Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   2 


           
19 Nisan’ı 20 Nisan’a bağlayan gece gün ışığından önce apartman dairesinin camlarını polis ve ambulans ışıkları aydınlatmıştı. Bir acil durum çağrısı alınmış ve ardından yola çıkan ekipler bir cesetle karşılaşmıştı. Gelen ilk ekip onun öldüğünü anons ettiğinde bir olay yeri ekibi ve polis ekibi gelmişti. Düştüğü yerde öylece kalmış gözleri açık şekilde içeri girenlere bakan cansız bedeni görenlerin ilk karşılaştığı manzara buydu. Çıplak bedenini örten olay yeri görevlileri yüzünü örtmek istemiş ama adeta gözleri canlı gibi bakan bu kadına ne yapacaklarını bilememişti.
“Yüksek dozda uyuşturucu kullanımı sonrası ölmüş.” Bunu söylediklerinde durumun cinayet olmadığını ortaya koymuşlardı çoktan. Ellerinde bir ceset ve cesedin adli toksikoloji sonucunda ve otopsisinde yüksek doz uyuşturucu kullanımı kanıtlanmıştı. Uyuşturucuyu nasıl elde ettiği üstü kapalı soruşturulmuş ve kullanmanın yasak olmadığı belirtilen sakinleştiriciler olduğu davanın sorumlusu savcıya belirtilmişti. Ceset bulunduktan üç gün sonra dava kapanmış ve kadının ailesine haber verilmişti. Cesedi gelip almalarını aksi taktirde yakılacağı söylenmişti. Cesedi alamaya giden bir kişi olduğu biliniyordu. Bir erkek kardeşi dışında kimsesi yok. Erkek kardeşi ise nerede yaşıyor ve ne yapıyor bilinmiyor ama davada yer alan herkesin ismini yazacağız. Hepsini…
Ekrana gözlerini sabitlemiş yazıya bakıyordu. Gözlüklerini çıkarıp kenarı koymuştu. Elini alnına götürmüş ve aşağı doğru kaydıkça olay yeri fotoğrafları ve davayla alakalı her şey vardı. Adli toksikoloji raporu, otopsi raporu, olay yeri raporu. Telsiz ve telefon konuşmaları. Sanıkların ses kayıtları. Sanıkların bilgileri. Olayla ilgilenen savcının adından davanın araştırılmasından sorumlu olan polislere kadar herkesin adı soy adı ve adresi vardı. Elleri titremeye başlamıştı. Daha da hızlı iniyordu aşağıya. Mailine gelen bu bağlantıya tıklayalı neredeyse bir saat olmuştu. Oturduğu yerde sırtında soğukluk ve ağrı oluşmuştu.
“Çok beklettim mi?” bir kadın sesi ile irkilip birden bilgisayarın kapağını hızlıca kapatıp ona bakmaya başlamıştı. Kadın elindeki ufak kartonu masaya koyup ona bakmıştı. “Neden korktun?” demişti. Genç yutkunup gülümsemeye çalışmıştı.
“Dalmışım.” Kadın ona kutuyu gösterip bir de anahtar koymuştu masaya.
“Dairenizin son kontrolleri yapıldı. Açıkçası sitemiz çok güvenlidir. O yüzden anahtara çok ihtiyaç duymayacaksınız.” Demiş ve kendi yaptığı aptal esprisine gülmüştü. Sandalyeyi çekip oturmuştu. Genç ona bakıyordu. Kutuyu işaret etmişti.
“Bu kutu hoş geldiniz hediyesi. Sitenin yönetimi yeni taşınanlar için ufak paketler veriyor. İçerisinde su ve elektrik otomatlarına erişim için kartınız var. Ayrıca site kurallarının yazılı olduğu kağıtlar. Birçok ıvır zıvır var. Dairenize çıkalım mı? Orada yönetici ile tanışırsınız.” Demişti. Genç bilgisayarı sırt çantasına koyup çantasını sırtına takmıştı. Kadını takıp ederek asansöre kadar gelmişti. Ufak kutuyu kolunun altında taşıyordu.
“Altıncı katta daireniz. Açıkçası ilk defa birden gelip bir daire kiralamak isteyen kişi sizsiniz. İnsanlar önce etrafı görmek ister. Yine de beğeneceğinizden eminim.” Demişti kadın gülümseyerek. Asansör durduğunda geniş koridor boyunca ilerlemişlerdi. Koridorun sonunda “610” numaralı daireye gelince durmuşlardı. “Her katta 10 daire var. Ama dairler dar değil. Üç kişinin rahatça…” Genç kapıyı açmış ve içeri girmişti. Etrafa bakınmıştı. Ufak dairede istediği gibi eşyalıydı.
