Yasuke Saito normal bir lise öğrencisidir. Yani, hayatının son 6 ayını hatırlamaması dışında yeterince normal. Ancak kendisini tanıdıklarını iddia eden ve onlara korkunç şeyler yaptığını söyleyen insanlarla karşılaşmaya başladığında; Yasuke, bu 6 ayı hatırlamasının onun için hayati öneme sahip olduğunu fark eder. Aksi takdirde dolabındaki iskeletler onu da bir iskelete çevirebilir...
Yenildikten ve esir alındıktan sonra, ejderha avcısı Leon, Gümüş Ejderha Kraliçesi’nin esiri oldu. Ölümün farkındalığıyla, kraliçeyi lanetlemek için yasak büyü kullandı, ancak beklenmedik bir şekilde kraliçe kontrolünü kaybetti. Bunun kraliçenin hayatının geri kalanında utanç içinde yaşamasına neden olacağını ve ejderha avcısının görevine layık olacağını düşündü. Ancak iki yıl sonra, Leon gözlerini açtığında, yanında kuyruklu küçük bir ejderha kız vardı
On üç yıl önce, Zehir Kraliçesi adında korkunç bir canavar Yeşim Krallığı’na saldırdı. Cesur bir maceracı grubu onu yendi, ancak bu süreçte içlerinden biri bir lanete yakalandı. Hayatta kalabilmek için bu laneti kendi oğluna aktarmak zorunda kaldı. Doğduğundan beri lanetli bir çocuk olarak hor görülen Caim Halsberg, rahmetli annesi ve ailesi için çalışan hizmetçi Tea dışında herkes tarafından nefret edilmektedir. Babası ve ikiz kız kardeşi malikanelerinde yaşarken, Caim bir orman kulübesinde tek başına yaşamak zorunda kalır. Ancak bir doktor ona lanetin üstesinden gelmesi ve gücünü ele geçirmesi için yardım edince her şey değişir. Artık Zehir Kralı olan Caim, tek dileğini gerçekleştirmek için bir yolculuğa çıkar ama zehirinin tanıştığı güzeller üzerinde oldukça tuhaf bir etkisi olacağını hiç düşünmemiştir!
Rahibe Alicia Snowell, gün ışığında kendini kutsal kiliseye ve takipçilerine hizmet etmeye adamış, tanrıların sadık ve fedakâr bir gelinidir. gölgede ise kilisenin en iyi engizisyoncularından biridir ve ne pahasına olursa olsun sapkınları avlamak ve ortadan kaldırmakla görevlidir. Alicia’nın son görevi, artan şöhreti kilisenin siyasi gücünü gölgede bırakma tehdidi yaratan, kudretli İblis Lordu’nun katili Kahraman Elcyon’a suikast düzenlemektir. Alicia’nın ilahi korumaya sahip, sözde öldürülemez Kahramanı öldürmek için önce Elcyon’un kalbini kazanması gerekmektedir. Yalnızca bir sorun vardır: Elcyon, Cion adında bir kıza dönüşmüştür! Alicia ne yapacağını şaşırır ama bir kızı nasıl baştan çıkaracağını bulmaya çalışırken, ufukta daha fazla sorun belirmektedir. İblis ordusunun kalıntıları hâlâ ortalıkta dolaşırken, Alicia ve Cion birbiri ardına ölümcül doğaüstü savaşlarla yüzleşiyor! İki kızın iç içe geçen yolları onları nereye götürecek?
Shinichi Honda, sözleri veya eylemleri için hiçbir filtresi olmayan bir öğrencidir. Bir lise birinci sınıf öğrencisi, asil ve kibar ama bir tuğla kadar açık sözlü, fikrini tereddütsüz söyleme eğiliminde. Aynı okulda, inanılmaz bir görev bilincine sahip kamu ahlakı komitesinin bir üyesi olan Mako Wakamiya yer almaktadır. Uzaktan, soğukkanlı ve toplanmış gibi görünüyor, ancak açıkça görülemeyen, bir bakire kalbine sahip tam bir ahmak olduğu gerçeğidir. Shinichi ve Mako ilk kez gözlerini kilitlediklerinde, her biri yürekten kendi garip durumlarına kapılırlar. Birbirlerinin yanından geçtikleri o kısa an, birbirlerinin tuhaf görünüşü karşısında onları şaşkına çevirir. Aylar sonra, komite görevindeki Mako, Shinichi’den yetişkin bir mangaya el koymak zorunda kaldığında felaket meydana gelir. Shinichi, Mako’yu tüm okulda gürleyen bir kovalamacaya götürürken neşe başlar. Kulakları sağır eden ikili giderek daha sık bir araya geldikçe, belki ikisinin iyi geçinebileceğine dair bir umut olabilir mi?
