Sekaiichi Hatsukoi – Yokozawa Takafumi no Baai - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




1.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   1.3 


           
 
Dün kesinlikle hayatının en kötü günüydü.
 
 
Uzun zamandan beri karşılık görmeyen aşkından vazgeçmeye karar vermiş, işten eve dönerken İzakaya’ya  uğramıştı.
 
 
İçkinin tadını görmezden gelerek artarda içiyor sadece sarhoş olmak istiyordu, o an Kirishima’nın da aynı barda olduğunu hatırlıyordu.
 
‘Kirishima-san…. Burada ne yapıyorsun?’
 
‘Yağmurdan sığınmak için bir yer arıyordum ve buraya gelmişken bir şeyler atıştırırım diye düşündüm…. Ama,hey biraz hızlı gitmiyor musun?’
 
‘Elbette hayır. Ne… sen yalnız mısın? O zaman bir sandalye kap ve buraya otur. Hey, bunlardan  birer tane daha alabilir miyim? Ya da bekle…iki tane olsun’
 
Nadiren birlikte bu şekilde  bir şeyler içmişlerdi. Belki iş dışında karşılaştıklarından ve biraz yalnız hissettiğinden  olsa gerek vakit geçirmek için aynı şirketten birini arıyordu. Yokozawa hiç düşünmeden Kirishima’yı yanındaki sandalyeye oturması için zorlamıştı. Kirishimaysa  sarhoş birine laf anlatmanın zorluğunu bildiğinden olsa gerek  Yokozawa’nın yanına oturarak küçük  çaptaki partisine katılmıştı.
 
Yeni yazarlardan birinin satışlarının ne kadar iyi gittiğinden, baskıların yeterince hızlı gelmediği ve oldukça popüler olan bir yazarın taslakları geciktirmesi hakkında konuştuklarını hatırlıyordu. Normalde  görmezden geldikleri anlaşmazlıkları özgür bir şekilde ortaya koymuşlardı.
 
Ama ondan sonrası… Hiçbir şey hatırlayamıyordu.
 
‘Demek gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorsun?’
 
Düşünceleriyle boğuşan Yokozawa, kendisine gelen yorumla birlikte  şaşırmış  bir ifadeyle kafasını kaldırdığında Kirishima’yı  kıyafetlerini giyinmeyi bitirmiş bir halde bulmuştu. Son dokunuş olarak da koluna saatini takıyordu. Onun  gibi oldukça iyi görünen bir adama bakınca aniden kendisinin uykudan dağılmış saçlarının, çenesinde çıkmış olan küçük sakallarının ve hala  çıplak olan vücudunun farkına varmıştı.
 
‘Evet- çok fazla içmiş olmalıyım’
 
Kirishima söylediği bahaneyi duyduğunda ona imalı bir bakış attı ve ardından onun dün geceki sözlerini kullanarak alaycı bir ifade takınıp misilleme yaptı.’ Gerçekten mi? Sana biraz fazla içip içmediğini sorduğumda bana ‘Elbette hayır’ dedikten sonra mı?’
 
‘Bu….’ Bu tarz bir şey söylediğini az çok hatırlasa da şuanda sarhoş bir adamın boş düşüncelerine yer yoktu. Yokozawa’nın itiraz edebileceği bir şeyi yoktu.
 
‘Sanırım satış elemanlarının da dağıtmak istedikleri zamanlar oluyor ancak diğer insanlara rahatsızlık vermemeye özen göster. Gelecek sefere biraz daha dikkatli olmaya çalış.’
 
‘Bunu söylemesen de zaten biliyorum, teşekkürler’
 
‘Konuşmadan önce büyüklerinin verdiği tavsiyeleri dinlemelisin.’
 
‘Ne- ne yapıyorsun?!’ Kirishima uzanarak Yokozawa’nın dağınık saçlarını kabaca karıştırdı. Saçlarının karıştıran parmakların verdiği his tanıdık gelmişti.
 
Bu parmaklar ona ilk kez dokunmamıştı,bunu hissedebiliyordu.Teninde hissetikleri,biriyle birlikte olduğunun kanıtıydı.
 
Kabul etmek istemiyordu…ama muhtemelen yapmışlardı. Yokozawa durumun farkında vardıkça vücudu gitgide ısınıyordu. Ne olduğuna dair detayları hayal gücünde canlandırmak korkutucu geliyordu çünkü nereden bakarsa baksın bunun hoş bir görüntü olmadığı açıkça belliydi.
 