“Depozito içerisinde eşyaların sigortasının yapılması için yönetim ısrarda bulundu. Bu sebeple eşyalar konusunda endişeniz olmasın.” demiş ve ona evi göstermek istemişti. Evden hem emlakçının hem yöneticinin gitmesi bir saat sürmüştü. Kontrat ve birçok şeyi halletmiş ve onları göndereceği sırada çalan telefon ile irkilmişti. Telefonu açmak için camın oraya doğru süzülmüştü.
“Yerleşebildin mi?” arayan kişi hemen bunu sormuştu.
“Yerleşecek bir şeyim yok. Anahtarlarımı aldım. Neden aradın?” demiş ve camdan aşağı bakmıştı.
“Bir link geldi. Telefonuma mesaj atılmış. Sana da…”
“Geldi. Ama neden olaydan aylar sonra böyle bir şey geldi anlamadım.”
“Sorun o değil. Birileri bu işin peşine düşmüş durumda. Belli ki peşini de bırakmayacak. Akşam ofise gel. Ortalık karışmadan önlem alalım.” Demiş ama cevap alamamıştı. Yerine bir kadının çığlık sesi ve ardından patlayan camın sesi gelmişti.

Camdan içeri doğru hızla giren kurşun adamın alnını delip ensesinden çıkarken kan geriye doğru sıçramış ve bütün bedeni kilitlenmişti. Beyni parçalanırken kurşun çıkarken kafatasını paramparça etmişti. Cam adamın düşüşüne eşlik edercesine patlamıştı. Yere sızan kan cam parçalarının arasından dolanırken çığlık atan kadın ve telaşa kapılan yönetici telefonun öteki tarafındaki adam ona bir şey olduğunu anlamıştı bile. Orada anında ölmüştü. Açık gözlerinin üstündeki ince kaşlarının arasındaki delikten sızan kan yüzünü boyamaya başlamıştı yavaş yavaş. Düştüğünde bütün bedeni artık öldüğünü anlamıştı. Beyni paramparça olurken şoktan kalbi son bir defa hızlıca atıp kaskatı kesilmiş ve daha sonra bedenindeki bütün kaslar kasılıp kalmıştı. Ölümün en acısız ve hissiz hallerinden birini yaşamış ve bilinci öldüğünü bile fark etmemişti.

Sitede yaşanan cinayet haber olurmuş. Polis durumu çoktan ele almış ama nereden ateş edildiği nasıl bir silah kullanıldığına dair bilgi verilmezken yine bir link telefonunu titretmişti.
İki kilometre öteden ileride bulunun beyaz yüksek binanın üstündeki vinçten ateş edildi. 12 kalibrelik bir mermiydi. Mermi özel tasarımdı. Temas ettikten on milisaniye sonra kafanın içinde patladı. Öldüğünü bile anlamadı. Cama yaklaşık üç adım uzakta olduğu için patlayan camlar yüzünün yarısını parçaladı.  Telefon ve bilgisayar ise adli işlemlere verildiği için linke ve size dair her şeye ulaşıldı.  Daha önce de söyledim Bay Kammes, şaka yapmıyorum. Sizden birisini bulmanızı istedim. Bu olaya karışmış olan herkesi ben öldürmeden o kişi bulun. Yakında size bir fotoğrafını göndereceğim.
Adam öylece telefona bakıyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Altı gön önce ilk mesaj geldiğinde başka birisi onlarla dalga geçiyor sanmıştı. Ona bir isim ve soy ad vermiş ve onu bulmalarını yoksa üç ay önce yaşanan cinayete dair bazı şeyleri ifşa etmeye başlayacağını söylemişti.
“Karakolla konuştunuz mu?” içeri giren adam daha başını kaldıramadan soruyu yapıştırmıştı Bay Kammes. Adam ona bakıp başını sallamıştı evet anlamında. “E…” demişti Bay Kammes sorgulayarak ona bakmıştı. Adamın bir ayağı topaldı. Sürükleyerek yürüyordu.
