Degan Megan'ı kaldırdı ve eve doğru yol aldılar. "Annenin kıyafetleri mahvoldu." "Kuru temizlemeye veririz sorun olmaz. Daha fazla üzülme." Eve gelince direk banyoya girdi. Kıyafetleri Degan'a verdi. Degan annesinin kıyafetlerini kuru temizlemeciye götürdükten hemen sonra Megan'nın yanına döndü. Megan banyodan çıkmıştı ve daha sakindi. "Böyle olacağı belliydi." "Onlara boyun eğmeyeceğim ne olursa olsun." "Onu da biliyorum." Degan başını öne eğdi. Gözleri dolmuştu. "Özür dilerim." "Özür dileme." "Seni korumam lazımdı." "Degan... Yapma," Megan Degan'ın kahverengi gözlerinden akan yaşı sildi, Degan ağlayınca oda ağlamaya başladı ve ona sarılıp öptü. Degan'a Megan'ı sıkıca sardı. Böyle durumlarda insan yanında en sevdiği kişiyi arardı. Bunu yalnız başına atlatmamak büyük bir nimetti. Büyükbaba Spencer evde değildi. Bir iki saat sonra geldi. "Siz niye bu saatte buradasınız?" "Megan rahatsızlandı o yüzden eve getirdim," dedi Degan. Büyükbaba Megan'ın yanına geldi. "Neyin var hayatım?" Megan büyükbabasına olanlardan bahsetmek istemedi. Yoksa kafasına takıp üzülecekti. "Başım çok ağrımaya başladı dayanamadım." "İlaç içtin mi?" diye sordu Spencer. Megan kafasını evet anlamında salladı. "Odana git yat hemen," "Sen neredeydin?" "Dolaşıyordum. Hadi kalk, kalk. Degan yardım et onu odasına götür." "Tamam," dedi Degan ve Megan'ın elinden tutup kaldırdı. Odasına gittiler. Megan direk yatağa yattı. Degan'da onun yanına uzandı. Konuşurlarken ikisi de uykuya daldı. Bir süre sonra Spencer odaya çıktı ve ikisinin uyuduğunu görünce küçük bir gülümseme belirdi suratında. "Sizi serseriler..." Sessizce kapıyı kapattı ve aşağı indi. Gülümsüyordu. Megan'ın en yakın dostuyla tekrar karşılaşması onu rahatlatmıştı. Herhangi bir şeyde Degan'ın Megan'nın yanında olacağına emindi. Megan gerçekleri öğrendiğinde Degan yine onunla olacak ve acısını azda olsa hafifletecekti. Küçüklüklerinden beri böyleydi. Acılarında, mutluluklarında, korkularında her zaman beraberlerdi. Akşam Degan kuru temizlemeciden kıyafetleri alıp eve gitti ve annesine verdi. "İyi misin?" diye sordu Penny. "İyiyim biraz yorgunum odama gidiyorum," dedi ve gidip kitap okumaya başladı. Blaine geldiğinde bir sorun olduğunu anladı. Degan olanları tek ona anlattı. Şikayet etseler bile onların bu durumdan kurtulacağını biliyordu. Sabah Degan hazırlanıp hemen Megan'ların evine gitti. Babası yoktu arabayı almıştı o yüzden yürümek zorundaydı. Megan dışarı çıktığında karşısında Degan'ı görmeyi beklemiyordu. "Günaydın. Geleceğini söylememiştin." "Günaydın. Bundan sonra böyle. Aynı okula gidiyoruz bir de ayrı mı gideceğiz evlerimizde yakınken," dedi Degan. Megan güldü. "Yürüyerek geliyorsan erken kalkman lazım yirmi dakika falan sürer." "Olsun, kalkarım sorun değil." Megan'ın elini tuttu ve koluna geçirdi. Okula doğru beraber yürüdüler. Okulun bahçesine girdiklerinde tüm gözler onların üstündeydi. Bu okulda normal birini bulmak çok zordu. "Umursama," dedi Degan. Megan kafasını salladı. "Daha fazla yumurta ister misin Sülük!" diye bağırdı biri. Degan durdu. Yumruğunu sıktı. Tam dönecekken Megan tuttu. "Umursama diyen sendin. Umursama." Yürümeye devam ettiler. Megan Elijah'ı gördü. Yanında da Chris, Tan ve Rolan vardı. Megan ona minnettardı. Chris'in arkadaşı olmasına rağmen ondan daha farklıydı. "Daha işimiz bitmedi," dedi Chris. "Neler planlıyorsun?" dedi Tan. "Görürsünüz." "Çok gülünç ve çocukça," dedi Elijah. "Neymiş gülünç ve çocukça olan?" diye sordu Chris. "Yaptıkların," dedi Elijah ve yanlarından ayrıldı. Chris ve diğerleri arkasından bakakaldı. Elijah durağan,sakin yapılı biriydi. Çocukluğundan beri öyleydi. Oda ailesini kaybetmişti. Çok fazla dışa dönük değildi. Diğerlerinden daha olgundu.
