(Bu blog daha önceden yayımladığım -neredeyse 2 sene oldu- ve tam olarak içime sinmeyen nasuverse“ün çok daha detaylandırılmış ve olabildiğince her serisine değinilmesi için yeniden yapılmıştır.)
Merhabalar efendim, bugün Japonya’nın en önemli görsel roman şirketlerinden biri olan Type-Moon ve onların elinden çıkan Nasuverse hakkında bilgi vermeye geldim. Ülkemizdeki anime topluluğundan birçok insan Nasuverse’ü bilmeseler bile Nasuverse’ün içinde olan bazı eserleri duymuştur ama bu evrene dahil olduğunu bilmiyor olabilir. Bunun sebeplerinden biri ülkemizde çok popüler olmaması ve aynı zamanda internette adamakıllı bir türkçe kaynak ve rehberin bulunmamasıdır. Hepsi ya yanlış ya da aşırı eksik. Ülkemizdeki en popüler anime youtube kanallarının videolarının bile bu yazıyı okuduktan sonra ne kadar eksik olduğunu çok net bir şekilde anlayacağınızı umuyorum. Bu yazıyı yazmamın tek sebebi internette doğru düzgün bir türkçe rehber bulunmamasıdır. Sırf bu yüzden bazı insanlar tarafından bu seriler keşfedilse de rehberlerin eksikliği yüzünden insanlar bu evreni tam öğrenemeyip anlatılmadığını düşündüğü ve bundan yakındığı şeylerin aslında anlatıldığını kaçırıyorlar. Neyse başlamadan önce şunu da söyleyelim. Nasuverse evreni tek bir kişi tarafından yaratılsa da içerisindeki tüm eserler tek bir kişi tarafından yazılmamıştır bu yüzden kafa karıştırıcı birçok durum mevcut. Uyarımızı da yapalım: Cehenneme doğru yürüyorsun.
--------GENEL BAŞLIKLAR--------
1.) Type-Moon Şirketi
2.) Nasuverse Nedir?
3.) Kara no Kyoukai
4.) Tsukihime
5.) Fate Serileri
a.) Ana Hikâye Hattı
b.) Fate/Kaleid
c.) Fate/EX
d.) Prototype
e.) Apocrypha
f.) Lord El-Melloi
g.) Grand Order
h.) Diğerleri
6.) Mahoutsukai no Yoru
7.) Genel Bir Toparlayış
1.Bölüm: Type-Moon Şirketi
“Notes” adıyla da bilinen Type-Moon, görsel romanlarıyla tanınan bir Japon oyun şirketidir. Yazar Kinoko Nasu ve sanatçı Takashi Takeuchi tarafından kurulan Type-Moon, ülkemizde çok bilinmese de dünya çapında başarı ve ün kazanmıştır. “Type-Moon” ve “Notes” isimleri Kinoko Nasu’nun “Notes.” adlı çalışmasından gelir.
Type-Moon kurulmadan önce ikilimiz Kara no Kyoukai hafif romanını 1998’de bastı ve 1999’da da Type-Moon olarak bilinen doujin soft* organizasyonunu kurdu. Aralık 2000’de Tsukihime’yi piyasaya süren ekibimiz; kapsamlı ve geniş hikâyesi, yazar Kinoko Nasu’nun benzersiz hikâye anlatısı tarzıyla son derece iyi satarak büyük bir fan kitlesi topladı. Tsukihime kısa bir süre sonra 2003’te J.C.Staff tarafından üretilen ve Geneon tarafından yayımlanacak bir anime serisine ve 2004’ten 2010’a kadar yayımlanacak bir manga serisine kavuşacaktı.
Ocak 2001’de Type-Moon, Tsukihime’ye ek olarak üç yan hikâye ve çeşitli multimedya içeren Tsukihime PLUS-DISC’i yayımladı ve ardından Ağustos 2001’de Tsukihime’nin devamı olan Kagetsu Tohya piyasa sürüldü.
Aralık 2002’de Type-Moon, French-Bread ile birlikte ilk dövüş oyunları Melty Blood’u yayımladı. Çok popüler olan seri Melty Blood ReACT adlı bir genişleme aldı. Melty Blood, şimdiye kadar yapılmış en iyi doujin 2D dövüş oyunları arasında, doujin statüsünden ticari bir oyuna yükseldiği noktaya kadar geniş çapta kabul edildi. Melty Blood Act Cadenza, ReACT“in kendisi ile birlikte planlanan, ancak sonunda Mart 2005“te piyasaya sürülen bir ReACT arcade portuydu. Bir dizi düzenleme ve yeniden yapılanma sonunda, yıllar sonra geliştirilecek olan Melty Blood Actress Again adlı bir devam filmi aldı.
Type-Moon kısa süre sonra bir doujin soft organizasyonundan ticari bir organizasyona geçiş yaptı ve 30 Ocak 2004“te ilk ticari yayınları olan Fate/Stay Night“ı piyasaya sürdü. Devam oyunu Fate/Hollow Ataraxia 28 Ekim 2005“te yayınlandı. Fate/Stay Night Mayıs 2007“de PS2 platformunda yayınlandı...
*“Doujin oyunları” olarakta bilinen “doujin soft” terimi, doujinshi’nin bir alt türünü ifade eder. Japonya“nın bir indie oyun eşdeğeri olarak kabul edilebilirler; “indie” terimi Japonya“da mevcut olsa da, yalnızca ticari kanallar aracılığıyla piyasaya sürülen oyunlara atıfta bulunan nispeten yeni bir kavramdır.
2.Bölüm: Nasuverse Nedir?
Nasuverse kısaca Kinoko Nasu’nun Kara no Kyoukai ile başlattığı ve ardından Tsukihime, Fate ve bu evrene dahil olacak daha bir sürü eserin geçtiği evrene fanlar tarafından verilen isimdir.
