“Anne! Baba!” Amy tüm gücüyle bağırdı. Gözlerini camdaki yazıya dikti ve zaman sanki onun için durmuştu. Bedenini hareket ettiremedi. Birkaç dakika sonra Violet ve Andre endişeyle odaya girdi. “Amy!” Kadın Amy’ nin donuk bakan suratını kendisine çevirdi ve gözlerine baktı. “Amy! Beni duyuyor musun? Ne oldu? İyi misin?” Kadın soruları sıralarken Amy yavaşça titreyen elini kaldırdı ve camı işaret etti. “Yazı…Yazı…” Andre cama yaklaştı ve anlamayarak Amy’e baktı. “Ne yazısı Amy?” Amy inanamayarak başını salladı. “Görmüyor musunuz?” Violet Amy’ nin elini tuttu ve şefkatle sıktı. “Tatlım, orada yazı falan yok.” “Ama…Kanla… Kanla yazılmıştı.” Yüzünü tekrar cama çevirdi ve gördüklerine inanamıyormuş gibi gözlerini kırpıştırdı. Hayır. Hiçbir şey yoktu. Aniden annesine sarıldı. “Korkuyorum!” Violet kızının sırtını sıvazladı ve saçlarını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştı. Andre de Amy’ nin yanına geldi ve elini kızın titreyen omzuna koydu. Violet ve Andre aynı anda mırıldandı. “Geçti, tatlım. Sakin ol. Geçti.” Ama yanılmışlardı. Her şey yeni başlamıştı.
*** “Efendim, okula gitmeniz gerekiyor.” “Biliyorum Tina. Sadece biraz daha…” Yatakta yatan genç adama baktı. ” Onun yanında kalacağım.” Tina araladığı kapıdan uzattığı başını geri çekerek kapıyı kapattı. Abel yavaş adımlarla yatakta yatan adama yaklaştı. Yatağın ucuna oturdu ve genç adamın elini tuttu. “Felix…” İçinde ona olan öfkesi sönmeye yüz tutmuştu ama bazı şeyleri hâlâ kabullenememişti. Felix bir zamanlar en yakınıydı. Tek dostu, abisi gibiydi. “Beni affet Felix… Sana çok…” durdu ve çocuğun ruhsuz gözlerine baktı. Gümüş gözler bomboş bir şekilde tavana dikilmişti. “Çok kötü davrandım.” Abel’ın yanaklarından süzülen bir damla çocuğun elini ıslattı. Abel Felix’ in elini sıktı ve çocuğun sarımsı kahve saçlarını hafifçe okşadı. “Özür dilerim… Çok özür dilerim…” Ruhsuz bedenin elini bıraktı ve ona yavaşça sarıldı. “Abi…” Birkaç saniye sonra odaya genç bir doktor girdi. Koyu kahve saçları alnına düşmüş yeşil gözleri tuhaf bir merak dalgasıyla parlıyordu. “Bay Rose. Dışarıda konuşabilir miyiz?” Abel Felix’ ten ayrıldı ve çocuğa son kez bakıp odadan çıktı. “Evet doktor?” “Bay Rose… Söyleyeceklerim kulağa çok saçma geliyor farkındayım ama…” “Uzatmayın lütfen.” “Şey… Onun durumu gayet iyi. Yani o herkes gibi oldukça sağlıklı.” “Ne demek istiyorsunuz? Halini görmediniz mi?” “Biliyorum ama… Belki gördüğü bir şey yüzünden şoka girmiştir bu yüzden bir psikiyatrla konuşmanız en iyisi olur.” “Ama o… Tuhaf. Çok tuhaf.” “Biliyorum Bay Rose ama size yardımcı olamam. Bu beni aşıyor.” Abel derin bir nefes aldı ve karşısındaki adama baktı. “Yine de teşekkürler Will.” Genç adam gülümsedi. “Her zaman efendim.” Biraz sonra Tina geldi. “Efendim, arabanız hazır.” Abel yorgun bir şekilde tebessüm etti. Tüm gece boyunca Felix’ in başucunda beklemişti. “Teşekkürler Tina.” Zaten düz olan saçlarını eliyle hafifçe düzeltti ve merdivenleri inerek arabaya ulaştı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.