Who Made Me A Princess - Novel - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




36   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   38 


           
Ahh, ben iyi bir Athy'dim..... Hayatıma verdiğiniz ilgi için teşekkürler....

"Sadece ne?"

Claude'un kısık sesini duyunca düşüncelerimden uyandım.

Hii. N-ne? Biraz önce hayal mi kuruyordum? Hala ölmedim mi? Boynuma dokunduktan sonra ölmediğimi fark edince cennete teşekkür ettim.

".....Bu da ne?"

Hayır bu ben değildim ama benim sinirli ejderham....saçma! Ahh, bilmiyorum! Bu benim elim değil! Wahh!

Düşünmem bile imkansız olduğu için zihinsel çöküşler yaşıyordum.

Zihisel çöküşümün geçeceği sırada Felix ağzını açtı.

"Özürlerimi sunarım majesteleri. Ben sizi çok rahatsız ettim ve prenses bunu yaptı."

Whaaaaaaackkk!

Felix seni deli abi! Beni öldürmeyi mi planlıyorsun? Şimdi durum sanki ikinizin çenesi kapansın diye tokat atmışım gibi gözüküyor. Neden beni bir köpek boku ile beslemeye çalışıyorsun? O amaçla tokatlamadım!

"B-böcek. Böcek! Sadece böcek!"

Gerçekten doğru düzgün konuşamadım. Sonra Claude ağzını açtı, kaşları çatmıştı.

"Bana bir böcek mi diyorsun?"

Hayır!

"Hayır, babacımın yanağında böcek vardı! Babacımı sinirlendirmeye çalışıyordu bu yüzden Athy böyle yaptı. Onu babacım için yakaladı!"

Ühü ühü. Kısa ama uzun bir hayattı. Hedefim on sekiz yaşından sonrasını da yaşamaktı ama bu şekilde öleceğimi bilmiyordum. Bu kaderin cilvesi. Ühü ühü. Benim sinirli ejderham patladı sanki....

"Demek öyleydi. O zaman prenses majesteleri iyi hissetsin diye üflemeli." 

Daha önce de hissettim ama gerçekten Felix'e yumruk atmak istiyorum.... Beni kurtarmak mı istiyor yoksa öldürmek mi anlayamıyorum. Böyle şeyleri bana yaptırtma. Gerçekten bana ısrar edersen benim de yapacağımı mı sanıyorsun sence?

Claude'un yüzüne üzgün bir ifade ile baktım. Hah, seçeneğim yok.

"Baba. H-huuu...."

(Huuu: Sesi üfleme sesi. Çocuklar bir yerlerini vurduklarında acı azalsın ve daha hızlı geçsin diye 
üflerlermiş.)

Offff, yaşamak zor iş......

***

O zamandan sonra otuz dakikadır süt içiyordum.

Ühü. Millet, yaşadım. Boynum hala omuzlarımın üstünde! Wahh.

Claude'u hep kötü ve acımasız birisi olarak düşünmüştüm. Aynı bunun gibi! Ühüü. Bu sütün tadı tuzlu. Umarım bu benim son çay partim olmaz.

"Bence bunlardan sonra prensesi ben taşısam daha iyi olur."

Felix her zamanki gibi Claude ile konuşurken kendini geriye çekmiyordu. Kyaaaaa. Lütfen, eğer ölmek istiyorsan, yanlız başına öl. Burada  yaşayan ben varım ve yaşamak istiyorum.

Claude konuşmadı ama çayını içerken Felix'e öldürücü soğuk bir bakış attı. Genelde çay partilerimizi yaptığımız bahçedeydik.

Aslında kutsal hayvan ve p*ç Lucas ile ilgili soru soracaktım ama her neyse.

Görüyor musunuz onu tokatlamama rağmen yaşıyorum?

Hii! Bunun ne kadar büyük bir davranış olduğunu şimdi anladım. Bu ş*refsiz her zaman bana "şimdi şu şeyi 
nasıl öldürsem?" bakışı atıyordu. Ama şimdi benim sinirli ejderham aktif olsa da beni canlı tutuyorsun. 

Evet. Beni öldürmene yol açacak hiçbir şey söylemeyeceğim. Sinirli ejderhamı kontrol altında tutacağım. Ühü

"Görünüşe göre onunla olması için yeni birisini bulmalıyım."

Claude bana bakarken mırıldandı.

Ne? Nereden çıktı şimdi bu? Felix de aynısını hissetmiş olmalıydı.

"Yeni birisi olması, demek istiyorsunuz..."

"Onun dövüş sanatlarına başlatmayı düşünüyorum."

Ne? Dövüş sanatları öğrenmek mi? Kim? Ben mi?

İçtiğim sütü neredeyse tükürüyordum. Tokatlandıktan sonra delirdin mi? Nereden çıktı şimdi dövüş  sanatları işi?

"Bir sineği yakalamak için bir şeyleri tokatlıyor ve beceremiyor bu yüzden aynı hataları yapmaması için dövüş sanatları öğrenmeli. "

Hiii. Bu hiç iyi değil..... Terlemeye başladım. B-Benim tarafımdan tokatlandıktan sonra büyük bir şok falan mı geçirdi?

"Ayrıca...."

Daha diyeceğin mi var?! Claude'un sonraki cümleleriyle kalbim hızla atmaya başladı.

"Kollarında herhangi bir kas yok. Bu şekilde bir böcek bile onu yakalayabilir."

N-Ne bu şimdi. Gururunu korumak için cümle falan mı? Galiba sana fazla sert vurdum. Acıtmadı mı? Aslında bu benim bir böcek olduğunu söylemenin dolaylı yolu değil mi? Ühü.

"Ama prenses sadece yedi yaşında...."

"Özellikle onun yanında kalmasını emrettiğim koruma onu taşımaktan başka bir şey yapmıyor. İşe yaramaz."

(Yuna: Claude ne yaptın?! Öyle ölmez füze at istersen.)

Felix bu cümleleri duyunca anında üzüldü. Her ne kadar burada herşey sakin olsa da, Felix kötüydü. 

Bir koruma tehlike anında işe yarar. Ama Claude kötü modunda gibi olduğu için araya girmeyeceğim.

Ne? Neden kalbim bu kadar çok acıyor....

"Pfft."

Bir anda boğazımdan sıcak bir şey geldi. Ack! İçtiğim sütü mü çıkarıyorum yoksa?!

Bir şey çıkarma sesi yaptıktan sonra, Claude ve Felix kafalarını kaldırıp bana baktılar. Ama sonra,yüzleri şok 
içindeydi.

Ayy! Utanç verici! Ama çıkarmadım evet! Hay b*k! Tutabileceğimi sanmıştım ama daha da acımaya başladı. Görünüşe göre biraz süt dudaklarımdan dışarı kaçtı. 

"Prenses!"

Ne? Ama neden bu süt bu kadar kırmızı?

Bu sefer yine ağzımdan bir şey geldi. Aynı zamanda kendimi sersemlemiş gibi hissettim.

Ne? Bu kana benziyor? Yoksa biraz önce zehirle.....

Ama düşüncelerim daha ileriye gidemedi.

Hiçbir şeyi anlamıyordum, birisinin ben sandalyeden düşerken yakalaması, ya da birisinin bağırması, ve 
diğerleri. 

Ölüyor muyum? Bu şekilde-

Bekle.... bu çok ani oldu?

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


36   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   38 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.