3.Bölüm: Kara no Kyoukai
Kara no Kyoukai, Kinoko Nasu tarafından yazılan ve Takashi Takeuchi tarafından çizilen bir web romanıdır. İngilizce resmi çevirisi “Garden on Sinners” olan türkçeye de çevirmek istesek “Günahkârlar Bahçesi” olarak çevirebileceğimiz serimiz 1998’de yayımlanmıştır. 2004 yılında ise roman olarak basılıp 2007’de Ufotable tarafından 7 filmlik bir seri onayı almıştır ama en sonunda 2007’den 2013’e kadar toplam 10 adet Kara no Kyoukai filmi yapılmıştır. O çok sevdiğimiz Ufotable’ın kendini ilk kanıtladığı eser olarakta gönlümüzde ayrı bir yeri yoktur desem yalan olur.
Ağırlıklı olarak 1990’ların sonlarında Japonya’da geçen Kara no Kyoukai, ölümcül bir kazadan sağ kurtulduktan sonra “Ölüm Algısının Mistik Gözleri”ni kazanan Shiki Ryougi’nin hikâyesini anlatır. Ayrıca Mikiya Kokutou“nun lise öğrencileriyken ona yaklaşmak için sarf ettiği çabaları ve daha sonra Touko Aozaki“nin dedektiflik bürosu Garan no Dou“nun müfettişleri olarak doğaüstü vakalarla uğraşma maceralarını anlatıyor.
Kara no Kyoukai; Kök, Karşıt Güç, ruhlar, büyü, büyücülük ve Mistik Gözler gibi Type-Moon eserlerinin en temel kavramlarından bazılarını tanıttığı eserdir. Bu özellikleriyle birlikte aslında Tsukihime ve Fate/Stay Night için bir ön hazırlık gibi düşünebiliriz.
4.Bölüm: Tsukihime
Type-Moon tarafından Aralık 2000’de bir eroge görsel romanı olarak piyasaya sürülen Tsukihime ne kadar düşük bir bütçeyle yapılmış olsa da Type-Moon’a getirisi çok fazlaydı. Adını türkçeye çevirmek istesek sanırım “Ay Prensesi” olurdu. 2003 yılında JC Staff ve Geneon tarafından yapılmış bir anime uyarlaması da olsa sakın bir hata yapıpta o animeyi izlemeyin, sakın! Aşırı kötü bir anime uyarlamasıdır öyle böyle değil. Ancak MediaWorks’ün shounen dergisinde 2004’ten 2010’a kadar yayımlanmış 10 ciltlik bir mangası vardır ki ona rahatlıkla girişebilirsiniz. Tsukihime’nin başarısı Kagetsu Tohya’nın yanı sıra Melty Blood adlı bir dövüş oyununa da kapıları aralamıştır.
Hikâyemiz, Shiki Tohno adlı genç bir çocuğun hayatını anlatıyor.. Küçük bir çocukken, Shiki hayati tehlike arz eden bir yara aldı ve bu yaralanmanın bir sonucu olarak Shiki, nesneler ve insanlar üzerinde “ölümün çizgilerini“ görebilir hale geldi. Shiki bu çizgileri keskin bir cisimle izlerse ait olduğu kişi veya nesne ölür veya yok olur. Bu gücü keşfettikten kısa bir süre sonra gizemli bir kadın ona özel bir gözlük verir. Shiki bu gözlüğü takarken çizgileri göremiyor ve böylece hayatını normal bir şekilde yaşayabiliyordur.
Yaralandıktan sonra Tohno malikanesinden sürgün edilen Shiki yıllar sonra, Shiki“nin babası Tohno ailesinin reisinin ölümünün ardından evine geri çağırılır. Shiki“nin kız kardeşi Akiha, yeni başkan olma sorumluluğunu üstlenmiş ve Shiki“nin geri dönmesine izin vermiştir. Hikâye ilerledikçe Shiki, gizemli geçmişini yavaş yavaş keşfeder ve garip maceralara karışır.
Ek olarak ilk kez 2008’de duyurulmuş Tsukihime Remake’i 2021 yılının yazında Nintendo Switch ve Playstation 4 için çıkışını gerçekleştirmiştir. Remake’le birlikte ekstra karakterler de hikâyeye eklenmiştir. Ayrıca Remake’in görsellerini Ufotable üstlenmiştir.
5.Bölüm: Fate Serileri
Şu ana kadar ne kadar güzelde ilerliyorduk değil mi? Ama maalesef Fate serilerinde birazcık kafa karıştıracak durumlar var. Elimden geldiğince basit bir şekilde örnekler sunarak, kafanızda canlandırabilesiniz diye ilerleyeceğim.
Öncelikle Fate serileriyle birlikte Nasuverse bir çoklu evrene dönüyor. Birçok farklı zaman çizgisi, birbirleriyle paralel dünyalar falan var ama biz sadece giriş seviyesi için bilsek yeterli. Bilmemiz gerekenleri serilerin kendileri geldiğinde bahsini açarız.
a.) Ana Hikâye Hattı
Ana hikâye hattı bizim için üçe ayrılıyor bunlar; Fate/Stay Night, Fate/Hollow Ataraxia ve Fate/Zero hepsinden bahsedeceğim ama ilk durağımız:
Fate/Stay Night
Fate/Stay Night, 30 Ocak 2004’te piyasaya sürülen bir görsel roman oyunudur ve aynı zamanda Type-Moon’un doujin soft mantığından ticari bir mantığa geçtiği ilk eserdir. Önceki Type-Moon eserleriyle aynı evrende geçen Fate/Stay Night, en popüler görsel romanlar arasındadır.
