E-“Ha, ha.” Elena, yorgunluktan dolayı derin bir nefes aldı. Bu, önceki hayatında ona bir zarar vermezdi, ancak artık iyi durumda değildi. güvenliğe kavuştukları zaman Elena, carlisle’nin durumunu gözden geçirdi. Yüzü çok soluktu. Böyle yaralıyken nasıl dayanabildiğini bilmiyordu.
E-“Majesteleri, aşağıya inin. Yaranıza bakayım.” Elena atından indi ve elini uzattı, Carlisle, ona sanki attan inmesine yardım edilen çocuğa patronluk taslayan birisiymiş gibi baktı. Ancak, delici ifadesinin aksine, Carlisle uzanan eli sessizce kabul etti. Attan indi, sonra dağılmış elbiselerini açarak bir ağaca yaslandı. Onu ilk gördüğünde sert, kertenkele benzeri pullarla kaplı sağ kolu normale dönmüştü. E-“Ah...” Sanki pullar hiç orada var olmamış gibiydi, fakat Elena ne olduğunu anlamayacak kadar saf değildi. carlisle, duraklamanın ne ifade ettiğini hemen anladı. C-“Kolumun neden şimdi normal olduğunu merak ediyor musun? Sesinde biraz acı vardı. Tabii ki nedenini merak ediyordu, fakat şu anda Carlislenin tedavisinin daha önemli olduğunu biliyordu. E-“Önce seni tedavi edeceğim.” Neyse ki Elena, acil bir durum için yanında ilaç getirmişti. Zırhının içine sığmadığı için çok fazla getirememiş olması üzücüydü. E-“Bu biraz acıtacak, ekselansları.” Carlisle’nin mavi gözleri, ilacı sakin bir şekilde uygulayan Elena’ya dikkatle baktı. Ancak Elena, şaşkınlıkla Carlisle’nin büyüklü küçüklü yaralarına bakıyordu. Birkaç yaradan çok daha fazlası vardı. Vücudunda derin yara izlerinin işaretlerini taşıyordu, eski yara izlerinin. Carlisle, Elena acı veren yaralarına dokunduğunda ses bile çıkarmamıştı. Bu duruma oldukça aşina olmalıydı. E-“...Neyse ki, veliaht prensin başarıları abartı değilmiş.” Şimdi düşününce, bu prensi ilk görüşüydü. Korkunç söylentilerden biri onun iri, kıllı ve çirkin bir adam olduğu hakkındaydı. Aslında bu kadar yakışıklı olmasını beklemiyordu... Elena, işini yaparken Carlisle’nin sıkı, sert kaslarını kıyafetlerinin yırtık kenarlarından dikizlediğini fark etti. Oldukça mükemmel bir adama benziyordu. Aslında, onun uzun ve yakışıklı görünümü savaş alanlarında yaşamış bir adamdan daha çok şehirdeki hovardalara benziyordu. Ancak etrafında tehlikeli bir hava vardı. Yerde otururken bile varlığı çok eziciydi, Elena kolayca bir zayıflığını bulamadı. Elena , Ruford’un ne tür bir imparatorluk olduğunu hatırladı. Savaşa takıntılı bir ülkeydi. Ruford imparatorlarının kralları için birçok lakap bulunuyordu. Kasap, kanlı şeytan, fatih... tüm bu kelimelerin ezici aurayı yayan adama uyabileceğini hissetti. Elena sessizce Carlisle’ye baktı ve Carlile onunla eskisinden daha net bir sesle konuştu. C-“Ordumdan olduğunu sanmıyorum. Beni neden kurtardın?” Elena bu soruya nasıl cevap verebileceğini düşündü. Prensi kurtarmak kolay değildi, ama şimdi onunla konuşmak daha sinir bozucuydu. Yine de ona bir cevap vermeye kararlıydı. Elena , Carlisle’nin imparator olacak ve Paveluc’u yenecek kadar uzun süre hayatta kalmasını umuyordu. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı. Carlisleyi imparator yapmanın yolu zorluydu ve başka hangi tehlikelerin başlarına geleceğini bilmenin hiçbir yolu yoktu. E-“..Majesteleri.” C-“Söyle” Elena, Carlisle’nin gücünü görmüş ve imparator olmaya layık olduğunu kabul etmişti. Carlisle hayatta olsaydı Paveluc’un tahtı bu kadar kolay alamayacağını söyleyen insanları hatırladı. Elena aristokrat olarak doğduğundan, babasının onun için karar verdiği adamla evlenmek zorundaydı. Önceki yaşamında ailesi yok edilmişti ve bu işten kurtulmuştu, ancak artık böyle değildi. elena şimdi Blaise ailesine en faydalı olacak adamla evlenmek zorundaydı. Öyleyse... o adam tam önünde oturuyordu. Tepeden aşağı onu süzdü. Keskin bir çenesi, yüksek bir burnu ve sert görünümlü mavi gözleri vardı. Gece gökyüzünden daha siyah olan saçları, süt gibi beyaz tenine muhalif duruyordu. Sağ kolundaki kara, canavar benzeri pulları hatırladı, neyse ki şu anda görünmüyordu. Carlisle, elena ona sessizce bakmaya devam ederken gözlerini kıstı. C-“Peki öyleyse—“ Carlisle konuşmak üzereydi. E-“Seninle evlenmek istiyorum.” (ÇN: aradığım cesaret) C-“...Ne?” Carlisle’nin oluşturduğu ifade anında şoka dönüştü. Elena bir kez daha kendini tekrarladı. E-“Lütfen benimle evlenin, ekselansları.
Hemen çevirmeye başlıyorum yeni bölümü merak etmeyin.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.