Yukarı Çık




19   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   21 

           
Julien ve Haru geri döndükten sonra Madam DeJoue bana daha fazla uyumam gerektiğini söyledi. Sessizce geri cevap verdim, “Bu kadar uzun süre uyuduktan sonra nasıl tekrardan uyuyabilirim? Üç gündür kendimde olmadığımı söyledin’’
 
Gözlerim tamamen açıktı. Bütün bu zaman boyunca bir kez bile uyanmadan uyumuştum bu yüzden yeterli olmalıydı.
 
Şimdi düşününce…. Hasta olmak iyi bir şeydi.
 
Kabussuz bir şekilde ilk defa bu kadar derin bir uyku çekiyor olabilirdim.
 
Bu iyi miydi yoksa kötü müydü?
 
İç çekerek ‘‘Her neyse, yıkanmak istiyorum’’
 
‘‘Hizmetçi birazdan burada olur. İlk kalkan kişi buraya gelecek.’’
 
‘‘Benim için sordun mu?’’
 
‘‘…. Siz hep bu civarlarda uyandığınız için sadece ilk kalkan hizmetçiyi ayarladım’’
 
Madam DeJoue’nun ses tonu her zamanki gibi sakindi ama çok duygulanmıştım.
 
Madam DeJoue’nin bana ne kadar değer verdiğini ve ne kadar sevdiğini hissedebiliyordum.
 
Madam DeJoue her zaman benim düşündüğümden çok daha fazlasını biliyordu ve bu dünyaya adapte olup burada rahat olabilmemin nedeni Madam DeJoue ve çevremdeki insanların düşünceleriydi.
 
Şimdi fark ettim de… Ben bildiğimden daha çok ben…
 
‘‘Sharooooon!’’
 
Kapı açıldı ve siren gibi sızlanan bir ses geldi.
 
Carol bana hiç zaman vermediği için düşüncelerimi bitiremedim ve Madam DeJoue'ye teşekkür edemedim.
 
‘‘Artık hasta değilsin değil mi? İyi misin? Ölümüne korktum!’’
 
‘‘Korkman gereken ne var?’’
 
O ağlamaya devam ederken onu kollarımda rahatlattım. Tüm vücuduyla nazikçe bana tutunan Carol o kadar çaresiz görünüyordu ki kendime engel olamıyordum.
 
‘‘Sharon, gözlerini açmadın… Bana kızgın olduğunu düşündüm. Benden nefret ettiğin için böyle olduğunu düşündüm’’
 
Carol ağlayarak yüzünü kıyafetlerime sürttü. Kanepeye yaslandığıma sevinmiştim. Aksi taktirde ikimizde yeri boylardık.
 
‘‘Hayır. Bunu yapmamın hiçbir yolu yok’’
 
‘‘Sniff (Burun çekme)… Artık hasta değil misin?’’
 
‘‘Tabi ki’’
 
Tatlı bir şekilde sızlanan Carol'u rahatlattım.
 
“Leydi Carol, Leydi Sharon'un yıkanması gerekiyor. Çok terlemiş ... hizmetçinin uyanır uyanmaz onun için banyoyu hazırladığını duydum ... "
 
Geç kalkan Carol uyandığında bir hizmetçinin uyanmamasının ihtimali yoktu. Madam DeJoue dışarıda tereddütle bekleyen hizmetçiyi duyduğunda Carol’u rahatlatmak ve uzaklaştırmak için içeri girmişti.
 
Ama Carol benden uzaklaşmak yerine başını gömdü ve ‘‘Sharon ile banyo yapacağım!’’
 
‘‘Sana kim izin…’’
 
‘‘Tamam mı Sharon?’’
 
Zaten artık beni dinlemiyordu.
 
‘‘Hala genç olduğuna göre…’’
 
Madam DeJoue’nin gözleri üzerimden geçti.
 
Neden az önce duraksadı?
 
‘‘Doğru. Hala genç olduğunuzdan her şey yolunda olmalı’’
 
Madam DeJoue hizmetçiye banyoyu ikimize de hazırlamasını söylemek için yanımızdan ayrıldı.
 
Hala bana yapışan Carol'un omzunu okşadığımda aklıma sadece tatlı ve dostça düşünceler geldi.
 
Kalbim beyaz tüylerle gıdıklanıyor gibiydi.
 
Sanki tüm vücudum ılık ballı suya batırılmış gibi karıncalanıyor ve tatlıydı.
 