Öğle arasında Degan ve Megan beraberdiler. Yemeklerini alıp bir masaya oturdular. Jae Myung'da onların yanına oturdu. "Ne yapıyorsun?" diye sordu Degan. "Yemek yiyorum." "Kalkar mısın?" "Hayır." "O zaman biz kalkıyoruz. Hadi Megan," dedi. Megan kolundan tuttu ve geri oturmasını işaret etti. "Ondan korkmuyorum." Jae Myung güldü. "Sadece beraber yemeğimizi yiyeceğiz." "Megan, kalk," dedi Degan ciddi ve sinirli bir şekilde. Olayı uzatmamak için kalktı. Başka bir yere oturdular. Jae Myung hâlâ bakıp bakıp gülüyordu. Yemeklerini yedikten sonra Megan okul radyosuna başvuru yaptırmak için odayı aradı. Bulduğunda oda da James vardı. "Merhaba," dedi James. İçten bir gülümseyişi vardı. Jae Myung gibi biriyle nasıl arkadaş olabiliyordu. "Merhaba." "Ne için geldin?" "Başvuru yapmaya. Sana yardımım dokunabilir." "Vay. Öyle diyorsun he? Sever misin böyle şeyleri?" "Evet. Sesimde güzeldir, iyi duyuru yaparım," dedi gülümseyerek. James' de gülümsedi. "Dün için üzgünüm." "Dünle ilgili konuşmak istemiyorum." "Peki. Bunu para için mi yoksa sevdiğinden mi istiyorsun?" "Her ikisi de." "Peki o zaman hem okula hem radyoya hoşgeldin," dedi James ve elini uzattı. Megan'da karşılık verdi. Herkesin aptal olmadığına James ile yaptığı kısa sohbetle karar verdi. James'in yanından ayrılınca çatıya çıktı. Elijah oradaydı. Kulaklık vardı kulağında. Karşısına oturdu. Elijah onu görmedi çünkü gözleri kapalıydı. Bembeyaz giyinmişti. Masum bir görünüşü vardı. Bir süre onu izledi. Bal rengi uzun saçları rüzgarda dans ediyordu. Elijah gözlerini açıp Megan'ı görünce şaşırdı. Megan gülümsedi. "Merhaba." "Sürekli buraya gelecek misin? Burası bana ait." "Neden bu okulda herkes böyle söylüyor ki?" dedi Megan. Elijah gülümsedi. "Üzgünüm ama kendine başka bir yer bulman gerek. Burada yalnız olmak istiyorum." "Üzgünüm ama burayı sevdim," dedi Megan. Elijah gözlerini devirdi."Dişlisin." Megan devam etti. "Paylaşabiliriz." "Nasıl?" "Okuldayken saatleri bölüşelim. Belirli saatlerde sen gel, belirli saatlerde ben." dedi. Elijah kahkahasına engel olamadı. "Anlaştık." Konuşup saatlerini belirlediler. İkisi de memnun ayrıldı. Megan aşağı indiğinde Olivia ile karşılaştı. Görmezden gelip gidecekken Olivia önüne geçti. "Degan ile bu kadar yakın olmanızın sebebi ne?" "Niye? Ondan mı hoşlanıyorsun? Bana böyle davranırsan hiçbir şansın yok!” “Evet ondan hoşlanıyorum