“Kim olduğunu bulamadıklarını söyledi. Merminin seri numarası yokmuş. Ayrıca öldürülen adamımız zaten suçlu olduğu için dosyayı kapatmayı teklif ettiler. Onlara geri dönüş yapmanızı bekliyorlar Bay Kammes. Bir de…” Koltuğa oturup dizini ovmaya başlamıştı. “İki gün önce cinayet büroda çalışan herkese bir video görüntüsü gönderilmiş. Görüntü geçen sene yaşanan bir intiharla alakalı. Eski binadan aşağı attığımız adamı atarken çekilmiş bir görüntü. Kimse izleyemeden sistemden sildiklerini düşünüyorlar ama neler olduğunu bilmek istiyorlar.” Demişti. Bay Kammes içi sıkılmış halde oturduğu yerde omuzlarını düşürmüştü. Titreyen telefonla irkilip hemen bakmıştı. Mesaj yine belirsiz bir numaradan gelmişti.
Luna Sonoom’un kız kardeşi. Undera Sonoom. Son görüldüğü yer Capital. Rohama’da olma ihtimalini araştırın. Ona ulaşmak için üç gününüz var. Yoksa Luna Sonoom’un ölümüne sebep olan ilaçlar hakkında konuşacaklar. Fotoğraflarını e-posta kutuna gönderdim.
Luna Sonoom. O gece ölen o kadın yüzünden aylardır yeterince şeyle uğraşmıştı. Şimdi neden onun kız kardeşi ile uğraşmak zorundaydı? Luna’yı tanımazdı bile. Sadece birkaç defa denk gelmişler ve sohbetleri bile yoktu. Kadının uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyleyen çok kişi vardı. Bu yüzden ondan hoşlanmıyordu. Kendi adamlarının uyuşturucu kullanmasına izin vermezdi. Bunu onları korumak için yapmıyordu. Bunun tek sebebi sattığı şeyin insanı nasıl bir boşluğa sürüklediğini biliyordu. Bu işin içindeyken uyuşturucu kullanmak her şeyi riske atmaktı. Prensip meselesiydi sadece.
“Luna Sonoom’u tanıyan kim vardı bizden?” demişti oturan topal adama bakıp. Adam düşünmüştü. Neden patronun aylar sonra üstünü kapattıkları bir olaydaki kişiyi sorduğunu merak etmişti.
“Pek kimse tanımıyordu. Sallin’in kız arkadaşı belki. Kadınla sık sık görüştüklerini biliyorum.” Demişti. Bay Kammes bir süre düşünmüş ve iç çekmişti.
“Sallin’i ara ve kız arkadaşına Luna hakkında ne bildiğini sor. Bir de sana birkaç fotoğraf atacağım. Çocuklara gönder ve o kişiyi bulmalarını iste. Canlı olarak.” Demişti. Kargaşa ve boğuculuk hayatının her anında yer alıyordu. Babasının mesleği olan bu işi yapmaya başladığından beri hayatı sürekli boğucu ve nefes alınmaz geçiyordu. Yaşadığı şehrin rengini göremiyordu artık. Her şey soyut ve bulanıktı. Neden daha çok para kazanması gerektiğini bile bilmeden sürekli ama sürekli daha fazlası için uğraşıyordu.
Otuz yaşını geçmeye başlamıştı bile. Hayatta birçok iş yapıyordu. Birçok şeyi de yapmıyordu. İnsanların mahvettiği düzeni daha da mahvettiğini söyleyerek vicdanını rahat tutuyordu. Prensipleri çok sağlam olmasa şu zaman kadar en iyi işi yapan kişi olamazdı. Ama bu ona büyük zarar veriyordu. En iyisi olmak demek en çok ve en zoru yapmaya mecbur olmak demekti. Hayatta tek ve gizli bir hobisi vardı. Herkesten uzaklaşıp dinlenmek için kaçıp gittiği evindeki eğlencesi ise bu adama yakışmayacak kadar yumuşaktı. Ama o da insandı ve aylar önce basitçe kapattığı davanın şimdi başına dert olması onu geriyordu. Luna Sonoom büyük patronun şımarık oğullarından birinin takıldığı bir kadındı. Kadının ne iş yaptığını ve patronun oğluyla nasıl tanıştığını bilmiyordu. Sadece öldüğünü ev bunun sebebinin kendi ürettikleri uyuşturucu olduğunu duyduğunda iyi para harcayıp dosyayı kapattırmıştı. Şimdi ise birisi ona sürekli şantaj yapıp bir şeyleri kurcalaması kendi kapattığı mezarı geri kazmasını söyleyip duruyordu. Bunları düşünürken elindeki ip gerilmiş gerildikçe şişler arasında gıcırdamıştı. Ve sımsıkı olan örgünün ipi birden koptuğunda şaşkınlıkla örgüye ve sıktığı şişlere bakıp kalmıştı.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   2