Gotik Çeditörden Nağmeler

İnceleme:

Öhöm Öhöm... Merhabalar bendeniz SPYxFAMİLY çeditörü Yüce Gotik Kraliçe Azur. Tahmin edebileceğiniz üzere bugünkü konumuz SPYxFAMİLY mangası... Söze genel olarak hikayenin seyrettiği seyir hakkında incelemelerim ile başlamak istiyorum. Her şeyden önce başta iki ülke tanıtılıyor birbirine düşman iki ülkeden bahsediyoruz. Sonra bu iki ülke arasındaki siyaset tanıtılıyor ki, buradan zaten az çok konu gidişatını tahmin etmeye başlayabiliyorsunuz. Daha sonra ise Alacakaranlık dediğimiz casusumuz iniyor sahnelere... Tüm spotları yakın! Casus Alacakaranlık; sert, azimli, başarılı ve (bölüm aralarında yandere xd) gizemli hava yaratılmaya çalışılmış bir karakter diyebiliriz. Hikaye zaten ilk başlarda Alacakaranlık üzerine dönse bile zaman içinde yetimhaneden aldığı kızının etrafında dönmeye başlar. Hikayenin ana karakteri değişmemiştir ama odak noktası kızı Anyaya döner. Şimdi gelelim Anyaya... Sevimli mi sevimli, ponçik, muzip ve kendince çok zeki bir karakter. Zaten bölümlerdeki repliklerini okuyunca gülme krizi geçirmeniz garanti. Her ne kadar gülsek eğlensekde manganın akıbetinden anlayabileceğimiz gibi, Anyanın kötü bir geçmişi var. İlerleyen zamanlarda öğreneceğiz muhtemelen ama konumuz bu değil. Konumuz Alacakaranlık. Alacakaranlık amcadan sonra eklenen tek karakter tabii ki de sadece Anya değil. Dikenli Katilimiz var😏 O da süpriz olsun, şahsen benim favori karakterim. Masum, narin ama aynı zamanda vahşi diyebiliriz ama bana sorarsanız yahşi😏 Umarım ileriki bölümlerde ondan güzel kısımlar görürüz. Ve şimdi ise çizimler diyelim bakalım. Bir kere Alacakaranlık amca cuk oturmuş. Dikenli Katilde keza öyle. Ama Anya... Tam bir şaheser. Yani her ne kadar favorim Dikenli Katilimiz olsa da, yıldızın Anya olduğunu inkar etmeye gerek yok. Çizim öyle bir yapılmış ki, Anyayı mangadan çıkarıp böyle ısıra ısıra, mıncıklaya mıncıklaya sevesiniz geliyor.Tam bir şebek! Ve zaten çizerimiz kendine ait bir stil oluşturmuş ve gayet de güzel sunuyor bizlere. Karakterlere özenip arka plandan felan da kaçınılmamış. Bu yüzden de, gerçekten okurken okuma zevkiniz üst seviyede oluyor. Ve zaten sanırım bir çizimde başka bir şey bekleyemeyiz, tam takır sunmuş çizer bize. Ben şahsen çevirdiğim ve editlediğim için değil, gerçekten sevdiğim için bu yazıyı yazma gereği duydum. Umarım beğenirsiniz. O zaman... Çüsssssss!