‘Neden aniden sessizleştin? Yoksa dün gece olanları hatırlamaya mı başladın?’
 
Dökülen süt için ağlamanın bir faydası yoktu. Şu anda Yokozawa için en önemli mesele üstte mi yoksa… altta mı olduğuydu.
 
Herhangi bir rahatsızlık ya da gariplik hissetmiyordu, sonuna kadar gitmiş olamazlardı. Ve Kirishima’yla aralarında bir şeyler olduğunu hayal edemese bile yatağa atılmış olma ihtimalinden daha kabul edilebilir bir şeydi.
 
Daha da önemlisi onu asıl şaşırtan şey Kirishima’nın  ‘bu yola’ sapmış olmasıydı. Yakın olmadıkları için elbette birbirlerinin özel hayatı hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı ama sol yüzük parmağında bir yüzüğün takılı olduğunu fark eden Yokozawa, onun evli olduğunu varsayıyordu. Gerçekten de yapmışlar mıydı?
 
‘….Bir şey sorabilir miyim?’
 
‘Soruna göre değişir.’
 
Doğrudan doğruya sormadıkça bir cevap alamayacağını anlayan Yokozawa direk konuya girdi. ’Eşcinsel misin?’
 
‘Sen değil misin?’
 
‘Tabi ki de değilim!’ Bu kadar olumsuz tepki gösteriyor olmasının sebebi kendisini hiçbir zaman eşcinsel olarak düşünmemiş olmasıydı. Sonuçta, sadece bir kez aynı cinsiyetten birine aşık olmuştu. Genel olarak erkeklerden mi yoksa sadece Takano’dan mı hoşlandığını asla anlayamamıştı.
 
İlk tanıştıklarında Yokozawa’nın bir kız arkadaşı vardı. Ama o her zaman Takano’yla zaman geçirmeyi kız arkadaşıyla zaman geçirmekten daha rahatlatıcı bulmuştu ve ara sıra buluşmaya devam ettikten kısa bir süre sonra her şey doğal olarak sona ermişti. O zamandan beri asla sabit bir ilişkisi olmamış, ona kapılanlar olsa bile asla kendi iradesiyle ilk adımı atmamıştı.
 
‘Bu karşılık da ne? Dün gece kalbinin başka bir adam tarafından nasıl kırıldığını anlattın üstelik aynı şeyi kaç kez duymak zorunda kaldığım hakkında herhangi bir fikrin var mı?’
 
‘Ben bir şey mi dedim?!’  Kirishima’nın sözleriyle kanının donduğunu hissetti. Kahretsin, ne kadarını söylemişti?  Takano ya da Onodera’nın adını yüksek sesle söylediyse bu büyük bir sorun olurdu.
 
‘Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyorsun öyle değil mi? Gerçekten sinir bozucusun. Onu diğer adamdan daha mutlu edebileceğini ve öyle düşünüp düşünmediğimi sordun- ama her neyse daha fazla uzatmayacağım. Onun adını asla söylemedin.’
 
‘Söylemedim mi ?’ Acınası bir şekilde Kirishima’nın rahatlatıcı sözlerine tutunuyordu.
 
Belki de yüzünde çaresiz bir bakış olduğundan Kirishima gücenmiş bir ifadeyle Yokozawa’yı  inceledi. ’Bana bu kadar trajik bir ifade takınarak bunu sormak zorunda değilsin. O adamın kim olduğunu asla söylemedin… Ama ne kadar çabaladığını görünce bu adamın ofis de çalışanlardan biri olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek, ha?’
 
‘B-b… bu…tabi ki de hayır.’ Duraksamanın ardından  ifadesiz bir surat takınmaya çalışarak yalan söyledi. Daha fazla bir şey söylemediği için kahrolası kendini alkışladı.
 
‘Ama, bu bir erkekti değil mi? Bu zamana kadar hoşlandığın kişi.’
‘Bu…’ Dün akşam ne dediğini tam olarak hatırlamıyordu. Ancak Kirishima’nın  sorusundaki özgüvene bakacak olursa  konuyu değiştirmesi de pek mümkün değildi.
 
‘Bu Sapphire kitaplarındaki kurgulardan biri değil. Sakın bana ‘Oh, tek aşık olduğum erkek  o’ deme. Eğer eşcinsel olmasaydın o adama karşı başından beri romantik hisler besleyemezdin. Aynı zamanda bu kadar da endişelenmezdin.’
 