Geçtiğimiz iki yüzyıl boyunca yedi büyücü bir araya toplanıp Battle Royale türünde bir savaşa katıldı. Dilediğin her şeyi yerine getirebilecek olan Kutsal Kâse için büyücüler hayatlarını ortaya koydu. Son dört Kutsal Kâse Savaşı her altmış yılda bir tekrarlandı. Ancak beşinci savaş beklenenden çok erken dördüncü savaştan tam on yıl sonra başladı.
Bu savaşta “Usta” olarak adlandırılan büyücülerin yanında; insanlık tarihinin önemli komutanları, kralları, mitolojik karakterleri... Bir hizmetkâr olarak savaştı. Çağrılan bu Kahramani Ruhlar insanüstü özelliklere sahip olmanın yanı sıra Noble Phantasm(Soylu Hayalet) denilen gizli eserler ve yetenekler kullanırlar. Bir Soylu Hayalet’in yetenekleri adını haykırarak serbest bırakılabilir. Ancak Soylu Hayalet’lerin gelişigüzel bir şekilde serbest bırakılması çok tavsiye edilmez ne de olsa bunlar geçmişte yaşamış karakterler ve her birinin bir zayıflığı var. Soylu Hayalet’lerde Kahramani Ruh’ların kimliğinin ifşa edilmesi konusunda bir numara olarak görülebilir. Kahramani Ruhlar, çağıracağınız ruha göre önemli olan eserler, fikirler ve deneyimlerin katalizör olarak kullanılmasıyla çağrılabilir. Her savaşta yedi sınıfın birinden yalnızca bir Hizmetkâr çağrılabilir: Saber(Silahşör), Archer(Okçu), Lancer(Mızrak Savaşçısı), Berserker(Delirmiş Savaşçı), Rider(Süvari), Assassin(Suikastçi) ve Caster(Büyücü).
Ana karakterimiz Emiya Shirou, babasını 5 yıl önce kaybeden ve ona babasından miras kalan dileği, adaletin savaşçısı olmak olan bir lise öğrencisidir. Bir gün okuldan geç vakitte ayrılırken, ilginç kıyafetlere sahip ve ellerinde mızrak ve kılıçlar ile birbirine saldıran iki kişinin savaşına tanık olur. Mızraklı kişi savaşı bırakıp kendisi takip eder ve mızrağını Shirou“nun kalbine saplar. Ama Shirou mucizevi bir şekilde iyileşmiş olarak yaralandığı yerde uyanır. Ne olduğunu kavrayamadan evine dönen Shirou tam rahatlamak için soluklanacakken Mızraklı kişi işini tamamlamak için geri döner. Canı pahasına kendini savunurken köşeye sıkışır. Savaşçı mızrağı ile son darbeyi indirmek üzereyken, beklenmedik bir şey olur ve ışık hüzmeleriyle beraber ortada beliren bir kişi savaşçıya karşı gelir. Şövalyeleri andıran zırhıyla beliren genç kız Shirou“ya yaklaşır ve sorar. “Ustam sen misin?“
Fate/Stay Night hakkında söylemem gereken en önemli şeylerden biri; Fate/Stay Night’ın üç farklı hikâye ilerleyişine sahip olmasıdır. Bunlar; Fate, Unlimited Blade Works ve Heaven’s Feel olarak adlandırılır. Her biri kendi odak noktasını belirler ve ona göre hikâyeyi şekillendirir. Burada unutmamanız gereken şey eğer tüm olaya hakim olmak istiyorsanız bu üç rotanın üçünü de bilmeniz gerektiğidir. Eğer sadece Fate rotasını okursanız UBW ve HF rotalarının eksikliğini çeker ama diğerlerini okuyup Fate’i okumazsanız o zamanda Fate’in eksikliğini çekersiniz yani anlayacağınız eğer içlerinden birini okumazsanız “Böyle bir şey olmuştu da acaba neden?” tarzı sorular aklınıza takılacaktır.
Biraz da anime uyarlamaları hakkında konuşalım. Fate rotası 2006 yılında Studio Deen tarafından 24 bölümlük bir seriye uyarlandı fakat yine berbat bir anime uyarlaması... Type-Moon şu anime uyarlamalarından az çekmedi cidden. Unlimited Blade Works rotası 2014-2015 yılları arasında Ufotable tarafından iki sezonluk toplam 25 bölümlük bir animeye uyarlandı. Animasyon ve çizim anlamında hâlâ daha mükemmel olan bu eserinde maalesef ki bir sıkıntısı var. O da görsel romandaki olayların bir çoğunun kesilmiş ve özet olarak geçilmiş olmasıdır. Unlimited Blade Works rotası için Studio Deen’de 2010 yılında bir film yayınlamıştı ama tabii ki de gene patladı. Heaven’s Feel rotası ise 2017-2019-2020 yıllarında her biri 2 saatlik toplam 3 film çıkartarak finaline ulaştı. Animasyon ve çizim anlamında belki de birçok kişi için anime tarihinde böylesi görülmedi. Ancak zaman sınırlaması yani kocaman hikâyenin 6 saate sığdırılmaya çalışması tabii ki de ellerinde patladı. Kinoko Nasu’nun başyapıtı olarak kabul edilen Heaven’s Feel rotasının hikâyesinin bu kadar kesilmesi ne kadar üzücü bizzat ona sormak lazım. En azından benim gibi bir sürü izleyicinin kalbinde bir burukluk vardır.
Kısaca stay night animeleri için diyebileceğimiz “İyi birer özet” olmaktan ileri gidemiyor maalesef.
