serbest bıraktı. Yere inince dinlenmeyip hemen dışarı çıktı. Neyse ki, Blaiseler beden eğitimi için çok fazla alana sahip bir aileydi. Elena koşmayı kimsenin kuşkulanmayacağı en etkili egzersiz yöntemi olarak seçmişti.
Tadag,tadag.
Aile şövalyeleri eğitim alanının etrafında uygun adım yürürken sürekli ayak sesleri duyuluyordu. Bazıları üç sabah boyunca koştuğunu gördüklerinde garipsemişlerdi, ancak sonunda onun rutinine alıştılar. Günün erken saatlerinde çalışarak onların çoğundan kaçınmıştı.

Elena ona doğru uzun bir gölge yaklaşırken durmadan koşup nefes alıyordu. Uzun boylu, sağlıklı bir vücuda ve duygusuz bir ifadeye sahip, mükemmel bir şövalye misali koşan bir adamdı. Kardeşi Derek’ti.
Elena onu kaçamak bir şekilde başıyla selamladı  ama koşmayı bitireceği yere ulaşana kadar durmadı.  Yanında koşan Derek durdu ve derin bir nefes aldı.
D-“Aniden egzersiz yapmaya başlamana ne sebep oldu?”