Return of the Female Knight 2019 - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




38   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   40 


           
C-“Seni görmek istedim. Sana çabuk gelmeni söylemiştim.”

Elena bir an bir şey söyleyemedi. Başkentten bu kadar uzağa sadece onu görmek için mi gelmişti? Kaç gün ve kaç gece ata bindi? Elena bir heykel gibi donmuştu , ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.

C-“Ama ne kadar oldu da sen benim adımı çoktan değiştirdin?”

E-“Oh, çok şaşırdım...”

Elena sözleri akıp giderken sözleşmeyi hatırladı. Yalnız kaldıklarında ona lakabıyla sesleneceği konusunda verdiği sözü unutmuştu. Carlisle bir adım atıp sohbeti yönlendirdiğinde özür dilemek üzereydi.

C-“Nereye gidiyordun?”

E-“Evime dönüyordum. Kız kardeşim beni bekliyor.”

C-“Öyleyse birlikte yürüyelim.”

Elini bıraktığında Carlisle döndü ve uzun adımlarla ilerledi, Elena özür dileme şansını kaçırmıştı. Bir an için aklına onun duygularını zaten anladığı geldi ama hemen başını salladı. Bu kadar düşünceli olması için hiçbir sebep yoktu. Elena kısa süre sonra Carlisle’nin ayak izlerini takip ederek  ani bir düşünceyle konuşmak için ağzını açtı.

E-“Bence bu şekilde dışarıya çıkmamalıyız.”

C-“Neden?”

E-“Resmi olarak birbirimizle hiçbir ilgimiz yok Caril. Ve ailemin şövalyeleri beni dışarıda bekliyor...”

C-“Fark edilebileceğimizden ve hakkında konuşacaklarından mı endişe ediyorsun?”

E-“Elbette.”

C-“İkimiz hakkında ne tür söylentiler çıkacağını merak ediyorum.” ÇN: hahahah

Elena bir an nefes almayı bıraktı. Tamamen bir iltifattı ama Carlisle’nin sözleri  ister şaka olsun isterse başka  gizli manaları olsun Elena mantıklı bir şeyler söylemeliydi.

E-“İlk buluşmamızın baloda olacağına ve ilk görüşte aşık olacağımıza karar verdik. O zamandan önce başkaları tarafından görülemeyiz.”

C-“...Nişanlımın yüz ifadesini görmek savaşmaktan daha zor.”

Elena, Carlisle’nin sesinde bir hayalkırıklığı hissedebiliyordu.

E-“Yakınlardaysan tekrar gizlice dışarı çıkmadan önce odama uğrayacağım.”

Elena onunla özellikle huysuz bir çocuğa şeker veriyormuş gibi konuşmuştu ve Carlisle küçük bir gülümsemeyle kıkırdayarak cevap verdi.

C-“Seninle olmayı çok isterdim ama yeterince zamanım yok yakında geri dönmeliyim.”

E-“Buraya yeni gelmedin mi? Hemen gitmen mi gerekiyor?”

C-“Yolculuğun beklenenden daha yavaştı.  Buraya gelmem biraz zaman aldı.”

Elena’nın düşünceleri ne yapacağı konusunda çalkantıdaydı. Carlisle bu kadar gelmişken onu geri gönderemezdi. Carlisle onun düşünceli yüzüne baktı ve sakinleştirici bir ses tonuyla konuştu.

C-“Buraya haber vermeden gelen benim. Seni zorlamak istemedim bu yüzden baloya kadar kimsenin görmesini istemiyorsan sorun değil.  Ailenin şövalyelerini görene kadar... birlikte yürümek yeterli olacaktır.”

Cevabı beklenmedik bir şekilde diplomatikti ve Elena’nın ona şaşkınlıkla bakmasına neden olmuştu. Neden bu kadar sıkı bir programın ortasında özellikle de başkentte birbirlerini göreceklerken onu görmek için buraya kadar geldiğini anlamak zordu. Buraya gelmek için kaç gün at sırtında yolculuk yapması gerekiyordu? Sadece birkaç dakika yüzünü görmek için mi? Elena için mantıklı değildi ama nedense Carlisle’yi reddetmek onu suçlu hissettirdi. Ama onu şövalyelerin önüne çıkaramazdı.