ve...” Nora yanlarına geldi ve Megan’ın saçından tutup çekti. “Nora! Yapma,” dedi Oliva.” “Ne o acımaya başladığını söyleme bana. Degan ile yakın diye nefret eden sen değil miydin?” Olivia’nın ağzını açmasına izin vermeden Megan Nora’nın kolundan tuttu. “Bırak beni!” dedi ve kolunu sıkmaya başladı. Nora gülerek bıraktı. “Elim kirlendi.” "Bana bak. Kendini ne sanıyorsun sen?" diye sordu Megan yüksek sesle. "Asıl sen kendini ne sanıyorsun?" dedi Chris. Megan'ın arkasındaydı. Yanlarına gitti. "Zengin bir ailenin kızıda değil, "dedi Rolan. "Evet sizin gibi zengin değilim ve bundan utanmıyorum.Ve bunu saklamaya da çalışmadım hiçbir zaman. Paradan daha önemli şeyler var. Mesela karakter. Sizde olmayan bir şey," dedi Megan sinirle. Chris gözünü kıstı ve Megan'a iyice yaklaştı. "Dersini almadın mı? Ne yaptğını zannediyorsun?" dedi Chris. Elijah uzaktan onları gördü ve yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Degan sınıfa çıkarken onları görünce koşarak geldi. "Neler oluyor?" Megan cevap verecekken Chris Megan'a omzundan iterek bağırdı. “Ne yaptığını zannediyorsun? " "Meydan okuyorum!" diye bağırarak karşılık verdi Megan. "Meydan okuma mı?" Chris kahkaha atmaya başladı. "Chris, Megan ile uğraşma," dedi Degan Chris'in üstüne yürüyerek. "Uğraşırsam ne yaparsın serseri," dedi ve Degan'ı itti. Degan Chris'in yakasına yapıştı. "Chris!" "Benim sayemde bu okuldasın," dedi Chris. "Sen de babam sayesinde yaşıyorsun!" diye bağırdı Degan. Chris bir an sustu tam cevap verecekken Megan araya girdi. Degan'ın kolunu tuttu. "Yeter, gidelim," dedi ve Degan'ı alıp oradan giderken Chris'in sesini duydular. "Bu yüzden bu zamana kadar rahat değil miydin?" diye arkasından bağırdı. Degan dönmeye tenezzül bile etmedi. Jae Myung çok eğleniyor gibiydi. Diğerleri de gülümsemeden de duramadılar. "Çok mu komik?" Chris burnundan soluyordu. Herkes bugün olanlar hakkında konuşuyordu. Chris'in yaptıklarını savunan yorumlarda vardı Degan'ın ve Megan'ın laflarıyla Chris'i yerin dibine soktuğu gibi yorum yapanlarda vardı. Bu okuldakiler zengin ile takılır fakirlere yanaşmazlardı. Fakir öğrenciler onlar için eğlence amaçlı eziyet etmeye yarayanlardı. Ama ne kadar zengin olursan ol arkadan dedikodunu da yaparlardı. Ne kadar korkarlarsa korksunlar yüzüne karşı başkayken arkandan başka oluyorlardı. İnsanların iki yüzlü olduğunun kanıtıydılar.