Yağmurun ıslattığı uzun düz saçlar, beyaz bir elbise, ilk aşkı. Bu belirsiz kombinasyon yüzünden bayılmıştı. Görmek istediği biri olduğu için değil, yağmurun altında duran kadının bir hayalet olduğunu düşündüğü için bayılmıştı. Sonunda aynı yere geri döndü. Belki de o ince sıcaklığı gizleyemeyen ama aynı zamanda hiçbir şey istemeyen gözleri özlediği içindi. Anılarına hükmeden kadın şimdi tüm benliğini aşındırmaya başlamıştı.
Juuzou ilkokulda sınıf arkadaşları tarafından işkenceye maruz bırakılır ve ikinci bir kişilik geliştirir. Yıllar sonra, Juuzou üst katındaki daireye taşınan, zorbalarından biri olan Akai ile çalışmak zorundadır. Zaman ilerledikçe Juuzou’nun intikam saplantısı olan ikinci kişiliği kontrolü ele geçirir ve psikopat bir katile dönüşür.
sarayın derinliklerinde sadece Kuzgun Eş olarak bilinen gizemli bir kadın yaşamaktadır. bazıları onun yaşlı bir kadın olduğunu söylerken, bazıları genç ve güzel olduğunu söylemektedir. ancak herkes şu konuda hemfikirdir: onun karanlık sanatları ruhları kovma, ölümcül lanetler bırakma ve kaybedilenleri bulma gücüne sahiptir - bir bedel karşılığında. Genç imparator Koushou, bu büyüden faydalanmak için Kuzgun Eş’i aradığında, olanlar sarayı ve hatta belki de ülkeyi altüst edecektir.
Üniversite birinci sınıf öğrencisi Yuu Isshiki, hayatında ilk kez, kız arkadaşı Karen’in kulüpten üst sınıfı olan Kamokura ile birlikte olduğunu öğrenir. Yaşadığı şok, öfke ve çaresizlikle, bir anlık dürtüyle Kamokura’nın kız arkadaşı Touko’yu arar ve ona şöyle der: “Lütfen benimle seviş, Touko-senpai!“ Madem aldatıldın, o zaman intikamın da aynı şekilde olmalı! Dört üniversite öğrencisinin akıl ve bedenleri arasındaki karmaşık ilişkileri konu alan, çok konuşulan bir “intikam“ romantik komedisi! Bu şok edici hikaye şimdi manga formatında!
“Bütün halkım öldü… Elimden gelenin en iyisini yapmak istedim. Nazik bir imparatoriçe olmak istedim. Neden…” Yaraları onu çok yıprattı … Günlerce işkence edip sevdiği herkesi öldürdükten sonra imparator, İmparatoriçe’yi karlı dağlarda terk etti. Bu yoğun kar yağışında eski İmparatoriçe Rosellin pes etmişti ve ölümü kabul etmeye hazırdı. Ailesi, arkadaşları, imparatorluk halkı için yaptığı tüm sıkı çalışmaları… Yaşamaya devam etmesi için hiçbir sebep kalmamıştı. Bu yüzden bu beyaz battaniyenin üzerine uzandı, vücudu neredeyse donuyordu ve beyaz karın siyaha boyanmasını izledi. İlk başta, soğuk acı vericiydi, ama acı hızla azaldı ve bu yüzden donarak ölmenin o kadar da kötü olmayabileceğini düşündü. “Bu karlı tarlayı yönetiyormuşsunuz gibi tek başına uzanarak ölümüne zulüm görmek…” O adam. “Artık hayatına ihtiyacın yoksa… o zaman affedersin, ben alıyorum.” o düşman general, Tamon Krasis. “Artık benimsin İmparatoriçe.” o terk edilmişti, ama general, onu çaldı ve götürdü. İmparatoriçe’yi kim kaçırdı?
