Yukarı Çık




34   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   36 

           
Günler geçti. Elena balo gününden önce başkente gitmeyi planlamıştı. Carlisle ona hemen gelmesini söylemişti ve Carlisle'nin olduğu yere gitmesi çok doğaldı. Ayrıca yokluğunda Carlisle’nin başına bir şey gelmesinde korkuyordu.

 Ayrılmadan önce evin onsuz sorunsuz işleyeceğinden emin olmak için hazırlıkları tamamlamıştı. Evrak işlerini halletmesi ve çalışanları koordine etmesi beklenenden uzun sürmüştü, Elena birkaç gün boyunca sabahlara kadar çalışmıştı.

E-“MMM.”

Elena sertleşmiş gözlerini oğuşturdu ve kendini yataktan dışarı attı. Dün gece çok geç yatmıştı diğer bir deyişle güneş doğarken yatmıştı. Önünde yoğun bir gün vardı ve oyalanacak vakti yoktu, çünkü bir an önce Mirabelle ile başkente gitmesi gerekiyordu.

Tingling-

Elena masanın üzerindeki zili çaldı ve Mary içeri girdi.

M-“Uyandınız mı Leydim?”

E-“Evet hemen banyo yapacağım lütfen hazırlayın.”

M-“Tamam leydim.”

Mary elleriyle Elena’yı nazikçe yıkadı. Sophie görevden alındıktan sonra Mary bir süre şoka girmişti ama neyse ki kısa süre içinde normale dönmüştü. Belki olanlar için kendini suçlamıştı.  Bu Sophie’nin Mary’e karşı sonuna kadar devam eden kini karşısında   çok farklı bir tepkiydi.

Her halükarda hane halkı arasında büyük bir kargaşaya neden olan Elena ile ilgili çıkan söylentiler son birkaç gün içinde ortadan kalkmıştı. Söylentiler dışarıda pek rağbet görmemişti çok şükür ki sosyete içinde yayılmamıştı ve sessizce sona erdi. Mary aniden bir şey hatırladı.

M-“Ah leydim. Kont dün gece başkente gitti. Acil bir şey olduğunu söyledi.”

E-“...anlıyorum.”

Dördüncü şövalyeler Birliği’nin başı olan Alphrod zamanının çoğunu başkentteki bir  malikanede geçiriyordu. Bu sefer programları uyumluydu Elena ve  Mirabelle onunla birlikte başkente seyahat etmeyi planlamışlardı. Görünüşe göre acil bir şey babalarının çoktan gitmesine neden olmuştu. Onunla birlikte olma şansını kaçırdığı için üzülüyordu, ancak elinden bir şey gelmiyordu.

Nihayet sabah hazırlıklarını bitirdi sonra işini tamamlamak için hemen masasına oturdu. 

*-*

Belgelere daldı ve ofiste yiyip içti zaman çabucak geçti. Farkına varmamıştı yinede her zaman egzersiz için ara verirdi. Kalemin çiziktirme sesi dışında odada bir ses çıkmadığı sırada-

Tık tık.

Kapıda bir kaç kısa vuruş duyuldu. Elena başını kaldırıp kapıya doğru baktı. Birisinin onu rahatsız etmesi için hiçbir neden yoktu. Bu yüzden ziyaretçi hakkında bir fikri vardı. fkat önlem olarak bir hizmetçiymiş gibi konuştu.

E-“Girin.”

Daha sonra kapı hafif bir gıcırtıyla açıldı ve beklediği adamın yüzü göründü. Koyu mavi saçları ve soluk teniyle  Kuhn’du.

E-“Hoş geldiniz. Sör Kasha. İstediğim şeyi buldunuz mu?”

Elena daha önceki gibi Kuhn’un kaleye nasıl girdiğini artık merak etmiyordu.

K-“Evet. Lütfen bakın.”

Kuhn, Elena’ya doğru yürüdü ve raporu uzattı. Bu bilgileri neden istediğini sormadı. Elena Kuhn’un bu yanını sevmişti. Tabii ki işin üstesinden gelme yeteneği en beğendiği şeydi.

E-“Çalışman için teşekkürler.”

Yığının kalınlığına bakılırsa bu kağıtlar içinde bolca bilgi vardı ve içeriğe hızla bir göz attı. Genel durumla ilgili not aldı ama birkaç önemli ayrıntıyı atladı.

Kuhn’un raporuna göre Ruford İmparatorluğundaki en güçlü kişi...

İmparatoriçe Ophelia idi.

E-‘Aman Tanrım...’

Elena için bu tamamen beklenmedik bir keşifti. Son hayatında ailesi ölünceye kadar siyasetle pek ilgilenmemişti. Önceden bilmediği şeyleri dikkatlice okumaktan başka seçeneği yoktu.
İmparatoriçe Ophelia imparator Sullivan yatağa hapsolmuşken gücünü arttırmıştı. Ruford imparatorluğu’nun güçlü emperyal hakimiyetini korumasını mümkün kılan kişiydi.

