Tak tak. O akşam Elena Mirabelle’nin isteği üzerine babasının kapısını çaldı. Babası, başkente geri gitmeden önce birkaç gün evde kalırdı. Bu seferde aynısı olurdu. Babası sık sık görmediği babası için kalbi özlem doluydu, ama bu onun geçmişe döndüğünden beri babasını ilk özel ziyaretiydi ve çünkü onunla konuşmakta zorlanıyordu. Şimdi bile duygularını dürüstçe ifade edemeyeceğini hissediyordu. Mirabbelle gibi biraz daha sevimli ve cana yakın olsaydı ya da erkek kardeşi gibi babasının beklentilerini karşılayabilseydi... Gergin bir şekilde ellerini sıktı ve açtı. Odanın içinden Alphrod’un sesi geldi. A-“İçeri gel.” Onun izniyle Elena kapıyı dikkatlice açtı ve içeri girdi. Alphrod, bir tarafında uzun kağıt yığınının olduğu büyük bir masada oturuyordu. Meşgul olan tek kişi o değildi. her zaman uzun süre kaleden ayrı kaldığı için muhtemelen babasının daha fazla evrak işi vardı. Sessizce duran Elena’ya baktı, sonra ilk konuşmak için harekete geçti. A-“ne oldu?” Bu tanıdık sözcükler karşısında ne söylediğini hatırlamaya çalıştı, ama babasını selamlamak için söyleyecek bir şey bulamadı. Gençliğinden beri ailesiyle ilgilenmiş ve akıllı, çabuk kavrayan biri olarak büyümüştü, ancak Alphrod ailesine oldukça dobra davranıyordu. Sık sık babasının ve erkek kardeşinin davranışları konusunda mağdur hissetmişti., ama bir şekilde bu ikisinin imajı olup çıktı. E-“Meşgulsen özür dilerim. Sana bir şey sormaya geldim. Mirabelle’yi Markuez Holland’ın ev sahipliği yaptığı çay partisine götürmek istiyorum.” A-“Mirabelle mi? Bu günlerde ne kadar iyi olsa da, onu zorlayan başka bir nöbet geçirebilir. Bu partiye kendin gitmeye çalış.” Prestijli bir şövalye ailesi olan Blaise, en çok güce önem verirdi. Sosyetenin siyasetini ve dedikodularını düşünmeye çok az meyilliydiler, babasına göre Elena’nın hayatı sadece çocuk oyunuydu. Tabii ki, elena şövalye ailesinde bu tarz bir düşüncenin olmasını anlıyordu, ama sosyetenin bu cihetini ihmal etmeyi onaylamıyordu. Daha önce bir ömür yaşayan Elena tarafından bunun değeri anlaşılmıştı. E-“Mirabelle eninde sonunda kontes olarak sosyal bir hayat yaşayacak. Partiye gitmek istediğini kendi söyledi. Sonsuza kadar dışarı çıkmasını engelleyemeyeceğini biliyorsun. Ona göz kulak olacağım, bana emanet edebilirsiniz.” A-“Mirabelle senin gibi sağlıklı değil. Onu riske atacaksın.” E-“Mirabelle’nin sağlığı için ben de endişeliyim. Ama ne kadar zayıf olursa olsun, onu kafesteki bir kuş gibi yetiştiremezsin. Bence Mirabelle’yi bir kez dinlemelisin. Çok dikkatli olacağız.” Elena kız kardeşinin sağlığı konusunda dikkatsiz değildi. bunu Mirabelle elbisesini düzelttiği için bir iyilik olarak yapmıyordu, kardeşi gerçekten istediği için yapıyordu. Alphrod Elena’nın söylediklerini düşünürken sessizce elena’ya bakıyordu, sonra yüzünde anlaşılmaz bir ifadeyle Elenayla konuştu. A-“Elena kendin gibi konuşmuyorsun. Ne zamandan beri sözümün üstüne söz söyler oldun.” Elena babasının azarlamasından dolayı utanmış hissetti. Geçmişte babasına karşı nasıl davrandığını hatırlayamadı. O zaman ona böyle şeyler söylüyor muydu? E-“Ben-“ Elena titreyen gözlerle izah etmeye çalıştı, ama babası ona çıkıştı. A-“Peki. Eğer bu kadar gitmesini istiyorsan, gidebilir.” E-“Ah... Teşekkür ederim.” A-“Mirabelle’ye bir şey olursa sorumlu tutulacaksın.” E-“...” A-“B u