Kirishima’nın kahkahasını bastırmaya çalışırken alaycı bir ifadeyle omuzlarının sallandığını gören Yokozawa farkında olmadan sesini yükseltti ‘Ki-Kim öyle demeye – çalıştığımı söyledi-ve, neden benim hakkımda konuşuyoruz?! Sana bir soru sordum!’ Bu durum hakkında endişelenmek istemese de hiçbir şey hatırlamaması onu zor bir pozisyona sokuyordu. Eğer tüm bu olan bitenlerin hepsi doğruysa utancından ölecekti.
 
Kendisiyle alay edildiğini fark etse de Kirishima’yla uğraşırken kendini kontrol edemeyip duygularını ön plana çıkartmıştı.
 
‘Neden benimle bu kadar ilgilisin hiç anlamıyorum. Cinsiyeti fark etmeksizin güçlü iradeli tiplerle ilgileniyorum. Yani her ikisi de bana uyar.’
 
Bunun anlamı onun için bu durum çok da önemli olmadığıydı. Yokozawa neyin gerçek neyin kurgu olduğunu anlamakta güçlük çekiyordu.
 
‘Erkeklerle ilgilenmediğine emin misin?  Muhtemelen okuldaki bütün çocukları gözden geçirmişsindir.’
 
‘Ne-‘  Yokozawa kim olduğu fark etmeksizin herhangi bir erkekle yapacağını söylendiğini düşünerek aşağılandığını hissetti. Fakat eğer duygularının onu ele geçirmesine izin verip sesini yükseltirse bir kenara atılacağını da hissediyordu. Karşısındaki adama cevabını vermek istiyordu ve alaycı bir şekilde ‘Peki ya sen?  Kiminle yaptığın pek fark etmiyor öyle değil mi ? Sarhoş bir adamdan bile yararlandın.’ Dedi.
 
‘Ne dediğinin farkında mısın? Seni yalnız bırakmamam için yalvarıp, bana yapışan sendin.’
 
‘Öyle bir şey yapmış olmamamın imkanı yok !’
 
Kirishima, Yokozawa’nın itirazına sakince karşılık verdi.’ Hatırlayamadığın halde gerçekten böyle bir şey söyleyebilir misin? Olanlardan o kadar eminsen anılarını biraz daha kurcala ve öyle konuş.’
 
‘…….’
 
Yokozawa’nın konuşmasına fırsat vermeden parmağını çenesinin altına koyarak kendisine bakmaya zorladı ve soğuk bir şekilde ‘Senin gibi gururlu adamları alaşağı etmeyi seviyorum.’ dedi.
 
‘Saçmalamayı kes! Kendini bir şey sanma!’ Yokozawa kendini gelen öfke dalgasına kaptırarak yakasından kavramak için Kirishima’ya doğru uzandı. Ancak  yakasına uzanamadan kolu arkasına kenetlenmiş bir şekilde yüzüstü yatağa doğru itilmişti.
 
‘Korkarım ki şiddet uygulamana göz yumamam.’
 
‘Ow—ow ow ow, kahretsin! B-bırak beni!’ Kirishima’nın hareketiyle acı içinde inledi. Asla bu şekilde yatağa sabitleneceğini hayal edemezdi, üstelik mücadele ettikçe canı daha çok yanıyordu.
 
‘Bilirsin, insanları küçümsememen gerek. Ne kadar zayıf gözükürlerse gözüksünler, ne tür numaralara sahip olduklarını asla bilemezsin.’
 
‘Bana ders vermene ihtiyacım yok- bırak artık!’ Harekete geçme becerisi göz önüne alındığında büyük ihtimalle dövüş sanatlarıyla ilgili bir geçmişi vardı ancak Yokozawa şuan bunu umursamıyordu.
 
Acıya daha fazla katlanamayarak mücadele ederken nihayet Kirishima tutuşunu gevşetmişti.
 
‘Satış departmanının vahşi ayısı sadece havlıyor, ısırmıyor ha? Beni alaşağı etmekten oldukça uzaktasın.’
 
‘Kahretsin…’ Acı içindeki eklemlerini ovuşturarak  arkasına yaslanıp oturdu ve elini kalçasına yerleştirmiş kendisine bakmakta olan Kirishima’ya intikam almak istermişçesine baktı. Üzerindeki ince kıyafeti, bedenini oldukça açığa çıkarıyordu.
 
