Sekaiichi Hatsukoi – Yokozawa Takafumi no Baai - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   1.2 


           

‘İlk aşklar asla yürümez,bunu en başından beri biliyordum.’
 
En azından onun kendisine karşı en ufak bir romantik his bile beslenmediğini anlamıştı. O sadece en yakın arkadaşına güvenerek  zayıflıklarını göstermişti, o ise bundan yararlanmaya çalışmıştı.
 
Ona karşı olan duygularını kestirip atamıyordu. Çünkü içinde hala küçük de olsa bir umut vardı. Onun sevgilisi olmasa da olurdu-hayatında önemli bir yeri olması bile yeterdi. Ona yakın olabilseydi bu ona her şeyden daha çok yeterdi.
 
                                                                               ***
 
Dışarıda yağan yağmurun sesini duyabiliyordu.
 
Gürültülü bir şekilde yere düşen yağmur damlalarının sesi asfaltta yankılanıyordu. Yağmur  bütün gece boyunca yağmıştı. Dışarıdaki çamur birikintilerini girdap misali yıkasa da kalbindeki karanlığı yıkayamamıştı.
 
Yağmurdan dolayı sığındığı İzakaya’da televizyona göz atarken şiddetli fırtına uyarısı olduğunu fark etti. Yağmur biter bitmez eve gitmeyi planlamıştı ancak akşamın erken saatlerinde yağmaya başlayan yağmur herhangi bir durma belirtisi göstermemiş ve bardan güvenli bir şekilde ayrılma şansını kaybetmişti.
 
Ya da bu sadece bir bahaneydi. Açıkçası baştan aşağı anılarla dolu olan o odaya mümkün olduğunca geri dönmek istemiyordu.
 
Çaresizliğin içindeyken içki bardaklarını art arda boşaltmak o kadar da fena değildi ama şuanda midesinde bir rahatsızlık hissediyordu. O kadar çok içtikten sonra bu pek de şaşırtıcı değildi. İyi tarafından bakacak olursa başı ağrımıyordu. Kaşlarını huzursuzca çattı ve olduğu yerde dönmeye çalıştığı esnada yanağında garip bir şey hissetti.
 
‘Neredeyim…ben?’
 
Yaylı yatağın üzerinden yavaşça doğrulan Yokozawa Takafumi  daha önce hiç görmediği bu ortamı kaşlarını çatarak şaşkın bir şekilde inceledi. Burası ne kendi evi ne de arkadaşlarından birinin eviydi. Sade bir görünüşe sahip olduğu için bir otel odası olduğunu düşünse de otele giriş yaptığını hatırlamıyordu. Hatırladığı en son şey İzakaya’da otururken yağmurun dinmesini bekliyor oluşuydu.
 
‘Hatırlayamıyorum…’
 
Bulanık olan anılarını incelerken hatırladığı tek şey barmenin ona söyledikleriydi, çok fazla içtiği için endişelenmişti. Her halükarda bu akşamdan kalma halinden hızlıca kurtulması gerekiyordu yoksa kafasını çalıştıramayacaktı.
 
Hayatında hiç bu kadar içmemişti, ne de olsa her zaman kahrolası biriyle ilgilenmek onun işi olmuştu. Asla bir sabah bu şekilde uyanacağı ve hiçbir şey hatırlamayacağı aklına gelmemişti.
 
Kafasını hızlıca salladı, biraz da olsa kendine gelmişti. Uykudan ağırlaşmış olan göz kapaklarını parmaklarıyla ovuştururken aniden kendiyle alakalı bir gariplik olduğunu hissetti.
 
‘………’
 
Kıyafetini çıkardığını hatırlamıyordu ama nedense tamamıyla çıplaktı. O neredeyse hiçbir zaman çıplak uyumamıştı, merak içinde üzerindeki yorganı kaldırdı.
 
‘?!’
 
İç çamaşırı giymediğini fark edince utanç içinde hızlıca yorganı üzerine geri örttü.
 
Belki de sarhoş olduğu için kendi iradesiyle kıyafetlerini çıkartıp bir köşeye fırlatmıştı. Düşünceleri eşliğinde kıyafetlerini bulmak için odaya bakınsa da tek bir çorap bile bulamadı.
 
Boxerını bulmak için yatağın altına kolunu uzattı ve eline denk gelen boxerıyla rahat bir nefes verdi. En azından bir parçada olsa üzerinde bir şey olması hiçbir şey olmamasından iyiydi.
 
