Yukarı Çık




37   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   39 

           
Kuhn soruyu cevaplamadı ve nasırlı elini Mirabelle’nin alnına koydu. Soğuk elleri Mirabelle’nin sıcak vücudunda bir rahatlamaya neden oldu.

K-“Sizin için ne yapabilirim? Hizmetçiyi çağırayım mı? Bir doktor da çağırabilirim ama biraz zaman alır.”

Mirabelle herkesten daha çok fiziksel durumunun farkındaydı. Vücudu özel bir hastalık yüzünden değil doğduğundan beri zayıftı.  Müphem bir hastalıktı, insanlar böyle diyordu.  Canı yanmıştı ve yığılmıştı. Acıdan  midesi ve vücudu sızlıyordu.

M-“Bu odada bir yerde ağrı kesici olmalı. İlk...”

Kuhn daha konuşmayı bitirmeden odayı karıştırmaya başladı. Birkaç çekmeceyi açtıktan sonra ilacı buldu ve tepside bir bardak su ile getirdi. Kuhn,  Mirabelle’nin vücudunun üst kısmını kaldırmak için onu omuzlarından tuttu ve bardağı ağzına götürdü, Mirabelle ilacı ve suyu yuttu. Ancak ondan sonra ona yardım eden adama doğru düzgün baktı. Koyu mavi  saçları, soluk teni, boş görünen gözleri ve sert ağzı ona soğuk bir izlenim verdi.

M-“...Benim... oyuncak ayım mı ?”

Mirabelle acısının verdiği bulanıklığın bitiminde onun neye benzediğini anlamak üzereydi.  Tıpkı yatağının yanında oturan oyuncak ayıya benziyordu.

K-“Onu sana getirmem gerekiyor mu?”

Mirabelle sersemlemiş olmasına rağmen bir an kızdı. Oyuncak ayısını getirmesini istemiyordu. Oyuncak ayısının canlanmış gibi olduğunu söylüyordu.

K-“Hemen hizmetçiyi ve doktoru çağıracağım,  sonra onlara ne istersen getirmelerini söyle. Ayı, tedavi için doğrudan gerekli bir şey değil.”

M-“Hayır değil...”

Mirabelle sözünü bitiremeden bir kolunu sırtına ve bir kolunu da bacaklarının altına koyarak onu kaldırdı.

M-“Ah!”

Mirabelle vücudu kaldırılırken zayıf bir çığlık attı. Kuhn tepkisini duymazdan geldi ve onu Elena’nın yatağına yatırdı. Acı yüzünden solgun olan Mirabelle’ye baktı ve onunla sert bir şekilde konuştu.

K-“Şimdi yalnızca-“

Söylemek üzere olduğu şeyi bitiremeden  aniden kaskatı kesildi. Mirabelle küçük eliyle Kuhn’un yanağına dokunmuştu.

M-“Sen gerçekten benim oyuncak ayım mısın?”

Mirabelle’nin elinin sıcaklığı ve yumuşaklığı  hayatında ilk defa deneyimlediği bir şeydi. Kuhn’un duygusuz gri gözleri utançla titriyordu.

-*-

B-“Beğendiniz mi?”

Mirabelle’nin kelebek şeklindeki saç tokasını teslim etmeye gelen kişi kuyumcu dükkanındaki adamdan başkası değildi. Elena basit bir tezgahtar olmasına rağmen onunla şahsen buluşmasını beklemiyordu.  Tezgahtar onun kuşkulandığını fark etmiş olacak ki ona güven verici bir şekilde gülümsedi.

B-“Buraya bir iş gezisi için geldim.”

E-“Öyle mi?”

B-“Başkentteki baloya mı gidiyorsunuz? Umarım bu saç tokası daha önce gördüğüm genç bayana yakışır.”

E-“Evet. Makbuz burada.”

Sohbet etmeye niyeti yoktu bu yüzden kısa konuştu ve kendisine verilen saç tokasını aldı.

B-“Hemen gidiyor musunuz?”

E-“Korkarım buradaki işimi bitirdiğim için geri dönmeliyim.”

B-“Anlıyorum. Yazık oldu çünkü burası gezi alanlarıyla ünlüdür.”

Buluşma yerleri, aristokratların sıkça ziyaret ettiği büyük bir alışveriş bölgesiydi. Son zamanlarda alışverişin tek bir yerden verimli bir şekilde yapılabilmesi için büyük bir binada  giyim, mücevherat ve genel malların satıldığı çeşitli mağazaların hepsinin, tek bir binada toplandığı  bir yerdi. Ülkenin güneyindeki bir kuyumcunun böyle bir yerde bir zincir mağazası zaten vardı. bazı aristokratlar bu yeni tarza pek uyum sağlayamamış ve yerel mağazalara sahip çıkmıştı ancak genç nesil arasında bu moda hızla yayılıyordu. (ÇN: bizdeki AVM) Geleceği çoktan yaşamış olan Elena buna aşinaydı.

E-“Bir daha ki sefere fırsatım olursa etrafı gezerim. Bunu teslim ettiğiniz için teşekkür ederim.”
İşini bitiren Elena koltuğundan kalktı. Tezgahtar ona gülümsedi.

B-“Benim adım Batori Coven. Umarım ilerde de kuyumcumuzdan alışveriş yaparsınız.”

Batori’ye hafifçe selamlayarak mağazadan çıktı. Büyük binada bir veya ikiden daha fazla dükkan vardı, bu yüzden uzun ve akıp giden koridor akşam olmasına rağmen gündüz gibi aydınlanıyordu. Alışveriş merkezi sadece aristokratlara açık bir eğlence alanı idi ve Blaise şövalyelerinin dışarıda beklemekten başka seçeneği yoktu. Elena binadan çıkmak için acele etti.

Ancak kısa bir süre sonra arkasından tuhaf, ısrarcı ayak sesleri duymaya başladı. Birinin onu takip etmesinden rahatsız oldu ama şimdilik görmezden gelecekti. Ailesinin şövalyeleri yakındaydı. Biri onu takip etse bile, şövalyeler çabucak yakalayabilecekleri için daha da hızlandı.
Ancak binanın çıkışından önce kapalı olan birkaç dükkan vardı ve karanlıktı. Peşindeki  ayak sesleri giderek yaklaşıyordu.

JUBOG, JOBOG-

Elena gergin bir şekilde hızını artırdı,  aniden büyük bir el onu  arkasından yakaladı.

Hwigg-

Elena dönüp keskin uçlu saç tokasını diğer kişinin başına doğru savurdu. Hançerini bileğinden çıkarmak için yeterince vakit yoktu. Rakibi Elena'nın saldırısını hızla engelledi ve ardından küçük bir kahkaha attı.

C-“Bu iki oldu, değil mi?”

Kulağında tanıdık bir ses yankılandı. Hızla başını kaldırdı ve Carlisle’nin mavi gözlerinin neşeyle parlayarak ona baktığını gördü. Birden geniş omuzlarının ve sağlam vücudunun farkına vardı. onu en son harika takım elbisesi ile gördüğü zamanki kadar havalı görünüyordu.

E-“Pekala, Majesteleri, ne yapmalıydım...?”

Elena’nın şaşkın ifadesine kapılan Carlisle yine alçak bir sesle konuştu.

C-“Seni görmek istedim. Sana çabuk gelmeni söylemiştim.”




bölüm resmi var 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


37   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   39 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.