2000 yıllarında uzaylılar tarafından japonyaya yapılan saldırı için açılan şirketin ilerlemesi
Katagiri Yuuichi, arkadaşların paradan daha önemli olduğuna inanmaktadır. Ancak parasızlığında ne kadar zor olduğunun bilincindedir. Yapacakları okul gezisi için sıkı bir şekilde çalışıp para biriktirmektedir, çünkü arkadaşlarına beraber gideceklerine dair söz vermiştir. Ancak okulda geziye gidecek olan bütün sınıflardan para toplandıktan sonra toplanan para çalınır ! Şüpheliler Yuuichi’nin yakın arkadaşları Sawaragi Shiho ve Shibe Makato’dur.Kısa bir süre sonra Yuuichi ve 4 arkadaşı kaçırılır. Tuhaf bir odada, önlerinde kısa süren bir animenin ana karakterini görürler. İdda ettiğine göre, aralarından biri onları "Arkadaşlık Oyununa" sokmuş ve 5 arkadaşın birlik olarak onun borcunu ödemesi gerekiyormuş. Üstüne üstlük ödenmesi gereken borç, bütün sınıflardan okul gezisi için toplanan 20 Milyon Yendi. Yuuichi ve arkadaşları birbirlerine olan inançlarını yok edecek bu korkunç oyunu tamamlamayı başarabilecekler mi ?
Mangamız elleri yerine ayaklarını kullanmayı tercih eden Komura ve nakil olduğu okulda yeni tanıştığı Tsukinaga hakkında. Çıplak ayaklı bir aşk komedisi şimdi başlıyor...
Honey Kisaragi, Katholik okuluna giden bir kızdır; ama babasının öldürülmesi ile her şey değişecektir. Bir android olduğunu öğrenen Honey, babasının katili Panther Claw isimli bir organizasyona savaş açar. 1973 tarihli bu manga, manganın belki de en çılgın isimlerinden biri olan Go Nagai’nin en ünlü mangalarından biridir.
Mina, Whitby Okulu’nun ilk ve tek kız öğrencisi olarak kendine yer edinmeye çalışırken, akademiye ve şüphesiz öğrencilerine şeytani bir dehşet salınır: Kont Drakula. Ancak bu tarifsiz kötülük, sevgilisi Lucy Westenra’yı ele geçirdiğinde, Mina diğer öğrencilerle güçlerini birleştirmeye ve tüm gücüyle ona karşı savaşmaya hazırdır.
LiEat’in genel hikayesi, sürekli kimlik değiştiren ve kendini bilgi satıcısı olarak tanıtan Leo adında bir adam ile Efi adında yeni doğmuş bir ejderhanın etrafında şekillenir. Efi’nin özel bir yeteneği vardır: İnsanların söylediği yalanları duyabilir ve bu yalanlar fiziksel canavarlar olarak somutlaşır. Efi, bu “yalan-canavarları“ yiyerek beslenir ve varlığını sürdürür. Hikaye, Leo ve Efi’nin kasabadan kasabaya yaptığı yolculukları takip eder. Gittikleri her yerde, yalanlar üzerine kurulu yerel gizemler ve sorunlarla karşılaşırlar. Leo, bir dedektif gibi davranarak olayların ve kişilerin ardındaki gerçeği araştırırken, Efi de söylenen yalanlardan doğan canavarlarla savaşır. Üç bölümden oluşan serinin her bir bölümü, farklı bir kasabada geçen bağımsız bir gizemi konu alır. Bununla birlikte, bu bölümler boyunca ilerleyen ana bir hikaye örgüsü de mevcuttur. Bu ana hikaye, Leo’nun gizemli geçmişini, neden sürekli seyahat ettiğini ve Efi’nin bir ejderha olarak doğasının ardındaki sırları yavaş yavaş ortaya çıkarır.
Mükemmel düzen ve kontrol üzerine kurulu, steril bir gelecekte yaşayan Elian, “Stabilizatör“ adı verilen ilaçlarla bastırılmış bir zihne sahiptir. Ancak bir gün, gerçeklikle bağını koparan halüsinasyonlar görmeye başlar: Kaybolmuş bir şehir, gizemli bir kız ve ondan bir şeyler isteyen fısıltılar. Elian, deliliğin sınırlarında gezinirken, yaşadığı dünyanın bir yalan mı, yoksa zihnindeki kayıp şehrin mi gerçek olduğunu sorgulamak zorunda kalır. Bu, sahte anılar, gizli bir toplum ve gerçeğin ne anlama geldiğine dair bir savaştır.
İki genç tanışırlar, dost olurlar ve sonra aşk başlar. Charlie ve Nick aynı okula gitseler de daha önce hiç karşılaşmamışlardı… Bir gün aynı sırada oturmaya başlayıncaya kadar. Daha ilk hafta bitmeden ayrılmaz ikili olmuşlardı bile. Fakat Charlie, hiç şansı olmadığını bilmesine rağmen Nick’e çok fena tutulmuştu. Her ikisi de hislerini sorgulamaya başlarken, aşkın onlara bir sürprizi vardı.