Ayrıca odayı incelerken bir şey daha fark etmişti: Duş sesi. Görünüşe göre duşun sesini rüyasında yağmur olarak algılamıştı.
 
Ama sorun bu değildi. Duş sesi geldiğine göre bu birisinin duş aldığı anlamına geliyordu.
 
Hayatında asla bu şekilde otele gelmemişti. Tam tersine yabancılarla ilişki kurmaya karşıydı. Yine de bir önceki gece içinde bulunduğu ruh halini düşününce şuan da içinde bulunduğu durum o kadar da şaşırtıcı değildi. O kadar dikkatsiz olmasaydı…
 
Orada endişeli bir şekilde otururken su sesi aniden durmuştu.
 
‘……….!’
 
Nefesini tuttu ve banyodan çıkmakta olan kadınla yüzleşmek için kendini hazırladı. Neden onunla birlikte buraya geldiğini bilmese de, bir erkek olarak davranışlarının sorumluluğunu alması gerektiğini biliyordu.
 
Yokozawa’nın zihninden bir düzüne düşünce ve sahne geçse de banyodan çıkan kişinin bir erkek olmasıyla zihni duraksamıştı.
 
‘Oh, uyanmışsın. Akşamdan kalmasın, nasılsın?’
 
Vahşi görünümlü saçlarından aşağıya doğru damlayan sularla umursamaz bir şekilde konuşan bu adam Marukawa Shoten’nin öne çıkan dergilerinden biri olan Japun’nun şef editörü Kirishima Zen’den başkası değildi.
 

 
 Yüzüne mükemmel bir şekilde oturmuş olan uzun badem şekilli gözlerinin ve ince dudaklarının takındığı sakin ifadesinden onunda tam olarak uyanamadığı belli oluyordu.
 
Yokozawa boşalan zihnini tekrardan çalıştırmak için çabaladı ve sesi titreyerek ‘Neden…neden burdasın?!’dedi. Neden buradaydı,neden bu otel odasındaydı? Neredeyse iş dışında hiç konuşmadığı biriyle neden otel odasında olduğunu anlayamıyordu.
 
Kirishima, Yokozawa’nın şaşkın ifadesine karşın sakinliğini koruyordu.’ Bunda bu kadar şaşırılacak ne var? Yoksa dün gece hakkında hiçbir şey hatırlamadığını mı söyleyeceksin öyleyse etrafına bakınman sana bu konu hakkında ipucu verebilir. Emin ne olduğunu anlayacaksın.’
 
‘E-etrafım..?’
 
Başka bir durumda olsalardı Kirishima’nın ince dudaklarından bu sözler küstah bir şekilde çıkardı ama şuan da öyle değildi. Bu bir manga ya da dizi olsaydı kolay bir şekilde sonuçlandırılabilirdi ama  genelde bu durum erkek ve kadın arasında gerçekleşirdi.
 
….Bu fikri reddetmek istese de karşısındaki adamı ikna etmek için kullanabileceği bir şey yoktu. Hiç bir şey hatırlayamıyordu.
 
Yokozawa, kendisinin eşcinsel olmadığını biliyordu ama yine de yıllarca tek taraflı bir aşk beslediği kişi bir erkekti. Öyleyse diğer heteroseksüellere nazaran onun önünde eşcinselliğe karşı büyük bir engel ya da gerekçe yoktu.
 
Şimdilik en önemli şey, bir önceki gece ne yaptığını hatırlamaktı. Hızlıca anılarını gözden geçirdi ve ofisten çıktığı ana geri döndü!
 
 
Violeta Not :  İlk olarak umarım çeviriyi beğenmişsinizdir.Bu ikinci çeviri çalışmam olduğu için grup duyurusunda da Opia’nın dediği gibi FGEP kadar sık bölüm atamasam da elimden geldiğince çeviri yapıp, bölüm atmaya çalışacağım. Sekaiichi Hatsukoi benim ilk yaoi animem olduğu için bende ayrı bir yere sahiptir. Bu yüzden çevirinin aksaması ya da bırakılacağı konusunda herhangi bir endişeniz olmasın sadece bölümler ola ki gecikirse lütfen sabırla bekleyin J Bölümler normalden daha uzun olduğu için çevirinin kolaylığı ve daha sık bölüm atma amaçlı yazarın bölümü kendi içinde ayırdığı yerlerden itibaren part part çevireceğim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim <3
 
 
 
 
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   1.2 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.