Bu dünyada düşündüğümden çok daha fazla seviliyordum.
 
***
 
‘‘Sharon iç şunu!’’
 
Ben hasta olduğumdan herhalde, zaman daha çabuk geçmişti. Carol bu hafta saraya gitmemekte ısrar ederken İmparatoriçe Julien'e buraya gelmesini söylemişti.
 
Dük Gratoni ve Veliaht prensin arasındaki bağın koparılamaz olduğunu göstermek için bu buluşmalar durdurulamazdı.
 
İmparatoriçe için Dük Gratoni son kalan bağlantılarından birisiydi.
 
‘‘Daha iyi olduğumu söyledim…’’
 
Carol inatla ‘‘Hayır!’’ dedi ve bana çay içirdi.
 
Neden yaz gribine kapılmak zorundaydım ki…?
 
Şimdi Carol ve Julien bana hasta gibi davranıyorlardı.
 
‘‘Ugh. Bunun tadı güzel değil!’’
 
‘‘Yine de hala içmelisin. Senin için iyi olduğunu söylediler’’
 
Julien kararlılıkla çorba kâsesini önüme itti.
 
Brokoliyi sevmediğimi nasıl anladılar ?!
 
‘‘Ellerinde hala güç yok. Sana ben yedireceğim.’’
 
Julien çorbanın kaşığını elimden aldı.
 
Bu doğru değildi!
 
Ama ben bunu daha söyleyemeden, Veliaht Prens yeşil çorbayı alıp ağzımın önüne getirdi.
 
Bunu bana neden yapıyorlardı?
 
Kokusu iştah açıcı ve hoştu ama tadı güzel değildi!
 
‘‘Şimdi ‘Ah.’ De. Bu senin sağlığın için iyi’’
 
Veliaht prensin saraydan getirdiği çorbayı reddedemedim.
 
Veliaht prens gönüllü olarak iyi bir iş yapmıştı. Peki, tamam. Bunu yemek beni öldürmezdi.
 
Ağzımı açtım.
 
Ewwwww!
 
***
 
‘‘Her şeyin yolunda olduğuna emin misin?’’
 
‘‘Sharon henüz ortalıkta böyle dolaşmamalısın.’’
 
Yüzlerini kulağıma yapıştırmadan konuşabilirler mi lütfen? İkisinin de biraz geriye doğru adım atması gerekiyordu.
 
Kulaklarım kaşındı ve bu yüzden başımı sallamaya devam ettim.
 
Şu anda kaçmaya çalışıyorduk.
 
Gripten uzun zaman önce kurtulmuştum ama Madam DeJoue’nin endişeleri yüzünden yürüyemiyordum bile.
 
Bu bir hapis cezasıydı!
 
Evden kaçmaya karar verdim. Carol ve Julien beni durdurmaya çalışırken heyecanlarını gizleyemediler.
 
‘‘Nereye gideceksin?’’
 
‘‘Gece pazarındaki sirki görmek istiyorum’’
 
‘‘Ben de… seyyar satıcılar sokağına gitmek istiyorum! Oradan bir sıra sosis almak istiyorum! "
 
Bu çocukların dikkati dağılmıştı.
 
‘‘Sessiz olun!’’
 
Madam DeJoue’nin bizim bulunduğumuz yatak odasına gelip bize bakıp bakmadığını kontrol ettim.
 
Biz yatak odasına bağlı koridorda saklanıp Madam DeJoue’nin hareketlerini izliyorduk.
 
Bu konakta bizi durdurabilecek iki kişi vardı vardı: Madam DeJoue ve baş hizmetçi.
 
Baş hizmetçi çoğu zamanını düşesin yanından geçirirdi bu yüzden biz Madam DeJoue’e yakalanmazsak özgürdük.
 
Perdenin arkasında çömelirken bacaklarım uyuştu.
 
Kedi, kedi! (Bu Nara Lee’nin zamanından bir çizgi filminden alıntıymış.)
 
Umutsuzca miyavlayarak uyuşmaya katlanmaya çalıştım. Madam DeJoue henüz yatak odasına girmemişti, bu yüzden çok küçük bir ses kullanmak zorunda kaldım.
 
Carol'un elleri heyecanla titriyordu ve Julien çömelmiş, tek eliyle çenesini tutuyordu. Sanki hızla ayrılmak istiyormuş gibi dışarıya bakmaya devam ediyordu.
 
‘‘Hey, şimdi koşun!’’
 