son. Daha önce de söylediğim gibi, olabildiğince dışarı çıkmamaya çalışın. Bir kadın evlenene kadar evine göz kulak olmalı. E-“...Evet baba.” A-“Emin olana kadar san bunu söylemeyecektim, ama Morris ailesinden bir evlilik teklifi aldın.” ÇN:Carlisle duymasın Sözler kulaklarında yankılandı. Asil bir ailede doğduğu için, ailesinin seçtiği birisiyle evlenmesi bekleniyordu, ancak önceki yaşamında bunu duymamıştı. Elena hafif titrek bir sesle sordu. E-“Benim için bir evlilik teklifi mi?” A-“Evet, bu yüzden endişeliyim. Evlenecek yaşa geldin. Aslında, annenin ölümü nedeniyle muhtemelen biraz geç kaldın. Çok geç olmadan evliliğine karar vereceğim.” Önceki yaşamında neden bunu söylemediğini sormak istiyordu, ama cevabı zaten biliyor gibiydi. Bir yıl sonra, Blaise ailesi ölüme mahkum olacaktı. Öyleyse, çöpçatanlığın başarısız olma şansı yüksekti. Dahası, konuşma geçmişte babasının ona bu konudan hiç bahsetmediği ortaya çıkarmıştı, çünkü başından beri söylemek istemiyordu. Diğer soyluların kızlarının, kiminle evleneceklerine karar verildiği söylendikten sonra, ebeveynlerine nasıl tepki verdiklerini bilmiyordu. Ama iki ana tepki yok muydu? Eşinin kim olduğunu merak ediyorsun ya da ağlayıp çığlık atarak evlenmek istemediğini söylüyorsun. Elena da Morris ailesini merak etti. Ancak, diğer asil çocukları gibi heyecanlı, endişeli ve kederli hissetmedi. Çoktan ailesinin iyiliği için evlenmeye karar vermişti. babasının onunla daha sıcak bir şekilde konuşmasını diledi, ancak başka bir itirazı yoktu. E-“Anlıyorum. İyi bir seçim yapacağını biliyorum. Ancak yine de Blaise ailesine faydalı olan bir evlilik yapmak istiyorum.” A-“...Gerçekten mi?” ÇN: baba şok Alphrod’un her zaman sert olan yüzü şaşkındı. Mirabelle’den ayrılma düşüncesiyle göz yaşları içinde olur sanıyordu. Onun böyle rasyonel bir cevap vermesini beklemiyordu. Ama sürpriz burada bitmemişti. E-“Mümkünse onun markizden daha yüksek bir pozisyonda olmasını istiyorum. Eğer bir şövalyeyse kılıç dövüşünde en az kardeşim kadar iyi olmasını ve eğer tüccar ise imparatorluğun en zengin adamlarından birisi olmasını istiyorum. Değilse, o zaman majesteleriyle özel görüşmeler yapabilecek kadar yüksek konumda olmasını istiyorum. A-“İstediğin şey bu mu?” Elena gelecekteki kocasının yakışıklı, sevecen ve nazik olmasını dilerdi. E-“Evet, görünüşü yaşı ve kişiliği hiç umurumda değil. Yaşlı veya şişman. Umarım bahsettiğim koşullardan birini karşılar.” A-“...Anlıyorum.” Elena babasının cevabıyla rahatladı. İstediği ideal adam yakışıklı ve iyi bir kişiliğe sahip biriydi. Eğer babası rastgele bir adam seçseydi bu zor olurdu. En azından fikrini açıkça söyledi, ve bu bütün hikayesini açığa çıkarmaktan daha iyiydi. Birkaç gün içinde Carlisle ile buluşacaktı, ama ya bu evlilik iptal edilirse o zaman Elena öyle ya da böyle başka bir adamla tanışmak zorunda kalırdı. E-‘...Anlamasan da umurumda değil. Blaiseleri koruyacağım baba.’ Babası tekrar konuşana kadar yavaşça odadan ayrılıyordu. A-“Senden farklı olarak Mirabelle hassas bir çocuk. Nereye giderseniz gidin ama eve güvenle geri gelin.” Durdu ama sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi ileri adım attı. Elena ona aheste aheste cevap verdi,arkasına bakmadan kapıyı kapattı. E-“İyi geceler baba.”
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.