Yukarı Çık




4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6 

           
Leo, tüm yaşadıklarının ağırlığı altında ezilmişti. Zihninde dönüp duran sorular, korku ve yorgunluk bedenini tüketmişti. Günlüğü sıkı sıkı göğsüne bastırarak yolda ilerlemeye çalışıyordu, ama adımları tökezler olmuştu. Açlık, susuzluk ve bitkinlik, onu yavaş yavaş teslim alıyordu. Bir köprünün üzerine geldiğinde, başı dönmeye başladı. Elleri titriyor, gözleri bulanıklaşıyordu. Bir an için dengesini kaybetti ve yere yığıldı. Elindeki siyah kaplı günlük, köprünün kenarından kayarak aşağıya, derin bir uçuruma düştü. Leo, kitabı almak için uzanmak istedi, ama kollarında güç kalmamıştı. Gözleri kapanırken, son bir çabayla kollarından destek alarak düşmemeye çalıştı. Ama nafile. Bedeninin tüm direnci kırılmıştı ve köprünün soğuk taşlarına yığıldı.

Tam bilinci kaybolurken, ağır bot sesleri duydu. Gözlerini araladığında, üzerine doğru gelen bir grup asker gördü. Bunlar, daha önce karşılaştığı hükümet askerlerinden tamamen farklıydı. Hepsi siyah zırhlar içindeydi; zırhları parlak, ama ürkütücü bir şekilde ışığı yutuyor gibiydi. Yüzlerini örten kasklar, onlara insan dışı bir hava katıyordu. Askerlerden biri, Leo’nun yanına eğildi ve kolunu inceledi. Leo’nun kolunda, garip, anormal bir kızarıklık vardı – kırmızı, neredeyse nabız gibi atan bir iz.

Askerlerin arasında, diğerlerinden daha heybetli bir figür belirdi. Komutanlarıydı; zırhı diğerlerinden daha karmaşık, omuzlarında keskin metal işlemeler vardı. Leo’ya yaklaştı, soğuk bir ifadeyle kolunu inceledi. Bir an duraksadı, sonra mırıldandı: “16-17 yaşlarında... Muhtemelen dondurma ameliyatı geçirmiş.” Sesi, şaşkınlıkla karışık bir kesinlik taşıyordu.

Askerler, komutanın bu tepkisine şaşırdı. Biri, “Ne oldu, komutanım?” diye sordu.

Komutan, Leo’nun kolunu sertçe tuttu, öyle ki Leo’nun zayıf bedeni sarsıldı. “Bu çocuk,” dedi, sesi ağır ve kararlı, “o ameliyatı zaten geçirmiş.” Elini Leo’nun koluna bastırdı, ama deri üzerinde hiçbir iz kalmadı. “Elimin izi kalmıyor. Bu, hastalığın donduğunun bir işareti.”

Askerler birbirine bakıştı, anlamaya çalışıyorlardı. Komutan devam etti: “Bu çocuğu hemen hastaneye götürün. Orada daha net anlaşılır. Hangi seviyede olduğunu belirlesinler. Çabuk!”

“Emredersiniz, komutanım!” dedi bir asker, hemen harekete geçerek. Leo, bu konuşmaları bulanık bir bilinçle duyuyordu. Gözleri kapanırken, zihninde tek bir düşünce yankılanıyordu: Dondurma ameliyatı... Ben mi? Ne seviyesi? Ama daha fazla düşünemedi. Bayıldı, karanlığın içine gömüldü.

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6