Who Made Me A Princess - Novel - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




18   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   20 


           
Yeni uyandığı için saçları eskisinden daha doğal bir şekilde yayılmıştı ve giydiği kıyafetler kaslı bedenini 
açığa çıkaracak kadar açılmıştı.

Hayır! Utanç verici. Bu çok utanç verici. Bakın, bedenim küçük bir çocuk olsa bile ben büyümüş olgun bir hanımefendiyim.

Claude ne düşündüğümü fark etmedi ve bakışlarını soldaki pencerenin dışarısına çevirdi. Güneş çoktan batıyordu ve dışarıda turuncu sarı bir gökyüzü görülebiliyordu.

Yavaşça bir psikopatın yapabileceği şekilde gerilmek için ayağa kalktı.

"Ziyafeti burada yapacağız."

* * *

"Enerjik ve sağlıklı görünüyorsun bu günlerde iyi gibisin."

Bu Claude ile teknedeki olaydan sonra ilk kez doğrudan karşı karşıya buluşmamızdı.

İmparatorun odasındaki masaya yerleştirilmiş yemekleri inceliyordum. Tüm yemekler leziz görünüyordu, ama yine de imparator için özel olarak hazırlanmış oldukça farklı yemekler de vardı.

Sadece çok değişik olduğunu düşünüyordum ama şu anda söyleyebileceğini en son düşündüğüm şeyi söylediğini duyduktan sonra kafamı kaldırdım.

Sağlığım hakkında bilgi almamış olmasının imkânı yoktu ama beni bir kez bile olsun ziyarete gelmedi. Şey, demek istediğim eğer gelseydi soğuk algınlığım daha da kötü olurdu!

Her neyse, hasta kızının bile yanına gitmeyen bu züppenin sadece 'Ah, iyi görünüyorsun.' demesine susmuştum.

Çok şey beklememiştim, 'Çok hasta olduğunu duydum, iyi misin?' ya da 'Yorgun görünüyorsun, iyi dinlen' gibi. Ama biraz fazla değil mi? Doğru. Burada Claude'dan bahsediyoruz.

"Babacım da çok sewimli görünüyor!"

Ama ben sadece iyi yaşlı zayıf güneş balığıyım. Hadi unutmayalım. Bu C planı, C planı. B planı için olsa 
bile,hayat uzunluğumu bu yolla uzatmam önemli! Kirli ve adaletsizce olsa bile yaşamamdan daha önemli 
HİÇBİR şey yok.

Claude'u görmezden geldim ve parlakça gülümsedim. Gözleri ilgiyle baktı. Evet, evet, göle düştüğü için dün hasta olan kızının ah-çok-parlak gülümsediğini görmek ilginç değil mi?

Claude çenesini eline yaslayarak bana bakıyordu. Ama neden yakışıklı görünmeye çalışıyormuşsun gibi görünüyorsun? (Athy yanlış anlıyor. Claude kesinlikle yakışıklı görünmeye çalışmıyor.) Sana âşık olmamı sağlamaya çalışıyorsun? Ha, tabii! Ne  yetenek ama! Sana âşık olmayacağım, lanet olsun!

"Dinle. Sadece sevdiğin yemekleri hazırladım."

Yani, bunlar sadece et ama? Benimle dalga geçiyorsun çünkü ben tombulum, değil mi? Beni küçük düşürüyorsun, değil mi?

"Yemek için teşekkür ederimmmm."
Ama yemezsem ben değilim. Claude'un bakışlarını görmezden gelmeye ve yemeğe odaklanmaya karar verdim.

Vay, ağzımda eriyor! Her gün böyle yemekler mi yiyorsun? Benim sarayımda da pahalı yemekler hazırlanıyor ama kalite ve tat eşsiz! Bu bir fark!

Gümüş sofra takımı kavramam için fazla ağırdı. Ayrıca biftek de önceden dilimlenmemişti bu yüzden kendim dilimlemem gerekiyordu. Dahası bu masa çok yüksekti!

Şıngır! Ve benim gümüş bıçağım tabağı çizerek iğrenç bir ses çıkardı.

Hii! O an nefesimi tuttum. Utanmayı bırak, Claude'un tepkisi daha önemliydi. B-bunun yüzünden kızmayacak, değil mi? Bıçağını doğrudan bana fırlatıp kafamı delmeyecek değil mi... değil mi?

