İki hırsız, kervanların geçmek zorunda olduğu yolda keşif yapıyordu. Ormanın arkasına gizlenmiş, yolcuları soymaya hazırlanıyorlardı.
Gri kıyafetli hırsız: “Usta, ne yapacağız? Eğer bugün de para bulamazsak, reis bizim kelleyi uçurur.”
Siyah kıyafetli hırsız: “Sakin ol, fırsat ayağımıza gelecek. Şu köylü ahmakları biraz akıllanmış olabilir ama illa ki bu yolu kullananlar
çıkacaktır.”
Gri kıyafetli hırsız: “Peki ya kimse geçmezse?”
Siyah kıyafetli hırsız: “Sabret, er ya da geç biri düşer elimize. Kim bilir, belki de şu an biri tam da bu yolda yürüyor olabilir…”
Gri kıyafetli hırsız: “Ha? Sanırım gerçekten biri geliyor!”
Siyah kıyafetli hırsız: “Ne?! Harbiden mi?!”
Gri kıyafetli hırsız: “Ama pek varlıklı birine benzemiyor… Sanki çöpleri karıştıran bir dilenci gibi.”
Siyah kıyafetli hırsız: “Ah, işte burada çaylaklık yapıyorsun. Bir atasözü vardır, ‘Zenginliğini gösteren, fakir kalır.’ Görünüşte sefil ama cepleri ağzına kadar altın dolu olabilir.”
Gri kıyafetli hırsız: “Vay be! Usta, senden öğreneceğim çok şey var!”
Siyah kıyafetli hırsız: “Hazır ol! Şu adamı soyup donuna kadar alacağız!”
Hırsızların gözleriyle takip ettiği yolda, perişan halde bir yolcu köye doğru ilerliyordu. Üzerindeki kıyafetler lime lime olmuştu, elinde çürümüş bir ağaç dalına yaslanarak güçlükle yürüyordu. Her adımında nefes nefese kalıyor, sanki her an yol kenarında ölüp gidecekmiş gibi görünüyordu.
Ve evet, bu perişan haldeki adam başka biri değil, bir zamanlar yenilmez olarak bilinen Birinci İblis Sarayının Büyük İblis Kralı Merlin’di.
Fakat eski görkemli günlerinden eser kalmamıştı. Üstü başı paramparçaydı, üzerine ancak bir peştemal örtülmüş gibi görünüyordu. Saçı sakalı birbirine karışmış, adeta bir liman çöplüğünde subayların ayakkabısını parlatan bir dilenciyi andırıyordu.
“Lanet olsun…”
“Çok fakirim… Çok yorgunum… Çok açım…”
“Kahrolası kapitalizm! Ne kadar cimrisiniz ya…”
“Ben sadece birkaç kez bedava yemek yedim diye hakkımda tutuklama emri mi çıkarttınız?!”
Şu anda Merlin aranan bir suçluydu ve başına 5000 altın ödül konmuştu. İnsanlar ona "Bedava Yemek Yiyen Serseri" lakabını takmıştı. Çoğu kişi, sadece bedava yemek yemesi nedeniyle aranmasının saçma olduğunu düşünebilirdi. Ancak gerçek şu ki, Merlin İskoçya’daki bütün lüks restoranları dolaşmış ve en pahalı yemekleri sipariş etmişti.
Ne mi yemişti?
İrlanda’nın en iyi kaz ciğerleri
Kuzey Buz Denizi’nden en taze havyarlar
İber Yarımadası’nın en nadide biftekleri
Her akşam en az 100 altın harcayan Merlin, kısa sürede restoran sahiplerinin nefretini kazanmıştı. Sonunda, İskoçya’daki tüm restoran sahipleri birleşerek onu tüm maceracı loncalarının arananlar listesine koydurdu.
Şu ana kadar Merlin’in borcu on binlerce altına ulaşmıştı ve artık İngiltere’de herkes onun peşine düşmüştü. Tek çaresi kaçmaktı. Böylece, yeni bir bedava yemek macerası için Galler’e sığınmıştı.
Peki, Merlin gerçekten tembel ve amaçsız bir serseri mi?
Kesinlikle hayır!
Merlin borcunu ödemek için gerçekten çaba göstermişti.
Tam 50 farklı iş denemişti!
Lüks eğlence kulüplerinde bayan müşterilere eşlik eden yakışıklı beyefendi olmuştu.
Ahırda atları tımar eden bir seyis bile çalışmıştı!
Ama ne olmuştu? Hepsinden kovulmuştu.
Neden mi? Çünkü iflah olmaz bir tembeldi! Sürekli kaytarıyor, işten kaçıyor, günü yatakta geçiriyordu.
Ancak, en büyük skandalı başka bir konuydu:
Merlin çalıştığı yerlerde tam 30’dan fazla patronun karısıyla yatmıştı!
Bu yüzden işten kovulmakla kalmamış, neredeyse her yerde ölümle burun buruna gelmişti. Patronlar o kadar öfkeliydi ki onu yakalayıp parçalara ayırmak istiyorlardı!
Ama Merlin, "Bu tamamen iftiradır!" diyerek kendini savunuyordu.
"Ben asla böyle bir şey yapmadım! Karıları bana göz koydu, bana kur yapıp durdular! Sonunda olanlar da benim suçum değil!"
Ancak bu savunması kimseyi ikna etmemişti.
Ne de olsa, Merlin’in özü bir "Incubus", yani bir erkek şeytandı. Doğasında insanları baştan çıkarmak vardı. Bunu bilerek yapmasa bile, kadınlar ona kaçınılmaz olarak ilgi duyuyordu.
30 yaşındaki olgun güzeller
18 yaşındaki saf genç kızlar
Yaş farkı gözetmeksizin, uzun süre onunla vakit geçiren herkes Merlin’e karşı hisler beslemeye başlıyordu.
Ve tabii ki, erkek incubus’lar inanılmaz yakışıklı olurdu.
Sonuç olarak bir zamanların güçlü İblis Kralı şu anda aç, yorgun ve beş parasız bir serseriye dönüşmüştü.
Ama en azından… hâlâ çok yakışıklıydı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.