Bir gün aniden Seul’ü vuran korkunç varyasyon virüsü! Seul’e bir okul gezisine giden Yeon-u, genellikle karşılıksız aşk yaşadığı aynı sınıftan Soyon ile tanışabileceği fikrine çok sevinir. Seul’de gezerken Yeonwoo-ne Sınıfı’nın önünde tanımlanamayan hücreler belirdi. Temas ettiklerinde enfekte olanı vahşi bir figüre dönüştüren hücreler yüzünden oyuncular gibi sınıf arkadaşlarının matematik gezileri de cehenneme döner...! Yeon-so Seul’den sağ salim kaçabilecek mi?
Evinde asılı olarak öldürülmüş bulunmuş ünlü, zengin bir iş adamı. İsmi Edward Vane. Dört tarafı denizlerle çevrili bir adada terkedilmiş bir otel. Seneler sonra otelden gelen gizemli bir davetle davetliler otele toplanırlar. Ve konuştukça her biri Edward Vane’nin tanıdığı olduğunu keşfeder. Her biri de Edward’a zamanında kötülük yapmıştır. İşler bu noktadan sonra tuhaflaşmaya başlar. Otelde peşin sıra cinayetler İşlenmeye başlanır. Edward’ın soruşturmasında görevli olan ve katili bulamayan dedektif Raven’da adadadır ve daha fazla kişi ölmeden katili bulmak zorundadır.
Olayların geçtiği yer, 8 yıl önce de bir kaçırma olayının yaşandığı, aynı anda bir kaçırma ve bir dizi cinayetin işlendiği kırsal bir şehirdir. Kurbanlar, kompulsif yalancı “Mii-kun“ (anlatıcı) ve “Maa-chan“ (Misono Mayu) yeniden bir araya gelir ve kaçırılan çocukların Mayu’nun dairesinde olmasına rağmen birlikte yaşamaya başlarlar...
Sen sandığın kişi değilsin. Ve burası doğduğun yer değil.“ Eski bir Japon evinde, dönen bir pervane sesiyle gün doğarken, genç bir kız her sabah aynı şekilde uyanır. Ne zamanın geçtiğini bilir, ne de dışarıdaki dünyanın değiştiğini. Ona bir isim verilmemiştir. Çünkü kimliğini hatırlaması istenmemektedir. Yalnızdır… ama asla gerçekten tek başına değildir. Aynalar, onun geçmişini izler. Fısıltılar, her gece ona bir ismi unutturur. Ve duvardaki notlar, kendi el yazısıyla yazılmıştır – ama hatırlamaz.
Kaoru giriş sınavlarına çalışırken, odasında tanımadığı bir kızla karşılaşmaya başlar...!?
EDEN bir güç değil. Evrenin tasarımındaki bir çatlağın adıdır. ⸻ Yakın gelecekte insanlık, “Eden” olarak bilinen bir olguyla karşılaşır. Bu, kuantum parçacıkları arasındaki boşluklardan geçerek anında ışınlanmayı sağlayan, doğanın yasalarını bükebilen bir fenomen. İlk bakışta kurtuluş gibi görünür. Ama her kullanım, evrenin ritmini bozar. Ve doğa, buna tepki verir. Eden’in gerçek bedeli zamandır — ama bu zaman, evrenden değil, kullanıcının kendi ömründen çalınır. Eden, iradeyle değil, içgüdüyle çalışır. Korkuyla. Ölümle yüzleştiğinde. Ya da sadece kaçmak isterken. Kimi insanlar bu gücü kullandıklarında ilahi bir huzur hisseder. Kimi, parçalanmış zaman algısı içinde kim olduğunu unutur. Kimi, her ışınlanmadan sonra çığlık atar ya da güler. Herkesin zihni farklı şekilde kırılır. Ve bazıları… sadece sessizleşir. ⸻ Hikâye, ailesini trajik bir saldırıda kaybeden Kozuki ile başlar. İlk Eden geçişi, tamamen içgüdüseldir. Bilinci bile yoktur. Ama bu an, Eden’in yayılmaya başladığı andır. Kozuki kurtarıcı olmak ister. Ama ne kadar çok kullanırsa… o kadar çok çözülür. ⸻ EDEN serisi, her ciltte (“Guild”) farklı bir karakterin, farklı bir yaşamın hikâyesini anlatır: • Bir devlet bilim adamı, Nullum adı verilen Eden’i durdurabilen maddenin içinde kalan test deneklerinin ölümüne tanıklık eder. • Yıkılmış şehirlerde hayatta kalmaya çalışan iki kardeş, birbirlerini korumaya çalışırken sessizliğe gömülür. • Quantus bağımlısı