[size=4]Manga kültürünün en cezbedici yönlerinden biri; manga sanatçılarına, akıllarındaki olay örgüsünü görüntüsüyle birlikte, bütçe engeline takılmadan oluşturma imkânı sunmasıdır. Hayal gücünün okkalı darbeleri, yazı ve çizim aracılığıyla, belli bir düzende sayfalara aktarılır. Böylece okuyucuya olayları ilk elden deneyimleme, yani manga sanatçısının kronolojisi ve bakış açısından takip etme fırsatı verilir. Aynı zamanda çıkarılan seslerin, hatta hareketlerin sayfalar üzerinde ifade edildiği düşünülürse manga, kültürüyle beraber, aklın hazinelerini ortaya çıkarabilmek için sağlam bir hikâye anlatma zemini oluşturur. [/size]
[size=4]Bu zeminin nasıl değerlendirileceği tartışmalara açıktır. Günümüzde manga kültürü, çoğunlukla ticari amaçlar doğrultusunda şekil bulsa da bu kültürün dünyaya açılması ve küresel bir değer hâline gelmesi yalnızca an meselesidir. Küreselleşme ise kuşkusuz, şimdiye dek gördüğümüz başyapıtlardan çok daha güçlü mangaları, bambaşka üsluplarla ve kültürlerle karışıp zenginleşmiş biçimde önümüze serecektir. Sonuç olarak manga, farklı kültürlerin farklı zenginliklerinin katkısıyla, emsalsiz öykülerin maddi çıkar güdülmeksizin anlatıldığı birleştirici bir güç olma potansiyeline sahiptir. Potansiyeline ulaşacak gibi de gözükmektedir. [/size]
[size=4]Manganın bir fikir aktarım aracı olarak evrenselleşme yolu, onu sayılı ülkenin tekelinden kurtarmaktan geçer. Bir bakıma manga, ürünlerin dünya genelinde tanıtılmasıyla hâlihazırda[/size] [size=4]evrenselleşmekte, uluslararası bir ifade biçimine evrilmektedir. Yine de dünyanın çeşitli sorunlarına değinme ve kitleleri sarsma konusunda hâlen çok yetersizdir. Bu durum için birçok sebep sayılabilir ama bu sebeplerden hiçbiri küreselleşmenin zayıflatamayacağı kadar güçlü değildir. [/size]
[size=4]Örneğin edebiyat; nispeten çok daha çetrefilli, karmaşık düşünceler içeren bir kültür ve alan olarak değerlendirilir. Bu karşılaştırma, manga dünyasının şimdiki durumu için geçerli sayılabilir ama gelecekteki vaziyet hakkında en ufak bir bilgi vermez. Manganın kendine has özellikleri olan okunma şekli, sayfa düzeni ve değişkenlik gösteren çizim tarzları, yüzeysel konulardan sıyrılıp benzer derecede karmaşık konuları ele alırsa nasıl eserler okuyacağımızı kim tahayyül edebilir? Şahsen, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sının gerçek bir manga sanatçısının elinde alacağı özgün biçime şahit olmak isterdim.[/size]
[size=4]Büyük kısmı Japonya’nın elinde olan manga dünyasının yayıncıların para odaklı anlayışıyla gelişemeyeceği açıktır. Para odaklı anlayış; belirli dönemlerde, konu iskeleti ve çizim açısından birbirinin tıpkısı mangaların seri üretiminden bizzat sorumludur. Şimdilerde fazlasıyla aşina olduğumuz kopya üretimler de para odaklı kıt anlayışın birer örneği niteliğindedir ve manga kültürünün kendi kendini aşağılamasına yol açar.[/size]
[size=4]O hâlde manga çöllerindeki bu yaratıcılık kuraklığının çözümü nedir? [/size]