Peki, anime uyarlamalarını ya da görsel romanla karşılaştırmayı falan bırakıp serinin hikâyesi hakkındaki yorumuma gelirsek neler derdim. Uzun zamandır görmek istediğim tarzdaki bir hikâyeye Ubw rotası ile sonunda kavuştuğumu ve bir kahramanlık hikâyesinin bu şekilde işlenmesinin de klasik kahraman hikâyelerinden çok daha keyif verici buldum. İzlediğim ya da okuduğum tüm eserler arasında en çok sevdiğim hikâyelerden birine sahip ve bu konuda geriye asla düşmeyecek gibi bir izlenim verdiğini de gönlüm rahat bir şekilde söyleyebilirim. İkinci durağımıza doğru yol alma vaktimiz geldi. Sıradaki konumuz:
Fate/Hollow Ataraxia
28 Ekim 2005’te PC ve 27 Kasım 2014’te PS Vita sürümü yayımlanan Fate/Hollow Ataraxia, Fate/Stay Night’ın devamı niteliğindedir. Fate/Stay Night gibi resmi bir ingilizce çevirisi almasa da fanlar tarafından bir yama yapılmıştır.
Hikâyemiz Fuyuki Şehrinde gerçekleşen Fate/Stay Night olaylarından yaklaşık 8 ay sonra geçmektedir. Hikâye, Kagetsu Tohya gibi, aynı anda birden fazla zaman çizelgesini yansıtan bir hayal dünyasında geçiyor. Bu Fate/Stay Night’ın tüm sonlarını kapsayan ama hiçbiri olmayan bir hikâye. Yani... Bu son cümleden sonra daha ne diyebilirim bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Biliyorum buraya ben açıklayacam diye çıktım da bu seriyi bana açıklayabilecek koca yürekli bir arkadaş arıyorum. Tam olarak ne serisi bu arkadaş?
Neyse kafamızı daha çok karıştırmadan Fate/Zero’ya geçiş yapmak istiyorum.
Fate/Zero
Gen Urobuchi tarafından yazılan ve Takashi Takeuchi tarafından resmedilen bir hafif romandır. Fate/Stay Night’ın 10 yıl öncesini yani 4. Kutsal Kâse Savaşı’nı anlatan Fate/Zero Kinoko Nasu tarafından denetlenmiş ve onaylanmıştır.
Şu ana kadar ki tüm eserlerin yazarı Kinoko Nasu’ydu ama ana hikâyede çok önemli olacak bir olayı anlatacak Fate/Zero başka biri tarafından mı yazıldı? Yani, evet. Peki Gen Urobuchi kim, biz onu hangi serilerinden tanıyabiliriz? Gen Urobuchi Psycho-Pass, Aldonah Zero ve Phantom: Phantom of Inferno serilerinin yazarıdır. Ekstra bilgilerine girmeyeceğim çünkü Nasuverse ile ilgili değiller konumuz dağılmasın.
Art arda 3 mağlubiyet tadan Einzbern ailesi, 1994’te Fuyuki şehrinde gerçekleşek 4. Kutsal Kâse Savaşını kazanmak için kötü şöhretli büyücü katili Kiritsugu Emiya’yı temsilcileri olarak seçerler. Acımasız tetikçi, önümüzdeki sekiz yıl boyunca, Kâse“nin kılıfı olacak olan Irisviel von Einzbern ve kızları Illyasviel ile beklenmedik bir şekilde bir aile kurarken Einzbern kalesinde savaşa hazırlanır. Ancak Kiritsugu, hepsi kendi sebepleriyle savaşa katılan altı zorlu rakiple mücadele etmelidir. Konu hakkında daha fazla bilgi vermeyeceğim ne de olsa Fate/Stay Night’ta Kutsal Kâse’ye savaşlarına falan yeterince değindik bunlar dışında söyleyeceğim şeylerde spoiler olacağından girmiyorum.
2011-2012 yıllarında Ufotable tarafından 2 sezonluk toplam 25 bölümden oluşan bir anime dizisi yayımlanmıştır. Ve yüzümde bir gülümsemeyle söylüyorum ki Fate/Zero diğer eserlerin yaşadığı o kötü uyarlamalardan biri değil. Hakkı verilmiş gerçekten de.
Ufak bir bilgi daha Fate/Zero ülkemizdeki en popüler Nasuverse içeriği olmakla beraber izleyenler arasında da saygı duyulan bir animedir. Evet ana hat hikâyeleri bitti ama daha konuşacağımız çok seri var. Hadi devam edelim.
b.) Fate/Kaleid (bu seriden spoiler verilmiştir)
Evet geldik Kaleidlere, sanırım Fate seileri arasında en underrated kalan seri olabilir. Neden kaldığını da anlamak zor değil açıkçası. Gelin Fate/Kaleid neymiş ne değilmiş görelim. Hiroshi Hiyoma’nın Fate/Stay Night için 2008’de yazmaya başladığı alternatif evren spin-off mangasıdır. Manga 3.sezonunu yayımlamaya devam etmekte ve anime serisi de 3 sezon ve son sezonun devamı olan bir anime filmiyle devam etmektedir. Tam adı Fate/Kaleid Liner PRISMA☆ILLYA olan bu serimiz aslına bakarsanız bir magical girl serisidir.
Hikâyemiz, Fate/stay night“ın alternatif bir zaman çizelgesinde Fuyuki şehrinde geçiyor. Kiritsugu ve Irisviel, Kutsal Kâse Savaşı ritüelinin başlamadan bitmesine sebep oldular, Ilya“nın anılarını mühürlediler ve normal bir kız olarak büyümesini sağladılar. Shirou ve Illya, ebeveynleri yurtdışındayken Sella ve Leysritt“in himayesinde, büyü bilgisi olmadan kardeş gibi huzurlu bir hayat yaşıyorlarken Kahramani Ruhlar’ın kötü niyetli parçaları olan Sınıf Kartları Fuyuki“de ortaya çıkar ve karakterlerimizin macerası başlar.
Her ne kadar spoilersız bir yazı hazırlamak istesem de burada spoiler uyarısını yapayım ben. Bundan sonraki paragraf manganın 3.sezonundan animenin ise hem 3.sezonu hem de filminden spoiler içericektir.
