Elena hana varırı varmaz Miirabelle’nin bilincini kaybettiği ve bayıldığı konusunda bilgilendirildi. Mary’nin bunun olmasını beklemediği ve ne yapması gerektiğine şaşırtığı belliydi.
E-“Ne? Neden bana hemen söylemedin?”
M-“Şey... birini gönderdim ama seni bulamamış olmalı Leydim.”
E-“Doktoru çağırdın mı?”
M-“Evet, doktor çoktan muayene etti...”
E-“Mirabelle şu an hangi odada? Beni hemen ona götür.”
Mary’nin önderliğinde Elena Mirabelle’nin bulunduğu odaya koştu. Soylular nadiren koşardı ama Elena’nın şimdi onurunu düşünecek zamanı yoktu. Mirabelle’nin o uzaktayken incinmiş olduğu düşüncesiyle kalbi acıdı. Mirabelle’nin geçmiş hayatında duyduğu acı çığlıkları kulaklarında yankılandı. ÇN: Mirabelle canım ya
Bang-
Kapıyı açtı ve içeri koştu.
Ve Mirabelle’nin yatakta yatarken stabil bir şekilde nefes aldığını gördü. Elena rahat bir nefes aldı.
E-“...Rabbime şükür.”
Neyse ki Mirabelle acı çekiyormuş gibi görünmüyordu. Elena uyuyan kız kardeşine yaklaştı ve eliyle nazikçe yüzünü okşadı. Mirabelle’nin sıcaklığı Elena’nın gözlerini yaşarttı. Elena sevgili kız kardeşinin yüzüne baktı orada olmaması gereken bir şey dikkatini çekerken herhangi bir yerinin incinip incinmediğine bakıyordu. Bir paltoydu. Mirabelle’yi örten battaniyeler ilk başta onu gizlenmişti ama Elena kardeşinin büyük beden bir palto giydiğini görebiliyordu. Mirabelle onu sıkıca tutmuştu ve Elena’nın soru sormak dışında bir şansı yoktu.
E-“...Bu nereden geldi?”
Ancak net bir hatıra ona paltonun sahibi hakkında bilgi verdi.
Kuhn Kasha.
Mirabelle onun ceketini neden alsın? Elena arkasında duran mary’e döndü. Mary Elena’nın sormak istediği şeyi fark etti ve konuşmak için ağzını açtı.
M-“Şey-!”
E-“ŞŞŞ.”
Elena parmağını dudaklarına götürdü sonra kapıyı işaret ederek başını salladı ve dışarı çıkmaları gerektiğini söyledi. İki kadın sessizce odadan çıktı ve ancak odadan biraz uzaklaştıktan sonra konuşmaya başladılar.
E-“Bu kimin ceketi?”
M-“Bilmiyorum. Açıkçası ... han görevlisinden odanın ısısını yükseltmesini istemek için odadan çıktığımda Leydi Mirabelle’nin bayıldığını duydum.”
E-“Duydun mu? Kimden?”
M-“Bir çalışan olduğunu düşünüyorum ama hatırlayamayacak kadar meşguldüm.” Elena Mary’nin açıklamasını dinledikten sonra Kuhn’un kendisini nerede beklemesini istediğini hatırladı.
E-“Mirabelle’nin bayıldığı yer benim odam mıydı?”
M-“Evet bu doğru! Odanızdaydı. Belki oraya kendisi gitmiştir.”
E-“Anladım...”
Belki de Mirabelle’nin yığıldığını görünce ona yardım eden Kuhndu. Ancak bu Mirabelle’nin neden onun ceketini giydiğini ya da neden bu kadar sıkı tuttuğunu açıklamıyordu. Elena Kuhn’a şahsen sorup öğrenecekti. Ancak bunu yapmadan önce Elena Mary ile yüzleşmek zorundaydı.
E-“Mirabelle’nin zayıf bir yapısı var ve sen yerine birini bırakmadan görev yerinden ayrıldın. Ya ben yokken Mirabelle’ye daha ciddi bir şey olsaydı?”
M-“...Üzgünüm Leydim.”
E-“Bu seferlik affedeceğim ama tekrarlanırsa hazırlıklı ol.”
M-“Anlaşıldı Leydim bir daha Leydi Mirabelle’yi gözetimsiz bırakmayacağım.”
Mary’nin yüzü de oldukça yorulmuş görünüyordu. elbette Mirabelle’yi yalnız bırakması Mary’nin suçuydu ama yolculuk boyunca her şeyle tek başına ilgilendiği için Elena onun da yorgun olduğunu biliyordu. Elena’nın soğukkanlı mantığına rağmen Mary’nın sarkık omuzlarını ve pişmanlık dolu gözlerini fark etmeden duramadı.
E-“Mirabelle çok zayıf. Bir daha ki sefere daha dikkatli olmanı istiyorum.”