Kısa bir süre  muhakeme ettikten sonra Elena yürümeyi kesti ve Carlisle’nin kolunu yakaladı.  Ufak  bir dokunuşuyla Carlisle yürümeyi bırakıp ona baktı, mavi gözleri soğuk bir ateşle yanıyordu.  

C-“Bana aniden dokunman hoşuma gitmiyor.”

Elena cevap vermeden önce hızlıca elini çekti. Bu bölgede daha fazla açık dükkan olduğu için aydınlıktı.

E-“Benimle gel.”

Elena Carlisle’yi bulabildiği en yakın mağazaya soktu.

Carlisle başka bir şey söylemedi ve beklediğinden daha itaatkar davranarak liderliği ele geçiriken onu sakip etti. Elena’nın daha önceki eyleminden artık rahatsız görünmüyordu. Gözlerindeki ifade nazikleşti.

-“Hoş geldiniz.”

Mağazaya girerken bir görevli onlara doğru yürüdü ve onları kibarca selamladı. Erkek ve kadın güzel bir çiftti. Parlak sarı saçları, mücevheri andıran kırmızı gözleri ve soluk teniyle Elena, her açıdan çarpıcı bir güzellikti. Aynısı Carlisle için de geçerliydi. Çoğu erkekten daha uzun boyluydu ve vahşi bir heybetle dolu heykelimsi bir vücudu vardı. giyinme biçimlerinden bile zengin oldukları söylenebilirdi.

Tezgahtar varlıklı müşterilerinin görünümlerine parlak bir gülümseme ile baktı.

-“Aradığınız bir şey var mı?”

Elena yanında duran Carlisle’ye baktı ve sonra düzgün bir sesle cevap verdi.

E-“Yüz kapatacak kadar büyük kapüşonlu bir pelerin var mı? Desensiz, düz siyah.”

-“Hmm? Siyah mı?”

Katibin yüzünde şaşkın bir ifade belirdi onun yanında duran Carlisle’nin de. Asillerin pelerin giymediğinden değil de pahalı hayvan kürkleri veya lüks tasarımlı pahalı olanları tercih ettikleri için. Elena’nın istediği düz siyah pelerin  gezgin, paralı askerler için daha uygundu.

-“Şey bizde onlardan var ama...”

E-“Öyleyse bir tane alacağım.”

Tezgahtarın pahalı ürünler satabilme beklentisine rağmen Elena ve Carlisle tek bir siyah pelerinle dışarı çıktılar. Carlisle önce şaşkın görevliye baktı ve sonra Elena’ya döndü.

C-“Bununla ne yapacaksın?”

E-“Caril’in veliaht prens olması birlikte yürüyemeyeceğimiz anlamına gelmiyor.”
C-“..?”
Carlisle’nin şaşkın yüzüne bakan Elena, cübbeyi açtıktan sonra uzun omuzlarının etrafına sardı. Yüzleri beklenenden daha fazla yakınlaşmıştı. Elena’nın nefesi bir anlığına kesildi ama ifadesini çabucak daha normal hale getirdi.

E-“Böyle ayrılırsak içim rahat etmeyecek. Bunu takarak kimliğini saklarız ve hana kadar seninle birlikte olabilirim... hoşuna gitti mi?”

Carlisle ancak o zaman pelerinin sebebini anladı ve gülümsedi. Sonra alçak bir sesle cevapladı.

C-“İmparatorluğun veliaht prensinin yüzünü gizlemesini ve başka birisiymiş gibi mi davranmasını istiyorsun? Kendimi düşmanlarımın ortasında bile asla gizlemedim.”

E-“Ah bunu bilmiyordum. O zaman...”

Küstah olmak istememişti. Carlisle aniden daha da eğilip yüzleri her zamankinden daha  fazla yaklaşana kadar hatasını düzeltmek üzereydi. Elena’nın bileğini kavradı vücudunun üst kısmını kendine doğru çekti ve daha derin bir ses tonuyla konuştu.

C-“Öyleyse bunu veliaht prens olarak giymemi istiyorsan en azından başlığı kendi ellerinle tak.”



bölüm resmi var

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


38   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   40 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.