SPOİLER Öncelikle şunu bilmenizi istiyorum Kaleid evreninin içerisinde 2 farklı dünya vardır. Bu dünyalardan biri “Illyaverse” diğeri ise “Miyuverse” seri bizim için Illyaverse de başlar ve manganın 2.sezonun sonlarına doğru tüm karakterlerimiz Miyuverse’e geçiş yaparlar. Serinin asıl iyi ve dikkat edilmesi gereken yer, aynı zamanda hikâyenin asıl başlangıcı Miyuverse ile gerçekleşir. Yani size tavsiyem Miyuverse’e geçip belli bir karakterin, o karakterde Miyuverse’ün Shirou Emiya’sı, ortaya çıkmasına kadar bu seriye sabretmeniz ondan sonra bence zevk alırsınız. SPOİLER
Kaleidler hakkında son bahsetmem gereken şey ise benim için eksi, başka kişiler içinse belki artı puan oluşturabilecek fan service. Aranızda fan service seven arkadaşlar varsa belki ilgi çekici şeyler bulabilirsiniz.
c.) Fate/EX
Fate/EXTRA, Type-Moon ve Image Epoch tarafından oluşturulan ve Marvelous Entertainment tarafından yayımlanan PSP zindan rol yapma oyunudur. 2010’da Japonya’da, 2011’de ise tüm dünyada yayımlanmıştır.
Extra evreni, Fate/Stay Night evreni ile 1970’e kadar aynı zaman çizelgesinde ilerlerken 1970’de meydana gelen dünyanın manasının kaybolmaya başlamasına sebep olan “belirli bir büyük olay”dan sonra ayrılırlar.
Dünya, Ay Hücresi adı verilen yapay bir ortamda var olan kurgusal bir yer olan Tsukumihara Akademisi adlı bir okulda geçmektedir. Orada, Ay Hücresi, Hizmetkârların çağrılmasını yöneten Serial Phantasm veya SE.RA.PH adlı bir sistem kullanarak Kutsal Kâse Savaşı“nın bir kopyasını düzenler.
Savaştaki 128 katılımcının her biri, diğer Ustalarla “Arena” olarak adlandırılan bir yerde düello yapmalıdır, burada başarısızlık dijital dünyadan silinme ya da ölümle sonuçlanır. Sadece bir kişi kaldığında, Kutsal Kâse galip gelenin dileğini yerine getirecektir.
Öncelikle şunu belirteyim ben daha kendim Extra serilerine girişemedim. Burada size vereceğim bilgiler tamamen reddit, Type-Moon wiki vb. gibi kaynaklardan elde ettiklerimdir. İlk olarak Extra evreni sadece Fate/EXTRA’dan ibaret değil; Fate/EXTRA CCC ve Fate/Extella’da bu düzende ilerleyen seriler. Buradaki farklılıklar biraz karışık, hadi gelin görelim.
Fate/EXTRA, burası başlangıcımızdır. Fate/EXTRA CCC ise Fate/EXTRA’nın bir devamı veya bir “if” serisi değildir. Kelimenin tam anlamıyla ilk oyundaki belirli bir haftada gerçekleşen bir olay sonucu doğar. Bu oyunun hikâyesinin, ana Extra hikâyesinin bir yerlerinde başladığını söyleyebiliriz. Ek olarak CCC sonu ana oyun olan Fate/EXTRA’nın bir devam uzantısı olarak düşünülebilir. Extella serisi ise Extra ve CCC’nin bir devamıdır.
Fate/EXTRA CCC Fox Tail ise seçilebilir 3 karakterden biri olan Tamamo’nun yolunu takip eden ve oyuna göre daha eksiksiz ilerleyen bir manga uyarlamasıdır.
Extra Last Encore, Ana karakterin son patrona karşı kaybettiği bir “if” devamıdır.
Extella oyunu için öncesini anlatan bir roman yayımlanıyor ve bu roman önceki oyunlardan birkaç ufak şeyi değiştiriyormuş. Bazı arkadaşlar Extra ve CCC’den sonra okunmasını tavsiye etmişler.
d.) Prototype
Adı üstünde Fate/Stay Night’ın bir prototipidir. Şu anlık sadece 10 dakikalık kısa bir animasyona ve hikâyeyi detaylandıran prodüksiyon notlarına sahiptir.
e.) Apocrypha
Yuuichirou Higashide tarafından yazılan, Ototsugu Konoe tarafından resmedilen ve Kinoko Nasu tarafından planlanan 5 ciltten oluşan bir hafif roman serisidir. Bir manga ve bir de anime uyarlaması almıştır.
Hikâyemiz Fate/Stay Night ve Fate/Zero’dan önce 3.Kutsal Kâse Savaşı sırasında meydana gelen bir değişiklik sonucu farklı bir zaman çizelgesinde geçer. Bu sefer olayımız Büyük Kâse’dir. Yggdmillennia Kâse’ye sahip olduğunu açıkça ifade eder ve bunun sonucunda dernekten 50’ye yakın büyücü gönderilir ama Lancer sınıfı hizmetkâr tarafından hepsi yok edilir. Bunun sonucunda dernek Büyük Kâse’nin yedek planını devreye sokarak 14 hizmetkârın ve bu savaşı denetleyecek olan Ruler sınıfı hizmetkârın çağırılmasına olanak sağlar. Ve böylece 2 gruba ayrılmış (Siyah ve Kırmızı) yedişer Usta ve hizmetkârın savaşları başlar.
f.) Lord El-Melloi
Makoto Sanda tarafından yazılan ve Mineji Sakamoto tarafından resmedilen bir roman dizisidir.