Anita ailesi.

Ruford imparatorluğu için çok sayıda başarılı general yetiştirmiş ve uzun savaş nedeniyle güçlenmiş mağrur bir kont ailesi.

Daha şaşırtıcı bir ayrıntı aşağıda yazılmıştı.

E-‘Ne? Paveluc, imparatoriçenin gücü altında mı sınıflandırılıyor?’

Şaşkınlıkla bir kahkaha attı. Paveluc, gelecekte imparatoriçeyi öldürüyordu ama şu an ikisi müttefikti. Burada çok önemli bir detayı fark etmişti. Paveluc başından beri iktidarda değildi. imparatoriçe için bir asalaktı ve fırsat eline geçinde tahtı kapmıştı.

Okurken gözleri hızlanmaya başladı. Daha önce bilmediği daha ilginç detaylar vardı. ruford imparatorluğunun gücünü on  üzerinden değerlendirebilseydiniz, o zaman imparator üç, imparatoriçe dört ve Paveluc birdi. Ve diğer iki puan...

Kraus ailesiydi.
 İmparatorluktaki her ruh Kraus armasına sahip en az bir eşya satın aldığı için isim herkes tarafından tanınabilirdi. Çok köklü bir işe sahiptiler. Sürekli savaş güdümlü Ruford imparatorluğu’nun ayakta kalma nedeni onların ticari varlıklarıydı.

İmparator Sollivanın hükümdarlığında herkes rahat bir hayat yaşamasını sağlarken, herkesin uzun yıllar boyunca mal satın almasını mümkün kılan Kraus ailesi idi. Zenginlikleri göz ardı edilemese de Kraus ailesi tüccardı ve imparatorluğun siyasi işlerine pek ilgi göstermiyorlardı.

Elena hızlı bir şekilde okurken kafası bir o yan bir bu yana gidiyordu. Elena’nın amacı Carlisle’yi imparator yapmaktı. Mevcut impartor Sullivan’ın yetkileri Carlisle’ye devredilecekti. İmparatoriçe Ophelia ve Paveluc’u kontrol altında tutmanın en kolay yolu Kraus ailesinin desteğini kazanmaktı.
Elena Kuhn’un getirdiği bilgilere baktıktan sonra memnuniyetle başını kaldırdı. Tek başına araştırsa bu kadar ayrıntılı bilgiyi bulamazdı. İmparator Sullivan’ın sağlık durumunun kötü olduğunu zaten biliyordu ve sadece birkaç üst düzey asilzadenin bildiği bu bilginin Kuhn’un raporunda yer alması Kuhn’un güvenirliğini artırmıştı.

E-“Aferin. Bu kadar kısa sürede çok fazla bilgi getirmişsin.”

K-“...”

Elena’nın nadir övgüsüne rağmen Kuhn herhangi bir duygu belirtisi göstermedi. Sessizlik onun doğasıydı ve devam etti.

E-“Prens Carlisle bunların hepsini biliyor mu?”

K-“Evet.”

Elena memnun oldu. Carlisle beklediğinden daha donanımlıydı. Geçmiş yaşamında  Carlisle suikaste kurban gitmeseydi Paveluc’un asla imparator olamayacağını iddia ettiklerinde halkın haklı olma ihtimalı çok yüksekti. Bir kez daha Carlisle’nin elini tutan kişi olduğu için şanslı hissetti. Elena kağıtları düzenledi ve devam etti.

E-“Bu bilgileri saklayacağım ve geri kalanına daha sonra bakacağım. Eminim tüm bunları toplamakta zorlanmışsındır ama senden bir şey daha istiyorum.”

K-“buyurun.”

E-“Kraus ailesi hakkında daha fazla bilgi istiyorum.”

Kuhn yumuşak bir şekilde cevap vermeden önce durakladı.

K-“İstiyorsanız onları araştırırım ama Krauslar hakkında bilgi toplamak zor.”

E-“Öyle mi? O  zaman lütfen ne yapabileceğine bir bak.”

K-“Anladım.”

Elena Kuhn’un kısa ve net cevabına gülümsedi. Aklına başka bir fikir geldi.

E-“Muhtemelen bunu biliyorsun ama yakında başkente gideceğim. Yakınlarda   olacak mısın?”

K-“Evet sizi korumak benim en önemli görevim.”

E-“O zaman lütfen seyahat ederken bile olabildiğince çabuk bir şekilde Kraus ailesi hakkında bilgi getir.”

K-“Anlaşıldı leydim. Başka emriniz  var mı?”

Başını sallamak üzereydi. Tam o esnada kapı çaldı. Elena ve Kuhn aynı anda sesin geldiği yöne döndü.

M-“Bir dakikalığına içeri girebilir miyim abla?”

Mirabelle’nin sesi dışarıdan duyulabiliyordu. Elena ve Kuhn otomatik olarak kapıya döndüler sonra birbirlerine baktılar. Bunu çabucak halletmesi gerekiyordu.



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


34   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   36 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.