Carol ve Julien’in elini tutarak koşmaya başladım.
 
Koşun, koşun bacaklarım!
 
***
 
Dışarıdaki ayakların pıtırtılarını duyan Madam DeJoue iç geçirdi.
 
Kendi kendine, aşağı inip Gratoni şövalyelerine onları takip etmelerini söylemesinin daha iyi olacağını düşündü.
 
Gerçekten ama gerçekten Sharon onun bilemeyeceğini mi sanıyordu?
 
Böyle zamanlarda Sharon gerçekten sekiz yaşında gibi gözüküyordu. Üç çift ayak zaten perdenin altından görünebiliyordu.
 
Neyse ki saraydaki insanlar fark etmemişlerdi.
 
Dük konağının şekli kartal kanatlarını taklit ediyordu. Kartal imparatorluk ailesini temsil ediyordu ve onlar onun kanatlarıydı, bu nedenle ana bina doğu ve batı bölümlerine ayrılıyordu.
 
Veliaht prens dışındaki bütün konuklar doğu kanadında kalıyordu.
 
‘‘Ne kadar tatlı’’
 
Madam DeJoue kıkırdadı. Onları ilk gördüğüne kıyasla Carol ve veliaht prens çok daha parlaktılar. Bazen çocukça da davranıyorlardı.
 
‘‘Neyse, sanırım çocuklar büyüdükçe dışarıya dönük oluyorlar’’
 
Madam DeJoue, saray halkının hiçbir şey fark etmemesi için ana binanın kapısını kapattı.
 
Sonra da, gizlice şövalyelere çocukları takip etmeleri talimatını verdi.
 
‘‘Sadece yakalanmadan onları izleyin. Leydi Sharon onlarla olduğu için makul zamanlarda eve geri geleceklerdir. Birinci, ikinci ve üçüncü önceliğiniz güvenlik’’
 
‘‘Evet Madam DeJoue’’
 
Şövalyeler kısa süre sonra iz bırakmadan ayrıldı.
 
Gerçekte, bu şövalyeler Madame DeJoue tarafından ayrı olarak işe alınmıştı. Uşakla konuştuktan sonra, onlar Dük'ün şövalyeleri olarak işe alınmışlardı ama onlar gerçekte onun adamlarıydı.
 
Bu yüzden çocukların zarar görmeden döneceğinden emindi.
 
 
***
 
"Woah!" Carol ona yaklaşan sabun köpüğünü patlatırken parlak bir şekilde güldü.
 
O tek değildi. Julien de gülüyor ve gülümsüyordu.
 
Baloncukları ilk kez mi gördüler? Ne şapşallar.
 
Phew. Ama bu kasabadaki baloncuklar biraz ilginçti.
 
Nasıl balık gibi görünmesini sağlamışlardı?
 
Baloncuklara parmağımla dokunduğumda, bir daire şeklinde kıvrıldılar ve sonra tekrar bir balık haline geri gelmişlerdi.
 
Ya da bir dokunuşla patladı ve sonra yeniden eski haline geri gelmişti.
 
‘‘Sharon, Sharon! Şuna bak! Sana benziyor!"
 
Veliaht prensin ender heyecanlı sesiyle başımı çevirdim.
 
Julien bir müzik kutusunu işaret ediyordu ve içinde açık mor saçlı bir peri dönüyordu.
 
"Haklısın! Sharon ile tamamen aynı! Peri gibi! Hayır, o bir prenses! "
 
Teşekkürler yavru köpekler.
 
Ben biraz güzelim değil mi?
 
Haha.
 
Homurdanarak çocukların işaret ettiği müzik kutusuna yakından baktım.
 
Müzik kutusundaki kadının uzun kulakları ve şeffaf kanatları vardı ama yüz hatları iyi görünemeyecek kadar küçüktü.
 
Yine de çocuklar güzel olduğunu düşünüyor gibiydi.
 
‘‘Evet, çok güzel. Sevdin mi?"
 
‘‘Evet! Sevdim!’’
 
‘‘Ben de!’’
 
‘‘Tamam. Hepinize birer tane almamı ister misiniz?’’
 
‘‘Gerçekten mi!?’’
 
Aman Tanrım. Bu korkutmuştu.
 
Aynı anda bağıran çocuklar yüzünden bir adım geri çekildim.
 
Eğer satın almayacağım söyleseydim kesinlikle ağlarlardı.
 