Hikâye, Dördüncü Kutsal Kâse Savaşı“ndan on yıl sonra İngiltere Saat Kulesi’nde Lord El-Melloi II olan ve Modern Büyücülük Departmanından sorumlu olan Waver Velvet’in, çırağı Gray“in yardımıyla Saat Kulesi’ndeki acımasız siyasetin ortasında Thaumaturgy dünyasındaki sorunları çözmesini ve gizemleri araştırmasını konu alır.
g.) Grand Order
Fate/Grand Order, Delightworks tarafından geliştirilen ve Aniplex tarafından yayımlanan bir mobil RPG gacha oyunudur.
Sonunda bir roman dizisi haline gelen orijinal Fate/Apocrypha projesinin yeniden başlatılması olan Fate Online Project Reboot olarak tasarlanan Grand Order, güçlü hikâye anlatımı ve “gacha“ unsurları olan sıra tabanlı bir RPG“dir. Savaşta kullanılabilen 300“den fazla karakter oyun içi para birimi ve mikro işlemlerle bir piyangodan çekilir.
29 Temmuz 2015’te Android ve 12 Ağustos 2015’te İOS için Japonya’da çıkış yapan oyun, Ekim 2018 itibariyle 10 ülkede toplam 5 dilde mevcut olarak oynanabilir olmuştur. İngilizce versiyonu için 4 milyondan fazla indirme ve Eylül 2019’da 7 milyon olmak üzere dünya çapında 32 milyon indirmeye ulaşmıştır.
Fate/Grand Order, Japonya’da aşırı popüler ve raporlar seviyenin Pokemon GO ile karşılaştırılabilir olduğunu gösteriyor. Mayıs 2018’de 13 milyon, Ağustos 2018’de ise 14 milyonu geçen indirmelerle birlikte Twitter’da 2018 ve 2019’un en popüler oyunu olmuştur.
Fate/Grand Order, 2017“de 982 milyon dolar hasılat elde ederek, yılın en yüksek hasılat yapan altıncı mobil oyunu oldu. 2018“de Fate/Grand Order 1,2 milyar dolar hasılat elde ederek yılın en yüksek hasılat yapan yedinci ücretsiz oyunu oldu. 2019“da oyun 1,2 milyar dolar hasılat elde etti. 13 Mart 2019 itibariyle oyun dünya çapında 3 milyar dolardan fazla hasılat elde etmişti. Toplam gelir 2019“un sonunda 4 milyar doları aştı. 2020 Yeni Yıl döneminde JRPG“nin önünde dünyanın en çok hasılat yapan mobil oyunu oldu. Temmuz 2021 itibariyla oyun dünya çapında 5,4 milyar dolar hasılat elde ederek tüm zamanların en yüksek hasılat yapan yedinci mobil oyunu oldu.
Gelin biraz da hikâyeden bahsedelim.
Fate/Grand Order ilk Kutsal Kâse Savaşı’nın bile yaşanmadığı alternatif bir zaman çizelgesinde yer alır.
Fate/Grand Order üç ayrı arc’a ayrılıyor ve bunlar; Observer on Timeless Temple(Zamansız Tapınaktaki Gözlemci), Epic of Remnant(Kalıntı Destanı) ve Cosmos in the Lostbelt(Kayıp Kuşaktaki Kozmos).
Arc 1: Observer on Timeless Temple
İlk arcımız olan Observer on Timeless Temple bir prolog tekilliği, 7 tekillik ve bir de final tekilliğine ayrılır.
2015 yılında Chaldea organizasyonu, insanlığın gelecek yüzyılda yok olup olmayacağını gözlemleyebilmek için hem büyü hem de teknolojiyi kullanarak bir sistem geliştirir. Herhangi bir yok olma tehdidine karşı yapay bir hizmetkâr olan Mash Kyrielight ve ona eşlik edecek Usta adayları hazırda beklemektedir. Bir gün sistem dünyanın sonunu 2016’nın sonu olarak belirler ve sebebinin 2004’te Fuyuki’de gerçekleşen olaylar olduğunu gösterir(2004 Fuyuki aynı zamanda Fate/Stay Night’ın gerçekleştiği zaman ve mekandır). Tüm usta adayları ve yapay hizmetkâr olan Mash geçmişe gönderilmek için hazırlanırken bir kaza meydana gelir ve hayatta kalan tek usta bizim seçimimize bağlı olarak genç bir erkek Fujimaru Ritsuka ya da genç bir kız olan Gudako kalır(yazının devamında Fujimaru olarak devam edeceğim). Fujimaru ve Mash, Fuyuki olayından sonra insanlığı nasıl kurtaracaklarını ve tehdidin aşağı yukarı ne olacağını öğrenip yeni beliren diğer 7 tekilliği düzeltmek için bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk Orleans’tan Okeanos’a ve hatta eski Babil Uygarlığı’na kadar uzanır.
Arc 1.5: Epic of Remnant
Arc 2 başlamadan önce 4 bölümlük hikâye. Tekillik krizinin ardından Sözde Tekillik olarak ortaya çıkan tekillikleri ele almak ve varlıkları hakkında daha derin gizemleri çözmek için Fujimaru görevlendirilir.
Arc 2: Cosmos in the Lostbelt
Final tekillğinin tamamlanmasının ardından, Chaldea kendisini Goredolf Musik altında yeni bir yönetim altında bulacaktı. Goredolf“un, yabancı Tanrı olarak bilinen ve bilinmeyen bir varlıkla, Chaldea“yı ve mevcut insanlık tarihini yok etmek ve gezegeni Tanrılar Çağı“na geri döndürmek için komplo kuran gizemli bir organizasyon tarafından sadece bir günah keçisi olduğu ortaya çıktı. Şimdi kaçmakta olan Fujimaru, Mash ve Chaldea“nın hayatta kalan üyeleri, insanlığı kurtarmak için “Lostbelts“ adı verilen farklı zaman çizelgelerinde seyahat ediyor. Yedi Lostbelt“in her biri, bir Crypter, eski insan ustaları ve onların hizmetkârları tarafından temsil edilir; bunların her biri, insanlık tarihinin nihai kaderi için Chaldea’nın hayatta kalanlarının yanı sıra birbirleriyle rekabet halindedir. Ritsuka Fujimaru için, onları ya bir kurtarıcı yapacak ya da bir yok edici yapacak bazı ciddi kararlar ve fedakarlıklar yapmak zorundalar.
