Return of the Female Knight 2019 - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




7   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   9 


           
E-“Lütfen benimle evlenin, majesteleri.”
Beklenmedik teklifle Carlile’nin yüzünde şok bir bakış parladı, fakat hızla kayboldu. Elena’nın gözlerine ciddi bir şekilde bakarken kaşları çatıktı.
C-“Hakkımdaki neler söyleniyor bilmiyorum ama erkeklerden hoşlanmıyorum.”
E-“Af buyurun?”
Bu Elena’nın kızarmasına sebep oldu. Teklifi  hemen kabul etmesini beklememesine rağmen , bu tamamen beklenmedik bir yanıttı. Prens Carlisle’nin erkekleri sevdiğine dair bir söylenti mi var?
Hayır, bi dakka, şu anda bir erkek gibi görünmüyor muyum? Elena görünüşünü unutmuştu. Siyah zırhın altından sadece gözlerini görünüyordu, bu yüzden onun bir erkek olduğunu düşünmesi doğaldı.
E-“Y-Yanlış anladınız, majestem.”
C-“Ve erkekleri sevsem bile, evleneceğimizi mi düşünüyorsun? Çok safsın.”
Carlisle’nin yüzünde alaycı bir ifade belirdi. Haklıydı. Erkeklerden hoşlansa bile, bir kadınla evlenmek  onun için daha faydalı olacaktır. Aşk ve evlilik kraliyet ailesi için farklı şeylerdi.
E-“Demek istediğim—“ 
(ÇN: la  bi dur kız konuşsun)
C-“Hakkımdaki kehanete rağmen birisiyle evleneceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.”
Carlisle  o kadar genç değildi, henüz evlenmemiş olmasının bir nedeni vardı.
Bir kehanet yüzünden.
“veliaht prens ile evlenen ilk kişi hayatını yalnızlık içinde geçirecek, sefil bir şekilde ölmeden önce mutsuz bir hayat yaşayacak.”
Önceki yaşamında bu  Carlisle’nin ölümünden önce imparatorluğu politik olarak çalkantılı yapan konulardan biriydi. Böyle kara kehanetler etrafta dolaşırken, hiçbir aristokrat kızını veliaht prens ile evlendirmek istemedi. Herkes kehanete inanmıyordu, ancak yine de  hiçbir aile, imparatorun ciddi bir hastalıktan muzdarib olduğunu bilen az sayıda soylunun etkisiyle evlilik görüşmesi ayarlamaya cesaret edemedi.
İmparartor vefat etseydi, annesi sıradan bir hizmetçi olan Carlisle’nin hak talebini destekleyecek hiçbir akrabası kalmazdı. eğer tahta çıkamasaydı veliaht prensin kaderi belliydi.. Onun çıkmaza düşmesini bekleyen yüksek rütbeli soyluların, sorunlu bir veliaht prensle evlilik için açgözlü olmalarına gerek yoktu.
İmparatorun Carlisle’yi iyi bir aileye bağlama girişimi olmuştu, fakat imparator, soylulardan faklı çıkarlar elde edebilecekken, sadece bir markuezin kızını istedi. Ayrıntıları bilmeyen farklı bir ülkenin prensesi getirilse bile, uğursuz kehaneti mutlaka duyacaktı.
Tek bir yol vardı. Prens Carlisle ilk evliliğini herhangi biriyle tamamladıktan sonra, arasının iyi olduğu herhangi başka bir  kadınla  evlenecekti. Elena kimsenin istemediği bir pozisyonu alacaktı.
E-‘Prensle evlenirsem yalnız ve mutsuz olur muyum?’
Elena kehanete inanmıyordu, ilk hayatını zaten yalnız ve mutsuz geçirmişti. Şimdi ikinci şansı elde ettiğine göre, her türlü acıyı çekebilirdi ve sevgili ailesini koruyabilirdi. Cehennemin ne kadar dayanılmaz olduğunun önemi yoktu, ailesini kaybetmek bundan daha beterdi.
C-“Ne saçma bir fikir. Hayatımın karşılığı bu mu?”
Carlisle ona alaycı bir kahkaha attığında  tuhaf bir şekilde korkunç görünüyordu. Zaten  zayıf olmasaydı Elena kendini rahatlatmak için ona kılıç çekmiş olabilirdi.  
E-“Ekselansları, eğer böyle gülerseniz yaranız açılır.”
C-“Kapa çeneni. Sesin iğrenç.”
E-“Majesteleri, beni dinle-“
C-“Seninle evlenmeyeceğim, sana söylüyorum.”
Elena,  sözünü kestiği anda ona bağırmak istedi.
E-‘Ölmesi gereken bir adamı kurtardım...’
İçinde kaynayan öfkeye rağmen sakin bir sesle konuştu.
E-“önce beni dinleyin.”
C-“Uzatma artık. Bana daha ne kadar üstten üstten bakacaksın?”
Ancak o zaman  yerde oturan Carlisle’ye yukarından baktığını fark etti. Carlislenin yaydığı ezici güçten dolayı fark etmemişti.  Elena hemen eğildi.
E-“....Haaa.”
Kaskın altından hafif bir nefes verdi. Carlisle’nin kişiliğinin başından beri hoş olduğunu düşünmüyordu ama tahmin ettiğinden daha kötüydü.
E-‘Dinlemeye niyeti yok.’
Teklifi geri almak istemedi. Bu aşk değil siyaset evliliğiydi. Yapması gereken tek şey ona ne kadar fayda sağlayacağını hesaplamaktı. Prens Carlisle, Blaise ailesinin geleceğini değiştirmek için onun ası olacaktı. Endişelenmek ve ya tereddüt etmek için bir neden yoktu.
Elena tekrar konuşmak için ağzını açtı, sakin gözlerle Carlisleye baktı.
E-“Kendimi tanıtayım.”
C-“Yeter-“
Carlisle konuşmaya çalıştı, fakat Elena daha hızlıydı. Tereddüt etmeden elini kaldırdı ve yüzündeki kaskı çıkardı.
Shhf.
Kask yavaş yavaş kalkarken, veliaht prensin soğuk gözleri büyüdü.
Uzun sarı saçlar sıvı altın gibi dökülüyor ve ay ışığında dans ediyordu. Kaskın altından soluk, cılız bir boyun gözüktü, ardından taç yaprak gibi dudaklar ve düz bir burun. Sonunda kalın kirpiklerle kaplı kızıl gözler meydana çıktı. Carlisle donup kaldı.
C-“...Sen!”
Erkeklerin giydiği kaba, siyah zırh ile altındaki kadının güzel, bebek benzeri görünümü arasında güçlü bir tezatlık vardı. Etkisi nefes kesiciydi.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


7   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   9 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.