Ben Kondo Seiji. Bu dünyanın merkezindeki adamım.

Babam bir meclis üyesi.

Akademik olarak, şehrin en iyi üç okulundan biri olan prestijli bir liseye girdim ve üyesi olduğum futbol kulübünün hem yıldızı hem de kaptanıyım. Benim, yani takımın yıldızının sayesinde, eskiden zayıf olan bu okulun futbol takımı, il turnuvasında zirveye çıktı ve geçen yıl ulusal turnuvaya katılmayı başardı.

Henüz resmi olmasa da, özel bir üniversitenin prestijli bir futbol kulübünden teklif aldım. Eğer resmi olarak sporcu tavsiyesi alırsam, hayatımın geri kalanı parlak olacak.

Kolayca profesyonel bir oyuncu olabilirim. Eğer yeterince iyiysem ve biraz daha sıkı çalışırsam, ülkemde rakipsiz olurum ve çok geçmeden yabancı ligler benimle iletişime geçer. Belçika veya İskoçya liglerinde bir takıma katılır ve kalıcı oyuncu olurum. İyi oynar ve beş büyük lige girmeye çalışırım. O zaman yılda yüz milyondan fazla maaşım ve etrafımda güzel kadınlar olur. Yılın Oyuncusu ödülünü kazanan ilk Japon oyuncu olurdum.

“Ah, hayat ne kadar da kolay.“

Küçüklüğümden beri farklıydım. Biraz çalışmayla notlarım hızla yükselir. Boyum uzadıkça uzadı ve neredeyse 190 cm oldum. Futboldaki doğal yumuşak tekniğim sayesinde, her takımın merkezinde oynayabilirim.

Bir keresinde bir gençlik organizasyonu tarafından ulusal ligin alt kademesinde oynamam için davet edildim ama bunu görmezden geldim. Orada kalsaydım oynamaya vaktim olmazdı. Yine de, genç milli takıma seçildim, bu yüzden kimse şikayet edemez.

O kadar yetenekliydim ki kadınlar beni rahat bırakmazdı. İlkokuldan itibaren kızlar arasında karşı konulmaz bir şekilde popülerdim.

İlk kez üçüncü sınıfta bir kız arkadaşım oldu. O zamandan beri, bir kadınımın olmadığı hiçbir zaman olmadı. Ortaokul birinci sınıfta kız arkadaşımla çıktığımda, çapkın doğam daha da güçlendi.

Bunu asla unutmayacağım...

O zamanlar aynı sınıfta, bir inek öğrenci ile sınıfın idolü çıkıyordu. Neyse, el ele tutuşmak gibi modası geçmiş değerlere sahip bir ortaokul aşkıydı işte. Tıpkı Miyuki gibi çocukluk arkadaşıydılar ve ilişkileri o kadar saf ve masumdu ki gelecekte evleneceklerine inanıyorlardı.

Ah, çok kolaydı. Sadece onu biraz baştan çıkardığım ve ona nazik davrandığım için, hemen bana aşık oldu. Erkek arkadaşına kolayca ihanet etti. Onun hakkında kötü konuştu, ahlaksız eylemlerde bulundu ve sanki bir trajedinin haklı tarafıymış gibi onu kınıyordu.

“O inek iğrenç.“

“Onun benim erkek arkadaşım olması hayatımın en büyük utancı.“

Bana o kadar aşıktı ki kendini kolayca bana verdi ve yalnız kaldığımızda onu aşağıladı. Aptal bir kadın.

Ve sonra ona samimiyetimizi gösterdiğimizde, gözyaşlarına boğuldu.

O zamanlar erkek arkadaşının o depresif yüzünü görmek beni çok heyecanlandırmıştı.

“Neden? Neden? Benimle evleneceğine söz vermiştin!“

Erkek arkadaşı ölüyormuş gibi çığlık attı ve sonra bayıldı. Ama o ona yardım etmedi, sanki umrunda değilmiş gibi sadece koluma sarıldı.

“Hemen ayrılalım, tamam mı? Ben Kondo’yla mutlu olacağım.“

Harikaydı. Bu, fethetme arzumun tatmin olduğu bir andı. O zamandan beri, zaten erkek arkadaşı olan diğer kızlarla oynamaya başladım. Ah, aldatıldığını öğrendiğinde bir erkeğin çaresiz yüzünü görmek çok komik.

Bu arada, o kızla, erkek arkadaşını çaresizliğe sürükledikten yaklaşık bir hafta sonra ayrıldım. İlişkiler, sevgili değilken en eğlenceli zamanlardır.

Eğer onlarla çıkarsan, tek yaptıkları sinir bozucu sahiplenmeciliklerini göstermek oluyor. Baş belası.

“Neden? Sana her şeyimi verdim ve seni seçtim.“

Bana çaresizce sarılan kıza bakıyorum ve ona diyorum ki:

“Senin gibi basit kızlarla ilgilenmiyorum. Artık senden hoşlanmıyorum, bu yüzden ayrılıyoruz.“

Bunu, hiç ilgilenmiyormuş gibi telefonumla oynarken ciddi bir yüzle söyledim.

Benim cazibeme kapıldıktan sonra, ders çalışmayı bıraktı ve notları düştü. Ve onları geri yükseltmesi de imkansız. Ayrıca önceki tüm arkadaşlıklarını da düşman haline getirdi. Özellikle çocukluk arkadaşlıklarını, bilirsin. Anaokulundan, kreşten ilkokula ve ortaokula kadar olan arkadaşlarını. Beni seçerek tüm eski arkadaşlarını düşman ediyorsun. Bu kadar basit şeyleri anlamayan böyle bir kızın benimle çıkabileceğini mi sanıyorsun?

Haddini bil.

Sonunda, eski sınıf idolü her şeyi aleyhine çevirdi, notları düşüyor ve okula gitmediği için kötü bir sona doğru gidiyor. Onun böyle mahvoluşunu izlemek eğlenceli.

Şimdi sıra Miyuki’de. O da ilginç. O gün, benim yerime erkek arkadaşıyla buluşmalıydı.

O gün aklıma garip bir fikir geldi. Güzel bir kız ve inek bir çocuk. Hayatlarını mahvetmenin eğlenceli olacağını düşündüm.

Bu yüzden Miyuki’nin kolundaki darp izlerini ben yaptım. Edebiyat kulübündeki erkek arkadaşının zayıf gücü en iyi ihtimalle kolunu biraz kızartırdı, ama ben kolunu sertçe sıktığımda güzel bir morluk oluştu. Bunun fotoğrafını akıllı telefonumla çektim ve kulüpten bir alt dönemi kullanarak sosyal medyada ve okulun web sitesinde anonim olarak yayınladım.

Sonuç bu.

O adam, Eiji.

Ve Miyuki ne kadar dibe batacak?

Görmek için sabırsızlanıyorum!