Şimdi geçelim Grand Order’ın anime uyarlamalarına.
Fate/Grand Order’ın şu an prolog tekilliğini anlatan bir filmi, 6. Tekillik olan Camelot’u anlatan 2 ayrı filmi, 7. Tekillik olan Babylonia’yı anlatan 21 bölümlük bir anime dizisi ve bunun bir de ön bölümü var, son tekilliği anlatan bir filmi ve son olarakta Fate/Grand Carnival adında bir parodisi mevcuttur. Bunların dışındaki özel bölümlere girmiyorum.
Proloğu anlatan First Order filmi iyi olmasa da yeterli, Camelot’u anlatan filmleri... Kesmişler işte hayvan gibi konuşmayak bunun hakkında ya. Babylonia anime uyarlaması bence gayet iyi yine kesilen sahneler var ama diğer uyarlamaların yanında altın madeni gibi. Son tekillikteki sorun ise oyunu oynamadığınız sürece herhangi bir karakteri tanıma ihtimaliniz yok. Aksiyon sahneleri hoşta aksiyona girenler kim acaba diye bakıyorsunuz işte ve bunun yanında gene kesilen çok sahne var. Grand Carnival ise tek kelimeyle mükemmel. Herhangi bir FGO oyuncusu kesinlikle izlemeli. Neyse bu kadarı yeter daha diğer eserler var yazmam gereken.
h.) Diğerleri
Kısaca diğer Fate eserlerinden de bahsedelim:
Fate/Strange Fake
2015“te başlayan ve Shidzuki Morii tarafından resmedilen Ryohgo Narita tarafından yaratılan devam eden bir hafif romandır. Fate/strange Fake 2009 yılı civarında geçiyor. Konu, Fuyuki“deki Üçüncü Kutsal Kâse Savaşı“ndan hatalı olarak kopyalanmış bir Kutsal Kâse Savaşı etrafında dönüyor. Üçüncü Kutsal Kâse Savaşı“nın sona ermesinden sonra, üye olarak Londra merkezli Mage Association“dan ayrı büyücülere sahip olan Amerika Birleşik Devletleri“nden bir organizasyon, Fuyuki“nin Kutsal Kâse Savaşı“ndan veri aldı ve kendi ritüellerini planladı. Yetmiş yıl sonra Snowfield şehrini kendi Kutsal Kâse Savaşları için Kutsal Topraklar olarak kullandılar. Ritüelin her yönünü başarılı bir şekilde kopyalayamadılar, bu da garip hizmetkârların çağrılmasına izin veren bir Kutsal Kâse Savaşı haline geldi. Bu seri 2 temmuzda A-1 Pictures tarafından bir anime uyarlaması alıyor.
Fate/Type Redline
Ryouji Hirano tarafından yazılan ve resmedilen bir mangadır. Bu hikâye diğer Fate serileriyle doğrudan bir bağlantı içerisinde değildir. Kanata Akagi, bir büyücü ailesinden gelmesine rağmen büyücü olmak istemeyen bunun yerine normal bir hayata sahip olmak isteyen biridir. Bir gün bir arkadaşı ona 75 yıl önce Tokyo“nun İmparatorluk Başkentini harap eden bir patlamanın doğaüstü varlıklar arasındaki bir savaştan kaynaklandığını iddia eden hafif bir roman verir. Rahmetli büyükannesinin eşyalarını karıştırırken yanlışlıkla onu 75 yıl önceye götüren bir kum saatini çalıştıran Akagi, hafif romanı yansıtan karakterleri görürken, Saber sınıfı hizmetkârı çağırarak Kutsal Kâse Savaşı’nın bir parçası olur.
Fate/Unlimited Codes
Cavia tarafından planlanan, Eighting tarafından geliştirilen ve Capcom tarafından yayınlanan bir dövüş oyunudur. Fate/Stay Night görsel romanına dayanmaktadır.
Fate/Tiger Colosseum
Capcom ve Cavia tarafından 13 Eylül 2007’de piyasaya PSP için sürülen Fate/Stay Night’a dayanan 3D bir dövüş oyunudur. Fate/Tiger Colosseum UPPER adlı devam oyunu da vardır.
Fate/Labyrinth
Fate/Prototype: Fragments of Sky Silver“ın yan hikayesi olarak görev yapan Fate/Labyrinth, Hikaru Sakurai tarafından yazılan ve Nakahara tarafından resmedilmiş tek ciltlik bir romandır.
Carnival Phantasm
Eri Takenashi tarafından oluşturulan bir Tsukihime parodi mangası olan TAKE MOON“a dayanan bir parodi animedir. Ayrıca resmi antolojilerde toplanan kısa çizgi romanlara dayanan hikâyeler kullanır. Fate ve Tsukihime serisinin karakterlerini çeşitli komedi durumlarına yerleştirir.
Today“s Menu for Emiya Family
TAa tarafından yazılan ve çizilen devam eden bir parodi mangadır. Ufotable tarafından yapılan bir anime uyarlamasına sahiptir. Fate/Hollow Ataraxia oyununun gün kısmına benzer alternatif bir evrende geçen bu hikâye, Beşinci Kutsal Kâse Savaşı karakterlerin çoğunun hayatta kalması ve birbirlerine karşı dostça davranmasıyla çözülüyor. Ana hikâyede birbirlerini öldüren elemanların beraber yemek pişirmesini izlemek isteyenler varsa koşsun.