Ceketinin altında kalan göğsü sert ve sağlam bir yapıya sahipti, herhangi bir sarkıklık yoktu ve kıyafetlerinin vücudunu sergilemeye uygun bir şekilde seçildiği belli oluyordu. Kelimeleri ve görünüşüyle  gölgesinde kaldığı bu adamın peşine düşmek….Kendi mezarını kazıyordu. Sessizce oturup, aşağılamaları kabul etmekten başka hiçbir şey yapamıyordu.
 
‘Bu arada görünüşün bunlarla hiçbir ilgisi olmadığını ekleyeceğim, kirli oynamaya kalkışma. Bu hem erkek hem de kadınlar için geçerli.’
 
‘Huh?’
 
‘Önemli olan şeyin içindeki olduğunu söylüyorum. Oh, bu arada kıyafetin burada asılı duruyor.’ Kirishima dolabın kapağını açtı.
 
‘Çıkış yapana kadar uyuyabilirsin .Alkolden dolayı hala kafan yerinde değil öyle değil mi?’ Yokozawa’nın kıyafetlerini asma zahmetine girmişti…Bu küçük bir incelikti.
 
‘Peki sen ne yapacaksın?’
 
‘Bir süreliğine eve uğrayacağım. Oda için ödemeyi çoktan yaptım, çıkış yaparken tek yapman gereken oda kartını teslim etmek.’
 
Söylemek gerekirse Yokozawa, Kirishima ilk ayrılan olduğu için kendini şanslı sayıyordu, otel odasından birlikte ayrılmak tuhaf olurdu üstelik ödeme yapmak için kasada yan yana durduklarını hayal etmek bile yorucu geliyordu.
 
Ancak aklına gelen bir soru rahatlama hissini yarıda kesmişti. ‘Hey, bir dakika. Dünkü hesap ne oldu?’ Yokozawa bardan ayrılışını ya da cüzdanını çıkarışını hatırlamıyordu ancak şuanda burada oturduğuna göre hesap birisi tarafından ödenmişti ve bunu fark etmemişti. Ya da ödemeyi tamamen atlamışlardı.
 
‘Belli değil mi? Ben ödedim. Doğru düzgün yürüyemiyordun bile koca kıçını taksiye sokmak oldukça zor oldu.’
 
‘O zaman sadece beni yalnız bırakmalıydın.’ Eğer en başından bunu yapsaydı şuan şikayetlerini dinlemek zorunda kalmazdı ve bunların hiç biri olmazdı. Elinden hiçbir şey gelmemesine rağmen pişman olmaktan kendini alamıyordu.
 
‘Başka seçeneğim yoktu öyle değil mi? O barı seviyorum, eğer senin koca kıçın yüzünden bardan atılsaydım bu hiç hoşuma gitmezdi.’
 
‘Ah, öyleyse özür diliyorum.’
 
Bu monoton özrü duyan Kirishima cüzdanına uzanarak bir fatura çıkardı. ‘Faturanın sana ait olan kısmı.’
 
‘Bende tam onu demek üzereydim! Sana borçlu kalmak istediğimi filan mı düşündün? N-ne bu miktar da ne ?!’ Kirishima’dan aldığı faturanın altında tahmin ettiğinden daha fazla rakam yazılıydı, genelde içmek için harcadığı paradan daha fazlaydı. Bir ayda içmek için harcadığı parayı resmen bir gecede harcamıştı.
 
Yokozawa’nın yüzünün gittikçe solgunlaştığını fark eden Kirishima ‘olağandışı’ miktarı açıklama fırsatı buldu. ‘Çok fazla bir şey sipariş etmedin ama söylediklerinin çoğu pahalıydı. Bu yüzden sana hızlı gitmemeni söylemiştim.’
 
‘……..’
 
Yokozawa umutsuz bir şekilde neden onu durdurmadığını Kirishima’ya sormak istese de en azından şuan da bunun sırası olmadığını ve durdurmayı denese bile muhtemelen onu dinlemeyeceğini biliyordu.
 
‘O şekilde bakmana gerek yok, faturayı eşit olarak bölüşebiliriz. Sonuçta senden daha çok kazanıyorum.’
 
‘Acımana ihtiyacım yok! Ne sipariş ettiysem onu ödeyeceğim!’ Biraz daha fazla çalışması gerekse bile kendi elleriyle sebep olduğu şeylerin sorumluluğunu almak Yokozawa’nın prensibiydi. Ancak ne yazık ki Kirishima onun içinde bulunduğu durumu anlayarak kıkırdadı.
 
