Mirasçı - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




154   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   156 


           

##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##

Dövüş alanında, iki dev karşılıklı duruyorlardı. Herkes onların kim olduğunu biliyordu ama sonuç konusunda fikir birliği yoktu.
“Mel ikinci tura çıktı ama işi çok zor!”
“Karşısına çıkana baksana, öğrenciler içindeki en iyi Bedensel Gelişimci ’ye karşı savaşacak!”
İki genç öğrenci konuşurken arkadaşları birden lafa girdi.
“Sizce de Mel ve Edgan’ın rakiplerinin İkinci Büyük’ ün adamları olması çok büyük bir tesadüf değil mi?”
“Kura çekilmiyor mu?”
“He çekiliyor, ondan sipariş gibi adamın karşısına P çıktı.”
Gençler susacak gibi değildi ama görevlinin anonsuyla beraber ağızlarını kapatıp bakışlarını dövüş alanına çevirdiler.
“Bedensel gelişim yapan bir Bitki Bilimci, ne şeker şeysin sen öyle!
Adı P olan ve Mel’ den bir kafa daha uzun boyuyla yüksekten konuşan gencin bedeni de rakibinden daha iriydi. Kısa saçları diken dikendi, normal bir insan elinin iki katı büyüklükteki elleriyle çenesinden sarkan sakalları düzeltiyordu.
“Goril Kral K, Sıcaklık Kralı S, sende Pezevenkler Kralı P misin?”
Mel sataşmaya cevap verince, mücadeleler boyunca gerilen tribünlerden bir kahkaha dalgası yükseldi. Her saniye artan gülüşler sonsuza kadar sürecek gibiydi ama P kükremesiyle onları durdurdu.
“Bakalım ölürken böyle komik olacak mısın?”
İki genç adamın elleri birbirine kenetlendi, öyle ki parmakları iç içe geçmişken bedenlerini ittirmeye çalışıyorlardı.
“Hayatının hatasını yaptı!”
“Onunla kafa kafaya dövüşmeye mi çalışıyor?”
Dövüşçü Bölümü öğrencileri olanları izlerken şaşkındılar, P’nin dönüştüğü yaratığı çok iyi biliyorlardı.
“Dövüş bitti!”
İkinci Büyük koltuğunun yanı başındaki sehpaya uzandı ve kesme kristal kadehini yavaşça kaldırdı. Şarap ağzına dökülürken gözlerini kapattı, gerilen boynundan sıvının geçişi görülebiliyordu.
“Yeşil Gölge Akademisi’nin en iyi Bedensel Dövüşçüsünün gücünü tat ufaklık!”
Sözlerini tamamlayan P dönüşüm geçirmeye başladı. Önce, elleri sivri tırnaklara sahip üç parmaklı pençelere dönüştü. Ardından, suratı uzayarak devasa bir gaga oluştu ve sırtından çıkan kanatlarla beraber her şey birkaç nefes içinde gerçekleşti.
“Sakallı Akbaba!”
“Gökyüzünün Efendisi!”
“Bedensel Gelişimcilerin Zirvesi!”
Tezahüratlar başlayınca, P gagasını göğe kaldırıp keskin çığlığını bulutlara gönderdi. Kanatlarını çırptığında oluşan rüzgâr, alanı çevreleyen bariyeri dalgalandırıyordu.
“Canını aldıktan sonra kemiklerini tek tek kıracağım. İçindeki iliği yerken, kimse beni durduramayacak!”
İzleyiciler, kendinden geçen P ile beraber an ve an coşuyorlardı, Dövüşçü Bölümü öğrencilerinin sesleri yeri göğü inletiyordu ama atladıkları büyük bir şey vardı.
“Alt tarafı bir kuşsun ve gökyüzünün hâkimi olduğunu söyleme cüreti gösteriyorsun!”
P, bakışlarını izleyici sıralarından çekerek ona döndü ve yüzündeki mağrur ifade o an değişti. Gözleri ellerindeydi, Mel’in parmaklarının içine geçmiş pençelerine ilk defa görmüş gibi hayretle bakıyordu.
“Nasıl kesilmez? Çeliği bile kâğıt gibi kesen pençelerim, neden elini kesemiyor?”
“Kes sesini!”
Mel P’ye söylese de bütün arena sessizliğe büründü, birkaç saniye sonra dev cüsseli akbaba dizlerinin üzerindeydi. Elleri birbirine kenetliyken kemik sesleri yükseliyor, dev gaga artık acı nameleri şakıyordu.
“Sen kimsin?”
P kekeleyerek iki kelime etti ve bunlar söyleyebildiği son sözler oldular. Sağ eliyle gagayı yakalayan Mel tek hamlede yerinden söktü, kan yüzüne fışkırıyordu. Rakibi can havliyle çırpınırken, diğer eliyle kanatlardan birini yakaladı ve onu da tek hamlede bedenden ayırdı.
“Görevliler!”
