Elena, Blaise kalesine varmadan önce arabacıya durmasını emretti. Birinin görüp bunun garip olduğunu düşünmesinden endişelenmişti. Kasabaya giderken, arabacına akşam saatlerinde onu almasını için emir vermişti eğer arabacı onun başka bir araçla eve döndüğünü görürse şaşırabilirdi. Ayrıca Kuhn’u ailesine açıklama ihtimalinden kaçınmak istedi.
Elena arabayı durduğunda Kuhn sessizliğini bozdu.
K-“Eğer beni çağırmak isterseniz pencerenize kırmızı bir mendil bağlayın.”
E-“O zaman ne olacak?”
K-“Gelip görüşeceğim.”
Elena’nın ilk anda şüphe duydu. İlk olarak odasının nerede olduğunu bilip bilmediğini merak etti. Ayrıca geri dönüş yapmasının ne kadar süreceği konusunda da hiçbir fikri yoktu. Birkaç gün sürerse hiçbir faydası olmazdı. Ancak Carlisle Kuhn’un yetenekli bir adam olduğunu söylemişti, Elena yeteneklerinin boyutunu merak ediyordu.
E-“Peki. Bir şeye ihtiyacım olursa pencereme bir mendil bağlayacağım.”
Elena, Kuhn’u onu nasıl ziyaret edeceği konusunda sorgulamadı. Herhangi birisi Elena’nın evlenme niyetini merak edebilirdi, ama Kuhn ifadesini bozmadan sessizce ona bakıyordu. Carlisle ile karşılaştırıldığında bu adamın hiç duygusu yok gibiydi.
Başını salladı ve arabadan çıktı, veda ederken Kuhn onun önünde eğildi.
TOGAG,TTOGAG-
Elena Blaise Kalesine doğru yürümeye başladı. Yalnızca ayak sesleri sessiz sokakta yankılanıyordu. Başını kaldırıp yukarıya bakınca Blaise Klalesinin gündüz vakti gibi ışıl ışıl olduğunu görünceye kadar ne kadardır yürüdüğünün farkında değildi. Yaklaştıkça kardeşi Derek de dahil olmak üzere bir grup insanın dışarıda toplandığını gördü . ÇN:yandın elena
E-“...Abi?”
Derek onu görünce Elena’ya doğru koştu.
D-“İyi misin?”
E-“Evet. Burada ne oluyor?”
Derek yaralanıp yaralanmadığını görmek için yukarından aşağıya onu süzdü ve kaşlarını çattı.
D-“Nereye gittin? Ve nasıl geri döndün? Aile şövalyeleri seni kaybettiği için ne kadar endişelendiğimi biliyor musun?”
E-“Ah...”
Ancak o zaman Elena onu takip etmek için şövalyelere emir veren kişiyi anladı. Hızla uygun bir bahane bulmak için aklını başına topladı. Evde birilerinin endişeleneceğini düşünmüştü ama kardeşinin onu bu şekilde aydınlatılmış bir kale ile bekleyeceğini düşünmemişti. Daha geç gelseydi elbette ki bütün bu yer bir kaos içinde olurdu.
E-“Ben... ben sadece biraz temiz hava almak istemiştim, bu yüzden sokaklarda dolaştım. Şövalyelerin beni takip ettiğini bile bilmiyordum, bu yüzden onları kaybettiğimi nasıl bile bilirdim?”
D-“Sokaklarda dolaşırken seni nasıl kaybettiler?” ÇN:mantıklı bir soru
E-“Çünkü çok yoğun bir yerdi ve fazla kalabalıktı, değil mi?”
Derek’e geniş, masum gözlerle baktı. Derek, Elena’yı daha fazla sorgulamadı ve arkasındaki şövalyelere baktı. Şövalyelerden bazıları öne çıktı, ama ona bütün hikayeyi soramazlardı.”
E-“Hepini z buraya benim için endişelendiğinizden mi geldiniz?”
D-“Hayır. Aslında bu gece sert bir eğitim yapacağız.”
Şövalyelerin yüzündeki ifade çöktü. Elena’nın elinden bir şey gelmedi yine de kahkaha attı. Görünüşe göre Derek Elena için endişelendiğini itiraf etmekten çok utanmıştı. Egzersiz yapmak zorunda kalan şövalyeler için üzgün hissetti, ama Elena Derek onu düşündüğü için sevindi.
E-“... Teşekkür ederim kardeşim.”
Derek’in sert ifadesi yumuşadı. Arkasını döndü ve kaleye doğru yürüdü Elena ile rahat bir tonla konuştu.
D-“Soğuk. Saçma sapan konuşma da içeri girelim.”
Derek ve bütün aile şövalyeleri geri döndü. Sırtlarına bakarken Elena’nın yüzünde bir gülümseme belirdi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.