6.Bölüm: Mahoutsukai no Yoru
Type-Moon tarafından geliştirilen ve yayımlanan bir Japon görsel romanıdır. Windows için ilk olarak 12 Nisan 2012“de Japonya“da piyasaya sürülmüştür. Aniplex tarafından 8 Aralık 2022“de Nintendo Switch ve PlayStation 4 için dünya çapında seslendirme özelliğine sahip geliştirilmiş bir sürüm piyasaya sürülecek. Bu roman oyuncuya daha az seçim verip daha düz bir hikâye anlatır. Ve Ufotable tarafından bir anime film uyarlaması duyuruldu.
1980“lerin sonlarında Shōwa dönemi“nin sonlarına yakın bir zamanda, Misaki Kasabası’ndaki eski bir konağın bir cadının evi olduğu söylenir.
Büyükbabası aniden Aoko“nun Aozaki ailesinin halefi olmasına karar verdikten sonra Aoko kendini büyücüler dünyasında bulur. O karardan sonra Aoko, Kuonji Malikanesi“ne taşınır ve malikanenin söylentili cadısı olan genç büyücü Alice Kuonji“den büyü öğrenmeye başlar. İkisinin büyü kullandığına tanık olan Soujuurou Shizuki’nin anılarını silecek bir rün bulana kadar beraber yaşamaya başlarlar.
Konu olarak diğer Type-Moon eserlerinden daha basit olabilir ama şimdi beni iyi dinleyin çok önemli bazı detaylar var.
Lisedeyken Neon Genesis Evangelion’dan ilham alan Nasu 1996’da ilk roman çalışması yani Mahoutsukai no Yoru’yu yazdı. Yani anlayacağınız Mahoutsukai no Yoru, Nasuverse’ün ilk hikâyesidir. Yaklaşık 400 sayfa yazan Nasu, meslektaşlarıyla birlikte önlerindeki on yıl boyunca böyle bir eser yazamayacaklarını düşündüler. Buna rağmen 1996’da katıldıkları birkaç yazı yarışmasında da başarısız oldu. Bundan sonra Nasu hikâyeyi Fujimi Shobo’ya* göndermeye çalıştı ancak hikâyeyi 350 sayfanın altında tutmakta zorlandığından romanı yayımlamadan bıraktı.
Bu bilgi burada dursun gelin bir konuya daha değineyim. Biliyorsunuz ki böyle kocaman evrene sahip serilerde evren yapısı, evrenin detayları oldukça önemlidir. Ancak Nasuverse’ün şu ana kadar çıkmış olan herhangi bir animesinde bu evrenin detayları hakkında aşırı fazla boşluklar vardır. Bunun sebeplerinden biri anime uyarlamalarının özet olması da var ama orijinal eserlerinde bile hâlâ daha boşlukta kalan yerler vardır. Ne de olsa Kara no Kyoukai, Tsukihime ve hatta Fate serilerinin bile anlatmaları gereken Vampirler, Gerçek Atalar, Kahramani Ruhlar gibi gibi daha tonla sayacağımız konuları var. Yani anlayacağınız Kara no Kyoukai, Tsukihime ve Fate, Nasuverse’ün o basit evren temellerine odaklanmadan kendi hikâyelerini anlatır o yüzden bazı konularda eksiklik çekersiniz. İşte o eksiklikleri kapatacağınız yer Mahoutsukai no Yoru’dur. Demek istediğim bu biraz uzattık ama olsun.
*Hafif roman, manga vb. eserlerde uzmanlaşmış bir Japon yayıncı şirketi
7.Bölüm: Genel Bir Toparlayış
Sizin için aşağıya bir timeline haritası koyacağım. Bakmanız daha tehlikeli olur gerçi ama olsun. Bazı kategorilere göre sıralama yaptım bunlardan herhangi birine karar verip yardırabilirsiniz. “...” “istediğiniz bir seriyi izleyin” anlamında kullanılmıştır. Öncelikle Kara no Kyoukai filmlerinin izlenme sırasını kronolojik olarak vereyim gerisini toplu veririz; Kara no Kyoukai 2: Satsujin Kousatsu (Part 1) - Kara no Kyoukai 4: Garan no Dou - Kara no Kyoukai 3: Tsuukaku Zanryuu - Kara no Kyoukai 1: Fukan Fuukei - Mirai Fukuin – Extra Chorus - Kara no Kyoukai 5: Mujun Rasen Kara no Kyoukai - 6: Boukyaku Rokuon Kara no Kyoukai - 7: Satsujin Kousatsu (Part 2) – Epilogue(8. Film) - Mirai Fukuin
Sadece animelerini düşünen arkadaşlar içinse; Kara no Kyoukai – Fate/Stay Night – Fate/Stay Night UBW – Fate/Stay Night HF – Fate/Zero – Lord el Melloi ... – Fate/Apocrypha - Fate/Grand Order First Order – FGO Camelot filmleri – FGO Babylonia – FGO Solomon – Fate Extra – Fate/Kaleid (Stay Nighttan sonra istediğiniz yerden izleyebilirsiniz)
2006 yapımı Fate/Stay Night yani Fate rotası ne kadar sevilmese de (uyarlama olarak) yine de lore için izlenilir. Tsukihime animesine bulaşan olmasın zaten es geçiyorum onu. Mahoutsukai no Yoru filmi çıktığında onu ilk sıraya alabilirsiniz. Bir de Zero’yu Stay Nighttan önce izleyenler var ama Zero sizin zaten Stay Night’ı bildiğinizi varsayar. O yüzden başta pek bir şey anlamamanız gayet olası. Kronolojik olarak tüm eserler; Mahoutsukai no Yoru – Fate/Zero – Kara no Kyoukai – Tsukihime – Fate/Stay Night – Lord el melloi – Fate/Hollow Ataraxia – Fate/Grand Order – Fate/Extra Başka fate serileri de var da gerek yok onlara. Stay Nighttan sonra izleyin yeter.