‘Bu kadar inatçı olayı bırak. Faturayı gördüğünde yüzün bembeyaz oldu resmen! Şimdi iyi bir çocuk ol ve teklifimi kabul et.’
 
‘Sen…’ Bu şekilde görülmesi aşağılayıcı olsa da maaş gününe kadar bu durumda cüzdanı zararda olacaktı. Yine de bu borcu düzgün bir şekilde ödemek istiyordu. Eğer daha yakın olsalardı bir dahaki buluşmalarında bu sorunu halledebilirlerdi ancak Kirishima ile ilişkisi aynı şirkette çalışmalarıyla sınırlıydı.
 
Ne yazık ki borcunu tek seferde ödeme fırsatı yoktu. Kirishima’ya borçlu olmaktan başka seçeneği yoktu.
 
‘Sadece, maaş gününe kadar bekle olur mu?  Maaşımı çektikten sonra sana tek seferde ödeme yapacağım.’
 
‘Sana faturanın yarısını kabul ettiğimi söyledim öyle değil mi? Bu kadar çok mu bana borçlu olmak istiyorsun?’
 
‘Sadece benim için bunu yapmanı istemiyorum !’
 
‘Anlıyorum… Bu kadar güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip olman güzel bir şey. Sanırım teklifini kabul edeceğim. Oh- bir şey daha var, bir süreliğine hizmetkarım olacaksın.’
 
‘….Pardon?’ Yokozawa konudaki ani değişime ayak uydurmadı ve birkaç kez hızlıca gözlerini kırptı.
 
Şaşkın ifadesini gören Kirishima iş yerinde talimat verirmişçesine yavaş bir şekilde ‘ Şimdilik söyleyeceğim hiçbir şeye karşı çıkamayacağını söylüyorum.’ Dedi.
 
‘Peki neden bunu yapmak zorundayım?’ Bu adamın söylediklerini anlayamıyordu. Konuşmalarını gözden geçirdiğinde konunun buraya nasıl geldiğini gösterecek hiç bir şey bulamamıştı.
 
‘Çünkü bana yığınla borcun var. Beni  içki partine sürükledin, seni dinlemek zorunda kaldım sonrasında hesabı ödeyip sarhoş kıçınla ilgilendim…kısaca pek çok sebep var.’ İtiraz edebileceği bir kısım olmadığı için sessiz bir şekilde oturmaktan başka bir şey yapamıyordu. ‘Artı utanç verici resimlerin yayılmasını istemezsin öyle değil mi?’
 
‘…Utanç verici resimler mi?...’ Sözlerinden resimlerin kime ve neye ait olduğunu anlamak imkansız olsa da Yokozawa’nın omurgasından bir ürperti geçti.
 
‘Oldukça yavaşsın. Elbette dün çektiğim senin fotoğrafların.’
 
‘Ne- bunları ne zaman çektin?!’
 
‘Eminim kendin çözebilirsin. Bir yayıncılık şirketinde çalıştığına göre hayal gücünü kullanmayı dene.’
 
‘Saçmalamayı kes ve onları hemen şimdi sil!’ Yataktan fırlayarak elindeki telefonu almaya çalışsa da Kirishima kolayca geri çekilerek onu aptal yerine koydu.
 
‘Neden böyle bir şey yapayım ki ? Eğer resimleri silmemi istiyorsan söylediğimi yapmalısın. Seninle efendi-hizmetkar oyununu oynamayı bitirdiğimde onları sileceğim.’
 
‘Aklından ne geçiyor senin?’ Şef editör olan birinin böyle bir yöntem kullanarak alçak  bir şekilde birini tehdit etmesini beklemiyordu.
 
‘Kim bilir? Gerçekten sorduğun şeyleri açıkça cevaplayacağımı mı bekliyorsun? Her neyse, ben gidiyorum. Ne kadar utanç verici göründüğünü düşünerek eğlenmene bak.’
 
‘Be-bekle! Hey!!’
 
Ancak Kirishima gitmişti ve onu alay dolu kelimeleriyle baş başa bırakmıştı. Yokozawa hala çıplak olduğu için peşine düşememişti bile.
 
‘…Bu kesinlikle korkunç.’ Diye fısıldadı. Yokozawa üzerinde iç çamaşırından başka bir şey olmadan iç çekerek yatağın üzerinde sessizce oturdu.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


1.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   1.3 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.