M-“Evet evet Leydim. Dikkatli olacağım. Gerçekten üzgünüm ... gerçekten.”
Mary geçmiş hayatında hızlı ve zeki değildi. ama Elena saf ve iyi kalpli olduğu için onu yanında tuttu. Birisi işinde ne kadar yetenekli olursa olsun Elena yanında duruma göre pozisyon değiştiren bir fırsatçıyı yanında tutmazdı.
Elena Mary’e bir şans daha vermek istedi bu yüzden başka bir şey demeden hizmetçinin omzunu okşadı. Kalbinin niyeti tamamen mary’e aktarıldı. Mary başını eğdi ve Elena tarafından içtenlikte bağışlanmanın verdiği huzurla hareket etti.
-*-
Elena Kuhn ile buluşmaya söz verdiği odasına döndü. Oda hala gittiği zamanki kadar karanlıktı ama Elena hemen Kuhn’un varlığını hissetti.
E-“...Mirabelle’ye ne oldu?”
Elena’nın sözleri, Kuhn’un figürü yavaşça gölgeden çıkana kadar boşluğa düşmüş gibiydi. Elena’ya meraklı bir bakışla baktı. Her zamanki gibi Kuhn düz ses tonuyla cevapladı.
K-“Bu odada yere yığıldı ben de ona yardım ettim.”
E-“Neden ceketini verdin?”
Kuhn’un normalde donuk gözleri hafifçe parlıyordu. Elena fark etmeden duygularını gizledi.
K-“Gitmesine izin vermedi.”
E-...Mirabelle mi?”
K-“Evet.”
Elena inanmayan bir ifadeyle Kuhn’a baktı. Mirbelle küçük bir kız gibi görünebilirdi ama başkalarını asla rahatsız etmemişti. Mirabelle Kuhn’un kıyafetini kapıp bırakmayacak bir tip değildi.
E-‘...Hasta olduğu için mi?’
Elena Mirabelle’nin ne düşündüğünü bilemiyordu bu yüzden Elena’nın en iyi varsayımı yapması gerekiyordu.
Mirabelle karanlıkta ceketsiz ve gömleğiyle duran Kuhn’un eşyasını almıştı. Her nasılsa bu kısa karşılaşmada onu biraz daha anladığını hissetmişti. Kuhn birine yardım etmeyecek kadar umursamaz birisi değildi.
E-“Sana minnettarlığımı iletmekte geç kaldığım için özür dilerim. Teşekkür ederim.”
K-“...”
E-“Hizmetçi ve doktoru çağırmak için bir çalışan kılığına giren siz miydiniz? Hızlı tedavi sayesinde Mirabelle herhangi bir komplikasyon olmadan iyileşmeyi başardı.”
K-“... öylece oluverdi. Bunu söylemek zorunda değilsiniz.”
E-“Hayır gerçekten çok teşekkür ederim. Kız kardeşim benim için dünyadaki en değerli insan.” Mirabelle Elena2nın tek düşündüğü şeydi ve bunu herkese gururla söylerdi. Mirabbelle’nin bayıldığını duyduğunda sanki kalbi yerinden çıkmış gibiydi. geçmişe döndüğünde tek bir amacı vardı. Ailesi için huzur. Babası, erkek kardeşi ve Mirabelle için. Hastalanmalarını veya incinmelerini engelleyecekti.
Kısa bir sessizliğin ardın beklenmedik bir şekilde Kuhn önce konuştu.
K-“Krauslar hakkındaki bilgilere ne zaman bakacaksınız?”
E-“Kız kardeşime bakmam gerekiyor bu yüzden zaman bulmam sorun olacak. Beklettiğim için üzgünüm.”
K-“Hayır anladım. O zaman bir daha ki sefere görüşürüz.”
Kuhn sanki onun cevabını bekliyormuş gibi biraz bekleyerek geri döndü.
Elena Kuhn’un pencereye doğru ilerlemesini izlerken aklına aniden bir fikir geldi.
E-“Bugünkü gibi kız kardeşime bir şey olursa lütfen ona yardım et.”
K-“...Bu tek seferlikti.”
Kuhn onu bu kaba cevapla bırakarak pencereyi çabucak açtı ve gözden kayboldu. Kuhn'un yetenekleri Elena tarafından iyi biliniyordu ve onun Mirabelle’yi korumasını istemişti fakat Mirabelle görevleri arasında değildi. kuhn’un itaat etmek için hiçbir nedeni yoktu. Elena hüzünlü hissetti ama aynı zamanda bunun makul olduğunu da kabul ediyordu. Kuhn’un kız kardeşine yaptıkları için tatmin olması gerekiyordu...
Bu gece tüm ilişkiler Elena’nın beklediğinden tamamen farklı bir yöne gitmişti. Hepsinin nasıl sonuçlanacağını merak ediyordu.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.