Sınıfta öğretmeni beklerken Degan masaya kafasını koyup gözlerini kapattı. Siyah uzun saçları gözünün önüne geliyordu. Megan eliyle uzanıp saçlarını gözünden uzaklaştırırken uyandı. Öğretmen hâlâ gelmemişti. Megan'ın moralinin bozuk olduğunu biliyordu. Yüzü hâlâ asıktı. "Geliyorum hemen," dedi Degan ve hızla sınıftan çıktı. Beş dakika sonra öğretmen geldi. Megan Degan'a mesaj attı. Çok geçmeden Degan'da geldi. "Özür dilerim." "Çok gecikmedin geç." Degan yerine geçerken cebinden lolipop çıkardı ve Megan'ın sırasına koydu. Orman meyveliydi. Megan kafasını kaldırıp Degan'a baktı. "Mutsuz olduğunda sana iyi geliyordu, yüzünü güldürüyordu," dedi Degan. Megan gülümsedi. "Hatırlıyorsun." "Nasıl unuturum?" Küçükken üzgünken Degan ona hep orman meyveli lolipop alırdı. Çünkü bu onun yüzünün gülmesini sağlardı. Jae Myung sürekli Megan’ı izler olmuştu ve Degan ile arasında ki yakınlık daha çok rahatsız etmeye başlamıştı. Dersleri bittiğinde Megan direk lolipopu açtı. Degan'a dönüp gülümsedi. "Bak işte bu," dedi ve Megan'ın burnuna dokundu. "Hadi gidelim." Dışarıda Blaine bekliyordu. "Blaine merhaba!" dedi Megan ve sarıldı. "Merhaba. Nasılsın?" "İyiyim. Degan anlatmış." "Evet. Sadece ben biliyorum merak etme." "Sorun yok," dedi ve gülümsedi. "Lolipop alınmış." "Evet,unutmamış." "Unutmam," dedi Degan. "Sen de unutmamışsın," dedi Megan. "Unutmam," dedi Blaine. Hadi binin sizi bıraktıktan sonra babama götüreceğim arabayı."
Akşam Megan büyükbabasıyla yürüyüşe çıktı. Hava soğuk olduğu için ikisi de montlarını, şapkalarını ve atkılarını alıp çıkmışlardı. "Okul nasıl?" "Güzel." "Sorun yok değil mi?" "Hayır, merak etme. Ella ile konuştun mu? Arayamadım bir türlü." "Konuştum bir ara sevgilisiyle bize gelecekler." "Hadi ya. İyi sevindim." "Karnın acıktı mı?" "Evet senin?" "Evet, gel şu kafede bir şeyler yiyelim." İçeri girip oturdular. Megan'ın camda asılı duran iş ilanı dikkatini çekmişti. Büyükabasıyla oturup hamburgerlerini yiyip güzelce sohbet ettikten sonra kalktılar ve yavaş yavaş eve doğru yürüdüler. Megan'ın aklında sabah ilk iş buraya gelmek vardı. Katkıda bulunmayı seviyordu.
Elijah'lar Chris'in evinde toplanmıştı her zaman ki gibi. Chris ateş püskürüyordu. Olduğu yerde volta atıyordu. "Hey! Chris, ne yapıyorsun sen?" diye sordu Tan ama Chris ses çıkarmadı. Tan Rolan ile göz göze geldi. Elijah hiç ilgilenmiyor kendi halinde takılıyordu. "Elijah" diye seslendi Rolan. "Megan'ın boyun eğmemesinden kaynaklıdır. Endişelenmeyin." "Sen kimin tarafındasın? Onun arkadaşı mısın benim mi?" diye sordu Chris. "Taraf seçmek zorunda mıyım? Yaptığının çocukça olduğunu söyledim hâlâ sözümün arkasındayım." "Hah. İnanılmazsın. Yoksa ondan hoşlanmaya mı başladın?" "Hoşlanıyorum desem bir şey değişecek mi?" "Elijah!" "Beyler, tamam sakin olun," dedi Tan ve araya girdi ve ikisi de sustu.
