Mary’nin sesi, Elena’nın çelik gibi bakışların altında yok oldu. Hizmetçinin aklından Elena’nın “son soru” tehdidi çıkmıyordu. Elena çoğu soyludan daha adil bir kadındı ama bu onun iradesinin zayıf olduğu anlamına gelmiyordu. Elena, çalışanlarının aşağı bakabileceği kadar zayıf olsaydı Blaise Kalesi’nin böyle sağlam bir çalışma sistemine sahip olması mümkün değildi.
Sophie’nin kimseye söyleme sözünü hatırlayan Mary, soğuk soğuk terledi ve düşük çenesini lanetledi.
M-‘Ben çok aptalım...’
Mary bir şeyleri saklamakta asla çok iyi olmamıştı ve yalan söylediğinde bu anlaşılırdı. Bu durumdan bir çıkış yolu arayan Mary, ağzını kapatsa bile Elena’nın dedikodu hakkında bilgi sahibi olacağı açıktı. Söylentiler birkaç saat içinde hane halkı tarafından yayıldı. Kötü dedikodular iyi olanlardan daha hızlı yayılırdı.
Mary dudağını ısırdı ve kendini konuşmaya zorladı.
M-“Başkasından duydum. He-her gece bir adamla buluşmak için bir bara gidiyormuşsunuz...”
Mary, Sophie’ya verdiği gizlilik sözünü tutmaya karalıydı. Hizmetçiler her zaman birbirlerine sadık olmaya çalışmışlardır.
E-“...Ne? bir adam mı?”
Elena sersemledi. Mary’nin davranışı hakkında garip hissetmişti ama bunun bu kadar saçma bir dedikodu olduğunu düşünmemişti. ÇN: bi de her gece dedi gudubet
Hangi lanet olası...!
Ancak kısa süre sonra zihninde beliren biri vardı. son zamanlarda sinirlerine dokunan biri, böylesine saçma bir hikaye uydurması en muhtemel şüpheliydi. Elena konuştuğunda sesi buz gibiydi.
E-“Bunu Sophie mi söyledi? Her gece bir adamla buluşmaya gittiği mi?”
M-“Ha? O-oh hayır. Sophie’den başka birinden duydum.”
E-“O zaman kim?”
M-“O Şey.”
Mary cevap verememişti ve Elena ile göz göze gelmekten kaçınıyordu. Elena durumu anlamadan önce ağzının köşelerinden ince bir nefes sızdı.
E-“...Haaaa. demek böyle ortaya çıktı.”
Sophie’nin daha büyük bir ödül istediğinden şüphelenmişti ve durumu daha önce ele alması gerektiğini biliyordu. Başka nedenlerden dolayı bir süre ertelemişti ancak şimdi hizmetçi kasırga gibi bir skandala neden olmuştu. Elena’nın Glenn’in düğününe giderken sadece bir gece kaldığı dedikodusu olsaydı, Elena bunun bir şekilde üstesinden gelirdi. Bu duruma geldiği için ilerlemenin tek bir yolu vardı.
Mary’den duyduğuna göre Elena’nın her gece bir adamla görüşmek için çıktığı söylenmişti. Henüz evli olmayan asil bir kadın için bu kötü haberdi. Hayır, böyle bir durumda medeni durumunun bir önemi yoktu. Herhangi bir kadın böyle bir duruma düşerse erdemli bir kadın bile olsa eleştirilirdi. Skandallar hiçbir zaman sosyetenin dedikoducu üyeleri arasından sessizce kaybolmazdı.
Dahası Elena yakında Carlisle ile evlenmeyi planlıyordu ve söylentiler çok daha kötü olabi31lirdi. Carlisle veliaht prensti ve bu anlaşmalı evlilikte bir pürüz yapabilirdi. Bir sürprizle karşılaşmamak için, mümkün olduğunca muntazam olmaları gerekiyordu.
Elena eliyle alnını ovuşturdu ve alçak bir sesle konuştu.
E-“Sophie’yi hemen getir.”
-*-
Elena Blaise Kalesi’nin dışındaki karanlık depo da sophie’yı bekliyordu. Hala daha yatamadan önce çıkaracağı elbisesini giyiyordu ve üstüne kapüşonlu bir pelerin giymişti. Derin Kapüşon yüzünü gölgeliyordu ve ona tehditkar bir hava veriyordu.
E-‘Bir hata mı yaptım?’
Konuşmasını engellemek için Sophie’yi o zaman öldürebilirdi. Hizmetçi Sophie, Elena’nın kılıcına karşı kendini savunamaz ve ölmüş olurdu. Kimse Elena’nın yeteneklerinden haberdar değildi, bu yüzden suçlanmazdı.