[size=4]Değindiğim üzere, küreselleşme hayatın her yönüne dokunmuş, daha öncesinde genellikle Japonya’nın kendi sınırları içinde kalmış olan manga kültürünü de etkilemeyi ihmal etmemiştir. Bu yaygınlaşma ve tanınma sürecinde sayısız manga yabancı dillere çevrilip kendi hayran kitlesini kazanmıştır fakat yayılmanın ilk adımı, yalnızca ticaret kapsamının genişlemesi anlamı taşımıştır. Böylece kitlelerin en çok tercih ettiği özellikler, yapbozun parçalarını birleştirir gibi tekrar tekrar bir araya getirilmiştir. Henüz ilk adımda bulunduğumuzdan, yayıncıların gözünde manganın eskisinden çok daha fazla para kazanmanın bir kapısı görevini üstlendiği aşikârdır. Nedeni ise alıcı kitlesinin büyümesidir. [/size]
[size=4]İlk bakışta, manganın uluslararası tanınırlığı her ne kadar sadece ticareti güçlendiriyor gibi gözükse de aynı zamanda, hevesli sanatçılara manga üretme yollarını da öğretmektedir. Sanatçıların eser ortaya çıkarmak amacıyla mangaya yönelmesi, bu kültürü birkaç ülkenin tekelinden kurtarmanın kaçınılmaz başlangıcıdır. Sanatçılar, çoktan işlenmiş konuların kıskacından kurtulup manga kültürüne özgünlüklerini katmaya başladıklarında, manga maddiyatın gölgesini sonunda terk edebilecektir. [/size]
[size=4]Evrensel kapsamdan Türkiye kapsamına indiğimizde, Türk manga sanatçılarının payına büyük bir sorumluluk düştüğünü görürüz. Şu anda çok az sayıda olsalar da zamanla, manga kültürünün Türkiye yansıması olacaklarından ve Türkiye’nin bu kültüre katabileceklerini temsil edeceklerinden kritik önemde olacakları açıktır. Doğru yolda ilerledikleri takdirde, verecekleri emek ve eserlerine katacakları yaratıcılık, yabancı ve kaliteli bir mangadan çok daha fazla yankı uyandıracak ve takdir edilecektir şüphesiz. [/size]
[size=4]Yazdıklarımda vurgulanması gereken en mühim nokta, “Türkiye’nin manga kültürüne katabilecekleri”dir. Kültürümüzü ve dilimizi iyi işleyerek mangaları tam anlamıyla Türkçeleştirmediğimiz ve bu ilkeyle manga üretmediğimiz sürece, bir yanımızı belki de asla tatmin edemeyecek mangaları okumayı sürdüreceğiz. [/size]
[size=4]Ülkemizde henüz tam olarak bilinmeyen manga kültürünün doğru olarak tanıtılması, bu camiada yer alan herkesin bir parçasını oluşturduğu bir görevdir. Çevirmeninden düzenleyicisine, okuyucusundan Türk manga sanatçısına kadar herkes bu sorumluluğun bilincinde hareket etmelidir çünkü Türkiye, manganın anlamını sizin ürünleriniz sayesinde bilmektedir. Türkiye’de “manga”nın karşılığı sizsiniz, biziz.[/size]
[size=4]Özetlemek gerekirse manga kültürü, küreselleşmenin etkisiyle çok daha fazla insana ulaşmıştır. Ne yazık ki buna en çok sevinenler para kazanma odaklı yayıncılar olmuştur. Böylece para kazandırdığını gördükleri hikâyeleri ve ayrıntıları içeren mangalarda seri üretime geçmişlerdir. Bu manga sanatçılarının yaratıcılığını kısıtlayan ve mangaları tektipleştiren[/size] [size=4]bir durumdur. [/size]
[size=4]Tek çözüm ise küreselleşmenin ortaya çıkaracağı yeni ve sınır tanımayan manga sanatçılarıdır. Manga kültürü, ancak onlar sayesinde ticaretin ve kısıtlamaların elindeki bir oyuncak olmaktan çıkıp gerçek bir fikir aktarımı aracına dönüşebilecektir. Sonunda da edebiyat veya sanatın diğer dalları gibi uluslararası bir kültür hazinesi olabilecektir. [/size]
[size=4]Doğal olarak Türkiye de bahsettiğimiz tartışmanın bir ayağıdır. Manga kültürünün ülkemize tanıtılmasında hepimize iş düşüyor. Yine de mangayı ticaretin elinden kurtaracak ve Türkçeye tam anlamıyla kazandıracak olan asıl kişiler, maddi çıkar yerine kalite ve kültüre uygunluk gözeten Türk manga sanatçıları olacaktır. [/size]
[size=4]İmza: cuoredipietra[/size]