Megan sabah biraz daha erken kalkıp hazırlandı. Degan'a mesaj attı. Garden Grill Kafe'ye gelmesini istedi. Çıkıp kafeye gitti. Patronla görüştü ve işi aldı. Yarı zamanlı çalışacaktı. Görüşme bittikten sonra çıktı. Degan kapıda bekliyordu. "İşe alındın mı?" "Evet," dedi ve mutlulukla Degan'a sarıldı ve yanağından öptü. Neşeliydi. Diliyordu ki bu neşesi bugün birileri yüzünden bozulmasın. "Sevindim." Okula gittiklerinde dersin başlamasına daha vardı. "Benim kütüphaneye gitmem lazım, sen de gel istersen yalnız kalmanı istemiyorum," dedi Degan. "Ben iyi olurum merak etme. Hem James'in yanına uğramam lazım." "Peki." İkisi orada ayrıldı. Megan ücüncü kata radyo odasına gitti. İçeri mutlu bir havayla girdi. "Günaydın!" O sıra karşısında Jae Myung'u görünce gülümsemesi aniden silindi. "Günaydın. Beni beklemiyordun sanırım," dedi Jae Myung. "Günaydın. Erkencisin gel otur," dedi James. "Bunun burada ne işi var?" "Kalbimi kırıyorsun bak," dedi dalga geçerek elini kalbine koydu Jae Myung. "Hıh," dedi yarım ağızla Megan. "Ben şu serserinin olmadığı bir zaman gelsem." "Megan, ilk günden kaytarıyor musun?" dedi James. "Ha.. Hayır. Sadece... Neyse boşver," dedi ve çantasını bırakıp oturdu. Jae Myung bir kere bile gözünü Megan'dan ayırmıyordu. Megan radyoda güzel şarkılar çalmaya başladı. James memnuniyet bakışları attı Megan'a. "Okulun değişikliğe ihtiyacı var," dedi omuz silkerek gülümsedi James.
Bir iki saat sonra koridordan kavga sesleri gelmeye başladı. Megan kalabalığa doğru ilerledi. Chris'in Ted'i dolaba doğru ittiğini gördü. Gidecekken Elijah elinden tuttu ve hayır anlamında kafasını salladı. "Bana baş mı kaldırıyorsun? Sana diyorum!" diye bağırarak hırpaladı. Megan dayanamadı Elijah'nın tuttuğu elini çekti ve kalabalığın arasından öne çıktı. O sıra Chris Ted'i yere attığında Elijah Chris'i durdurmak için tuttu bir şey söylemedi ama sinirli keskin bir bakış attı. Megan karşıda Degan'ı gördü. Degan ne yapması gerektiğinden emin olamıyordu. Chris durdu kafasını çevirdi ve Megan ile göz göze geldi. Gözünü ayırmadan bir iki adım attı. "Kimse bana karşı gelmeyecek! Baş kaldıran her şeye hazırlıklı olsun." "Sen sana baş kaldırmasalar da keyfine göre insanlara bulaşıyorsun. Ne yani susalım mı?" dedi Megan. Herkes şaşkın şaşkın Megan'a döndü. Fısıltılar etrafta yayılıyordu. "Buranın sahibi benim. İstediğimi yaparım. İsteğimle uğraşırım. Evet susacaksın susmuyorsan sonuçlarına katlanırsın." Megan güldü. Chris daha çok sinirlendi. Megan ona doğru yürüdü. Jae Myung Elijah ve diğer herkes Megan'da ki cesarete hayran kalmıştı. Degan'a döndü. "Ted'e yardım eder misin?" dedi. Degan Ted'e yaklaştı. "Sen hâlâ!" diye bağırdı Chris ama Megan lafını böldü. "Paran var diye insanlara sahip olacağını mı sanıyorsun? Daha önce dediğim gibi bunu güç sanıyorsun ama zavallının tekisin. Aşağılık kompleksi olan bir zavallı. Bu okulun sahibi olabilirsin. Herkesten zengin olabilirsin ama herhangi bir insanı köle gibi ezmene istediğin gibi kullanıp hırpalamana izin vermeyeceğim! Buna hakkın yok! Sessiz kalmayacağım! Gerekirse sesini çıkaramayanların sesi olacağım! Elinden geleni ardına koyma ben hazırım. Sana meydan okuyorum Chris Carver oyun başlasın," dedi ve Ted'i alıp üçü oradan ayrıldı. Jae Myung kahkaha atmaya başladı. Bu sene çok eğlenceli geçecek, diye fısıldadı kendi kendine. . Chris sinirinden etrafındakilere bağırıp çağırdı ve dolaplara vurmaya başladı. Ama Megan'dan etkilenmişti. İtiraf edemese de.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.