İkinci Büyük bağırınca onlarca kişi alana girdi ve P’yi Mel’in elinden almak için atıldılar. Başardılar da dev genci kenara doğru sürükleyerek güvenli bölgeye aldılar ama yeniden insana dönüşen P’nin hali içler acısıydı.
Kolu Mel’in yanında kalmıştı ve yüzünün büyük bir kısmı artık yoktu. Sonuç belliydi, galip taraf izleyici sıralarından yükselen tezahüratlar arasında yerine dönüyordu.
“Katil!”
“Acımasız cani!”
“Cezanı çekeceksin!”
Mel, söylenenlere aldırış etmiş gibi görünmüyordu, İkinci Büyük’ ün tam karşısına geçip sırtını koltuğuna yasladı.
“Akademi Lideri, daha ne kadar bu şerefsize tahammül edeceğiz!”
İkinci Büyük öfke saçıyordu; onun aksine, beyaz saçları beline kadar uzanan adam gayet sakindi.
“Sen ne zaman becerebilirsen İkinci!”
“Efendim!”
“Uzun zamandır ortada yokum diye aptallaştığımı mı sandın? Edgan ve Mel, ikisinin karşısına çıkan rakiplerin senin öğrencilerin olduğunu anlamayacağımı mı sanıyordun?
Çocuğu öldürmek istiyordun, ben de senin oyunlarına göz yumuyorum. Alt tarafı Bitki Bilimci bir velet ve ikinci senesindeki bir dövüşçüyle uğraşıyorsun ama sonuç ortada.
Görmeyeli, yeteneklerin geriye mi gitti İkinci?”
Ceset dövüş alanından çıkarken başka konuşma olmadı, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi müsabakalara devam edildi.
İkinci tur bittiğinde yeniden kuralar çekildi, bir kişi eşleşmeden tur atlamayı başardı. Edgan ve Mel bu şansa erişemediler ama sıra onlara geldiğinde hiç beklenmeyen bir şey oldu.
Sahneye önce Mel çıktı, rakibi yerinden bile kalkmadan pes ettiğini bildirdi. Görünen o ki çift balta taşıyan genç, İkinci Büyük’ ün altı kişilik takımından biri değildi.
“En iyisini yaptı!”
“Nedenmiş? Kendine dövüşçü mü diyor bu şimdi!”
“Kes lan! Çok istiyorsan sen çık da görelim cesaretini!”
Gencin hareketi Dövüşçü Bölümü sıralarında farklı tepkilere yol açsa da Edgan’ın karşısında pes eden kızın kararını etkileyemeyecekti.
“Pes ediyorum!”
Neyse ki Edgan Mel değildi ve dövüş alanına çıkan herkesi öldüreceğini ilan etmemişti.
“Bu niye korktu ki?”
“Niye mi?”
“Evet, Edgan kimseyi öldürmedi, dövüşebilirdi.”
“Öldürmedi ama sakat bıraktı. Karşısına çıkan iki kişi, artık gelişimci olarak sayılamayacak haldeler!”
Son on altı turuna gelindiğinde, değişen bir şey yoktu. İkinci Büyük adamlarını göndermiyor, kuradan çıkan gençlerse dövüşmeden pes ediyorlardı. Kadeh üstüne kadeh deviren seyrek saçlı adam, en çok öldürmek istediği kişiye bakarken avuntuyu içkide buluyordu.
“Bu turda pas geçerlerse anlarım ama Yeşil Gölge Akademisi Yıllık Dövüşleri’ni bir Bitki Bilimci kazanırsa, Dövüşçü Bölümü olarak varlığınızı sorgulamak zorunda kalırım İkinci!”
Akademi liderinin sözleri kulağına eriştiğinde kadeh elinde parçalandı, öğrencilerinin yaşattığı hezimetler yetmezmiş gibi bir de onunla uğraşmak zorundaydı.
“Öyle bir şey gerçekleşmeyecek, emin olabilirsiniz! Dövüşçü Bölümü Başkanı Sokom ve ben, bunu garanti ederiz!”
Son beş belirlendi, Edgan ve Mel üç turdur dövüşmüyorlardı. Biri dehşete düşüren gücü, diğeri vahşete duyduğu açlıkla, rakiplerini korkutmayı başarıyorlardı.
“Kura sonuçlandı ve bu turun bay geçen ismi Mel Malcom!”
Anonsla beraber cadı kazanı kaynamaya başladı, olaylarla dolu günün biriken enerjisi dillere yansıyordu.
“Şanslı piç!”
“İkinci, önce Edgan’ın işini görecek demek ki!”
“Kim çıkacak dersin?”
“Fazla seçenek yok ama ben E diye düşünüyorum!”
“Bende, en güçlüyü Mel için ayırdığı kesin!”
Göğüslerinde alev broşları olan iki kişi, Mel’ bakarak konuşuyorlardı. Bir çift keskin göz üzerlerine çevrilince susmalarına bakarak, korkak oldukları söylenebilirdi ama tahmin yetenekleri için aynı şey söz konusu olamazdı.
“İlk mücadele; Edgan, E’ ye karşı!”
 
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


154   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   156 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.