Ancak...
Elini her zaman kana bulamazdı. Ailesi uğruna cehennem çukurlarına atlamaya ant içmişti ama ailesinin ölümüyle doğrudan bağlantılı olmayan insanların hayatlarını alırsa sadece bir katil olurdu. Paveluc’un iktidara gelmesini engellemek için kan dökmesi gerekeceğinin farkındaydı ama sıradan insanları öldürmesi gerekmiyordu.
Bu yüzden cinayet yerine para ve güç kullanmaya çalışmıştı. Ama sonuçları felaket oldu. Elena’nın hassas kulakları ona birkaç adımın yaklaştığını söylüyordu. Ve ayak seslerinin yanında birisi sürükleniyordu.
S-“Elena hanım! Söylentiyi ben başlatmadım. Mary... Mary, kaltağı mı bunu söyledi? Hepsi yalan. Ben masumum.” ÇN: tabi tabi ben de 2020 Türkiye güzeliyim
Sophie, Elena’nın önüne gelmeden haykırıyordu. Ama sophie’ya ne onu sürükleyen hizmetçilerden ne de Elena’dan hiçbir cevap gelmedi. Sophie sesli bir şekilde tekrar feryat etti ve bunaltıcı atmosferde korkudan titriyordu.
S-“Bana yardım et! Yanlış bir şey yapmadım. Lütfen yaşamama izin ver Leydim.” Sophie’nin kollarını çeken hizmetçiler, Elena’nın önüne gelene kadar bırakmadılar. Sophie zayıf bir şekilde yere düştü ve gözyaşlarına boğuldu. Karanlıkta bile Elena Sophie’nin lekeli kırmızı yüzünü görebiliyordu.
S-“Gerçekten hiçbir şey söylemedim Leydim. Birisi bana tuzak kurdu. Mary olmalı. Bana tuzak kurdu.”
Elena hiçbr şey demeden Sophie’nin masum olduğunu kanıtlamak için bağırışını dinledi. Sophie tamamen yanılmıştı. Mary sonuna kadar onu ele verecek tek kelime bile etmemişti.
Elena, Sophie’nin kendini beğenmiş ve tembel olduğunu biliyordu ama bu derece olduğundan haberi yoktu. Elena, yolculuktan döndüklerinde Sophie’yı terbiye etmediğine pişman oldu. Tabii ki Elena Sophie’yı hiç uyarmamış değildi, ona onu alakadar etmeyen şeyleri merak etmemesini söylemişti.
E-’Onu daha güçlü bir şekilde uyarsaydım sonuç farklı olur muydu?’
Elena hiçbir şey söylemedi, Sophie izinsiz konuşmaya devam etti.
S-“Leydim, yemin ederim ki söylentiyi yaymadım. Lütfen bana sadece bir kere güvenin. Lütfen bana acıyın.”
E-“...Ben..”
Elena’nın yumuşak sesiyle birlikte Sophie ağlamayı bıraktı ve konuşmasını dinledi. Elena usulca devam etti.
E-“...Seni öldüreceğimi söylemedim.”
S-“Ah Leydim.”
E-“Ayrıl. Bu senin için yapabileceğim en iyi şey.”
Dökülen suyu toplamaya çalışmanın faydası yoktu. İsteseydi Sophie’ye sert bir şekilde misilleme yapabilirdi, ama artık Sophie’yi öldürse bile yayılan dedikoduları geri alamazdı. Yine de Elena bu olay nedeniyle tek başına hareket etmenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha fark etti. Güce ihtiyacı vardı ve acilen ihtiyacı vardı. bir Kontun kızının yapabileceği çok az şey vardı.
S-“Özür dilerim Leydim. Sadece bir lütfen beni sadece bir kez affedin. Hava soğuk eğer beni gönderirsen sokaklarda donarım.”
E-“Bunun senin için yapabileceğim en iyi şey olduğunu söyledim. Verdiğim altını geri almadığım için minnettar olmalısın. Git başka bir yer bul. Güvenimi kırdığın için seni artık evde tutamam.”
Elena konuşmayı bitirdiğinde Sophie’nin yanından geçti. Sophie’nın ızdırap dolu feryatları havada uzun süre yankılandı fakat Elena durmaksızın ilerledi.
Bölüm resmi var. eminim hepiniz benim gibi neden öldürmedi ki diye düşünüyorsunuz bakalım neler olacak. Bu arada her bölüm üşenmeden teşekkür eden arkadaşlara çok minnettarım. Sizin için elimden geldiğince hızlı çevirmeye çalışıyorum. bu bölüm size gelsin.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.