"Prenses, beni görebiliyor musunuz? Benim kim olduğumu biliyor musunuz?"
Hafızamı kaybetmedim. Tabii ki biliyorum,abi. Bu yüzden bağırma. Kendimi gerçekten....gerçekten....
"Uwuu"
Sonra nefes almak zorlaştı. Yatakta uzanırken ağzımı açtım. Felix başımı sallayıp konuşmamı bekliyormuş gibi başını salladı. Ancak ağzımdan çıkan inleme sorularının cevabı değildi.
Şu anda ölüyormuş gibi hissediyorum bu yüzden prensese seslenmeyi bırak, wahh!
Bir anda ağlamaya başladığımda Felix paniklemeye başlamış gibi görünüyordu. Anladım ki uyurken de ağlıyormuşum. Çünkü eğer ağlamasaydım yüzüm bu kadar ıslak olmazdı.
"Acıyor,eeuk.Oww...."
Göğsüm yanıyormuş gibi acıyordu. Sütümde zehir mi vardı, öyle miydi? Doğru mu?! Neden bana bunu yapıyorsun? Kötü bir şey yapmadım. Bu çok zalimce. Wahh.
"Ne yapmalıyız, majesteleri?"
Evet, anlaşılabilir çünkü göle düştüğüm zaman haricinde daha önce hiç ağlamayan birisiydim.
Ama bunu boşver, gerçekten çok çok acıyor. Sanki akciğerlerimi bir matkapla deliyorlarmış gibi.
Wahh. Ölüyor muyum? Hem de yedi yaşında? Claude'a herhangi bir söz söyleyemeden mi?
"Seni onu iyileştirmen için çağırdım ama bu da ne? Durumunu daha da kötüleştirecek ne yaptın?"
"Daha da kötüye gitmedi. Sadece o prenses acıyı hissedemediğinin farkında değildi. Ayrıca bu olay benim için yeni ....... Bu mana ile ilgili bir şey ama ben nedenini bulamıyo...."
"İşe yaramaz köpek."
Ben ağlarken, Claude orada olan başka birisi ile konuşuyordu. Görünüşe göre kan tükürdükten sonra bayıldığımda bir doktor getirdin.
Ama hiçbir şey anlamıyorum. Ah, her neyse! Sadece beni çabucak kurtar! Öleceğim, wahh.
"İşte bu yüzden sana bir yolunu bulmanı söyledim ama utancını nasıl açıkladığına bak. Diğer büyücüler gibi."
"Ö-özürlerimi sunarım yüce majesteleri. Ancak tüm yapabileceğim bu. Başka hiçbir büyücüler artık yardımcı olama-"
"Ölmek mi istiyorsun?"
Claude'un sözleriyle, diğer adamın nefesinin kesilmesini duydum. Ama neden yerde titriyorsun, bayım?
"Evet bu tür işe yaramaz büyücülere sarayımda ihtiyaç yok."
Ağlarken Claude'un buz gibi bir ifadeyle konuştuğunu hayal edebiliyordum.
"Eğer bu kelimeleri papağan gibi yeniden tekrarlarsan, gelecekteki olaylara hazır olsan iyi olur.""
Claude'un karşısında eğilmiş adam tir titremeye başladı ben ise sadece izleyebiliyordum.
"Diğer büyücüleri getirin. Ayrıca bunu da zindana kitleyin."
Buradan resimli şekilde daha erken okuyabilirsiniz ^-^
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.