"Görgü kurallarına daha çok çalışmalısın."

Ama Claude bir kelime etmedi ve görmezden geldi. Hahhh, hayattayım.

"Yarın sarayına birini göndereceğim. Beklediğimden çok daha eğitimsizsin,Muhtemelen gerçekten eğitimli insanlar sana öğretmediğindendir."

Ne? Benim sevgili hizmetçilerimle dalga mı geçtin sen?! Eğitimsiz? O ablaların hepsi asil! NEYİN VAR 
SENİN?!

"Bundan sonra profesyonellerden öğren."

Ah, evet. Bay Siz kraliyet kanındandınız.

Poker suratımı tutmak zordu ama neyse ki fark etmiş gibi görünmüyordu. Birbirimizin karşısında masanın 
ucunda oturuyorduk. Ah masanın çoooook uzun olması ne hoş. Huhuhu.

Bir şekilde öfkemin patlayıp fışkırmak istemesine neden oldu ama bunun yerine yapabildiğim kadar sevimli 
bir biçimde gülümsedim.

"Athy elinden gelenin en iyisini yapacak, babacım!"

Ardından Claude garip bir şey görmüş gibi baktı. Birlikte geçirdiğimiz ilk tuhaf çay partimiz değildi ama bana 
bu bakışı gördüğüm ilk seferdi. Doğru hissettirmiyor... Neden bir hayvanın sıçtığını görmüş gibi bakıyorsun...?

Claude yediğim zaman boyunca bana bakıyordu. Arghhh, kusacak gibi hissediyorum.

"Babacım, iyi geceler! Güle güle!"

Claude ile ziyafetin ardından Felix tarafından Yakut sarayına teslim edilen bir paket gibi hissettim kendimi.

Felix bana her zamanki gibi bana iyi geceler diledi ama ben sadece kaşlarımı çatıp homurdandım. Bunun yüzünden Lilly biraz kaşlarını çattı ama ona bugün çok kızmıştım.

Demek istediğim, tıpkı ' Oh baaak, ş*refsiz imparator uyuyor. Gidip onu uyandırmalısın!' gibi demişti ve beni zihinsel olarak bile hazır değilken kelimenin tam anlamıyla içeriye itmişti! Bugün olan olayları düşünürsem 
kafasından tüm saçlarını söksem bile Felix için üzgün hissetmem!

Üh. Ben sana güvenmiştim. Nasıl beni öylece Claude'un inine fırlatıp atarsın...

'Hiçbir şey bilmiyorum' diyen yüzü olan beni daha da kızdırmıştı.

"Lily, ninni istiyorum."

O akşam, sevimli davranarak ninni için Lily'e yalvardım. Hoşuna gitmiş gibi görünüyordu, kıkırdayarak 
üstümü örttü.

"O zaman size söylemeli miyim?"

Bir kaç dakika sonra tatlı bir sesle söylenen ninni kulaklarıma doluştu.

"Shh, adım ve bir adım daha... Eğer gece gelirse bana bir çiçek getir. Sevimli bayan Yıldız bizim için gülümsüyor."

Kyaaa. Elbette, benim şarkımla kıyaslanamaz. Önceki günlerde olduğu gibi battaniyemi tekmelemek istiyorum ama Lily burada olduğundan yapmayacağım.

"Güle güle, bugün.Daha parlak ve sakin sabah gelecek yarına."

Lily'nin tatlı sesi gözlerimi kapatmamı sağladı. Onun özellikle benim için ninni söylemesi harikaydı. Ninni dinleyerek uyumak için bayağı bi yaşlı olsam da.

"Sadece zarif ve güzel rüyalar gör. İyi uykular, küçük bebeğimiz."

Yarın ne tür korkunç olaylar yaşanacağını bilmiyorum. Ama, şimdilik... Her şeyi unutup uyumak istiyorum. 
Büyümek için uyumak zorundayım. Uyanınca on yıl sonrasında olmak isterdim.

"İyi uykular, küçük bebeğimiz."

Lily, sana da iyi uykular! Zihnimdeki o p*ç imparatorun suratını unutmak için uğraşırken Lily'nin mücevherimsi sesiyle gözlerimi kapattım.

Tıpkı tüm önceki geceler gibi, zamanın çabuk geçmesini dileyerek...

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


18   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   20 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.