Elena, Blaise Kalesinden beraberinde sadece birkaç kişi getirmeyi planlamıştı. En azından araba mola verene kadar inandığı şey buydu. Dışarı çıktığında fazladan 6 kadar aile şövalyesinin daha onu takip ettiğini gördü. Arabayı koruyan iki adamla birlikte toplam sekiz şövalye vardı. Elena şaşkınlığını ifade edince baş şövalye açıkladı. Ş-“Lord Derek tarafından gönderildiler. Yeterli koruma olmadığına inanıyordu.” E-“Derek, kardeşim..anladım.” Diye mırıldandı. Ama kafası karışmıştı. Veliaht prens Carlisle’yi bu insanlarla birlikte kurtaramazdı. Suikastin tam olarak ne zaman ve nerede olduğunu bilseydi, aile şövalyelerinden faydalanabilirdi. Ancak bildiği tek şey veliaht prensin öldüğü yerdi. Konumu belirlemesi birkaç gün sürebilirdi ve yanında büyük bir maiyet götüremezdi. Glenn’in düğününe yardım edceği bahanesiyle gelmişti, ama bir yerde uzun süre kalabilmek için hangi bahaneyi kullanabilirdi?
Hepsi bu da değildi. elena bu şövalyeleri yardım etmeye ikna etse bile onların önünde yeteneklerini açığa çıkaramazdı. Aslında bu en büyük terslikti. Hayatının tamamını sıradan bir kız çocuğu olarak geçirmişti ve aniden uzman bir şövalye olduğunu ortaya çıkarabilir miydi? Bu her açıdan akıl almaz bir şey olurdu. Elena bunu ailesine ve diğer insanlara açıklamak istemiyordu.
Uzman bir kılıç ustası olmaktan utanmamasına rağmen, gelecekte Paveluc’un yükselişini önlemek için onlarca ve yüzlerce kişiyi kesecekti. Bunu ne kadar az insan bilirse o kadar iyiydi. Ailesinin olabildiğince mutlu ve habersiz olmasını istedi. Bu şekilde sanki hiçbir şey bilmiyormuş gibi yanlarında gülebilirdi... Bu kararıyla birlikte, kaçmak ve kendi işini kendi tamamlamak zorundaydı. Ancak eskort sayısı önemli ölçüde arttığı için kaçmak daha zordu. E-“..Bunu nasıl yapabilirim?” Sekiz muhafız, bir hizmetçi ve bir sürücü vardı. Toplamda on kişi. Bir kontun kızı maiyetsiz gidemese bile, bu sayı gülünçtü. Herhangi biri ortadan kaybolabilirdi fakat ailenin bir üyesi ortadan kaybolursa bu bir kaosa neden olurdu. Hepsini kandırmanın ve bir duman gibi yok olmanın bir yolu var mıydı?
Günün sonunda grup, gece kalacakları lüks bir handa durdu. Elena odasına girdi, endişesi yüzünden okunuyordu. Sophie arkasından geldi ve kapıyı kapattı. S-“Biraz dinlenin leydim.” Dedi yumuşak bir sesle. Veliaht prensin suikaste uğrayacağı yere varmak üç gün alacaktı. Bir şekilde oraya nasıl gideceğini bulmak zorundaydı. *** Herhangi bir soylu kadının gece kalması için hanın lüks aktivite ve hizmetleri mevcuttu. Aslında, elena Blaise kalesindeki odası ile karşılaştırabilirdi. Ancak modu düşüktü. Geceyi ne kadar rahat geçirdiğinin önemi yoktu. E-“Bunu neden düşünmedim...” Kontun saygın kızıydı ve ona göre hareket etmesi bekleniyordu. Fakat kararından pişman olmuştu ve geceyi handa geçirmenin zaman kaybı olduğu sonucuna vardı. Henüz veliaht prensi bulmanın bir yolunu bulamamıştı ama giderken plan yapmak zorundaydı. Etrafa bakmak için biraz zaman kalacağını umuyordu.
Böyle boşa vakit harcayacağını bilseydi kıymetli vaktini Mirabelle ile geçirirdi. Kendisine kızdı, bu zaten kontrolünün dışındaydı. Olan olmuştu bu yüzden Elena zamanının geri kalanını mümkün olduğunca verimli kullanmak zorundaydı. Yataktan çıkar çıkmaz, önceki yaşamından kalma sabah egzersiz programını uyguladı, sonra her an ayrılabilmek için çuvalın içinde zırhı ve kılıcı hazırladı. Elena tek başına banyo yaptı, kısa süre sonra çıkmaya hazırdı. Dışarıda efendisinin uyanmasını bekleyen Sophie yumuşak bir şekilde kapıyı çaldı. Elenanın cevap verirken ki sesi sanki onu bekliyormuş gibi geldi. E”İçeri gel.” Sophie odaya girdi ve Elena’nın tamamen giyinik olduğunu görünce şaşırdı. Elena günlük hayatında gayretli bir kadın olmasına rağmen asla bu derece değildi. S”Ah- leydim, uyandığında beni çağırmalıydın. Ne zamandır uyanıksın?” E-“Seyahat ederken her şeyi tek başına halletmene gerek yok. Dağınıklığı sevmediğimden seni yanımda getirdim, ama çoğu şeyi kendim halledebilirim. Bu konuda fazla endişelenmene gerek yok.” Sophie elena’ya şakın bir ifadeyle baktı. Sophie, tek başına Elena ile bu yolculuğa çıktında yükünün artacağını düşünmüştü. Elena hassas bir kadınken, bugün garip bir şekilde düşünceliydi. Sophie fark etmenden dostça konuştu.
S-“Bekleyin leydim. Sizin için hemen kahvaltı getireceğim. Bu handaki yemekler meşhur ve pahalı bir restorandan sonra ikinci olduğu söyleniyor.” E-“Çoktan yedim. Hemen çıkalım.” S-“Ne? Şimdi mi? Sophie’nin gözleri şokla genişledi. Hala çok erken. Herkes şimdiye kadar uyanmıştır ama gitmek için hazır olup olmadıklarından emin değilim. Sonra Elena sophie’ya daha şok edici bir şey söyledi. E-“Sürücüye bundan sonra hiç durmamasını ve sürmeye devam etmesini söyle.” Sophie ağzını kapattı ve Elena ‘ya bu kadar rahatsız bir yerde nasıl uyuyacağını sormadı. Elena’nın bir düğünün hazırlıkları için acele etmesinin sebebini açıklaması için bir neden yoktu. Sophie sadece emirlere uyan bir hizmetçiydi.
S-“Şey.. Rahatsız olursa söyleyecektir.” Sophie kendinden emin bir şekilde düşündü. Hiç sıkıntı yaşamamış bir kadının böyle bir yolculuğa dayanabileceğini düşünmüyordu. S-“Evet, leydim. Aşağı inip onlara söyleyeceğim.”
Sophie şövalyelerin kaldığı odaya hızlıca gitti.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.