‘‘Ben bunlardan iki tane almak istiyorum’’
 
‘‘Görüyorum ki sevimli küçük bayan bundan hoşlanmış. Oradakiler küçük kardeşleriniz mi? "
 
"Hayır!"
 
"Hayır!"
 
Neden, ne oluyordu?
 
Bu ikisi ne zamandan beri bu kadar birbirine benziyor?
 
‘‘An-anladım. Çok olgun olduğunuz için onların ablası olduğunu zannettim. Üzgünüm genç bayan ve genç beyefendi’’
 
‘‘Hmmm, sorun değil’’
 
Carol sonunda iyi biri gibi davranabilmişti ama gerçek hali çoktan ortaya çıkmıştı.
 
Ahh, seni küçük köpek. Gururun nerede?
 
Veliaht prens dudaklarını ısırıp kızardı.
 
Bu çocuklar çok tatlıydı.
 
Çocukları gülümsemeyle izlerken tezgah sahibinden iki müzik kutusu aldım.
 
‘‘Hadi, buyurun. Bu da benden bir hediye. "
 
Carol ve Julien ağızları açık bir şekilde kutuları kabul ettiler. Gerçekten bu kadar beğenmişler miydi?
 
Kabaca yapılmış göründüğünü ve sesinin iyi çıkmadığını düşünmüştüm.
 
Ses durmaya ve yeniden başlamaya devam etti ancak buna rağmen Carol ve Julien kutuyu açmaya devam edip yürürken yavaşladılar.
 
‘‘Ona iyi bakın. Başka bir tane daha almayacağım’’
 
Kötü birisi gibi olmaya çalışsam da çocuklar sadece başlarını olumlu bir şekilde salladılar.
 
‘‘Tabi ki!’’
 
‘‘Bu benim hazinem’’
 
Bu çocuklar çok güzeldi.
 
***
 
Artık Julien’in saraya geri dönme vaktinin geldiğini biliyordum. Bu yüzden geri dönmeliydik.
 
Madam DeJoue’nin arkamıza taktığı adamlar da sabırsızlanıyor olmalıydılar. Kendilerini ifşa edip etmemek arasında acı çekiyor gibiydiler.
 
Ağaçların arasından parlayan şövalyelerle göz teması kurdum.
 
Yakında geri döneceğiz bu yüzden endişelenmeyin.
 
Beni anlayıp anlamadıklarını bilmiyordum ama şövalyeler geri çekildiler.
 
"Bugün eğlenceli miydi?"
 
Carol, bir köpek yavrusu gibi başını sallayarak "Evet!" diye cevapladı
 
"…Evet."
 
Küçük ama kesin bir cevap da duydum.
 
Gökyüzündeki gün batımına baktım.
 
Bu sekiz yaşımdaki parlak yaz sona eriyordu.
 
Yaz bu romanda geçirdiğim ilk mevsimdi.
 
Yüz yirmi günlük yazın bu kadar kısa olacağını bilmiyordum.
 
Gerçekten bir anda geçmişti.
 
Şimdi sanki bu dünyaya bir adım atmışım gibi hissediyordum.
 
Ayrıca, iki yanımda çömelip gece pazarının ışıklarını izleyen Carol ve Julien'e karşı da bir sevgi besliyordum. İkisi de benzer bir sevgi damarındalardı.
 
Bir bataklığa doğru sürükleniyormuşum gibi hissettim.
 
Bana kayıtsız şartsız şefkatle bakan bu çocuklar çok sevimliydi.
 
Bana dünyadaki tüm güzel şeyleri barındırıyormuş gibi bakan bu çocukları nasıl sevmezdim?
 
Ben bilmeden önce, kalbimde kendilerine bir yer açtılar.
 
Bu yüzden avucumda kar gibi eriyen bu zamanı bir hazine gibi saklı tutmalıydım.
 
Yarın bugünden farklı olacak ve yarından sonraki gün de farklı olacaktı.
 
Her geçen gün daha da büyüyen Carol ve Julien ile bu mutlu anın çok kısa olmasına üzüldüm.
 
************************************************
Lütfen zaman geçirsinler bu bölüm sanki geçiş niteliğindeydi ne diyorsunuz?
 
Ve geri döndüm. Evet haklısınız. Köydeydim ve internetsiz ortamdaydım. Bundan sonra güncele kadar bölümleri dört günde bir atmayı planlıyorum. Zaten şu anda güncelde 26’da. Umarım beğenirsiniz. Görüşmek üzere, iyi okumalar…


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


19   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   21 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.