ebeveynlerinin çöktüğünü izleyen küçük bir kız, hayal ile gerçek arasındaki çizgide tek başına yürür. • Bir protestan grubuna sızan kadın, geçmişte sebep olduğu trajedinin kurbanıyla yüzleşir. • Devlet adamları, Nullum kalelerinde saklanır ama halkın adaletinden kaçamaz. • Ve son ciltte… dünya artık sessizleşir. Geriye sadece çocuklar kalır. ⸻ Ama Eden orada durmaz. İnsan yok olduğunda, Eden kalır. Kullanıcılar yok olduğunda, kullanamayanlar kalır. Ve Eden, onlara da bulaşır. Çünkü Eden, bir bedenin içinden geçtiğinde yayılır. İnsanlar bu gücü hisseder. Ve hissettikleri anda… öğrenmiş olurlar. Öğrendikten sonra da… kullanmamak neredeyse imkânsızdır. Tıpkı bir kelime gibi: Bir kez duyduğunda artık unutamazsın. Eden de böyle işler. Öğrendiğinde, artık senden çıkmaz. ⸻ EDEN bir kurtuluş hikayesi değildir. EDEN, bir çürümenin, bir çözülüşün kroniğidir. Anıların… Devletlerin… İnsanlığın… Her cilt kendi içinde bağımsızdır; ama hiçbir şey gerçekten bitmez. • Bir bölümdeki flaş bellek, başka bir bölümde kutsal bir belgeye dönüşebilir. • Kurtarılan çocuk, gelecekte bir tirana dönüşebilir. • Hiçbir şey aynı kalmaz. Çünkü Eden, her şeyi parçalayarak birbirine bağlar. ⸻ Ve hikâye sona erdiğinde, ne zafer kalır… ne alkış… sadece küllere karışmış bir isim: İnsanlık Ve toprağa dönen sessizlik.
Smother Me Serisinin Özeti Baskıcı Detroit şehrinde, Akio babası tarafından satılır ve “Yılan” olarak bilinen bir suikastçı olur. Günbegün sadece emirleri yerine getirir. Ancak bir gün, kör bir kızla tanışır ve hayatında yeni bir anlam bulur…!
Hachimitsu Koleji, Tokyo’nun dış kesimlerinde bulunan ve öğrencilerinin hepsi seçkin hanımlardan oluşan bir okuldur. Fakat yeni dönem henüz kapıdayken bir gelenek hiçe sayılır. Okula tarihi boyunca ilk defa erkek öğrenci alınmasına izin verilir ama daha okulun ilk günü iken sadece beş delikanlı okula kabul edilir. Kiyoshi Fujino’nun da etrafı gece gündüz kızlar ile çevrili olacağı için kalbi yerinden çıkacaktır neredeyse. Lakin onu bekleyen çarpıcı olayların henüz farkında değildir
Zorbalığa uğrayan lise öğrencisi Lin Yuan, trajik bir trafik kazasında hayatını kaybeder. Ancak, kendini bambaşka bir dünyada, Godzilla benzeri bir canavar olarak yeniden doğmuş bulur. Bu yeni dünyada en güçlü yaratık olmayı kafasına koyan Lin Yuan, belirli bir sistem vasıtasıyla “Evrim Puanları“ kazanıp kendini güçlendirmeye ve evrimleşmeye adar.
Güzel bir kıza dönüşüp kendini kaptıran bu eski ihtiyarları sadece korkunç tecrübeler mi bekliyor? Akıbetleri karma mı yoksa mutlu bir son mu? Cevabı bulmak size kalmış!!
Tokyo’da, kurbanların tüm kanlarının vücutlarından boşaltıldığı şüpheli vakalar meydana geliyor. 10 yıl önce öldürülen sevgilisinden intikam almak isteyen bir dedektif olan Mikogami Keiji, suçlu olan ’İki yüzü olan adam’ peşinde. Onu gözlemleyen gümüş saçlı kızın kimliği nedir…? Bu seri Türkçe Manga’ya aittir. Bölüm yüklemesi yapmayınız.
İnsanlar artık besin zincirinin tepesinde değil. “İnsektor” olarak bilinen yaratıklar aramızda gizleniyor ve doğaüstü böceksi güçlerini insanları avlamak için kullanıyorlar. Görünürde sıradan bir lise öğrencisi olan Miseong ise aslında gizli bir İnsektor. Fakat türdeşlerinden farklı olarak, gücünü insanlara karşı değil, diğer İnsektorlara karşı kullanıyor. Peki Miseong bu güç üzerindeki kontrolünü koruyup insanlık adına savaşabilecek mi, yoksa içindeki canavara boyun mu eğecek?
Mungaya’ çocukluk travması geçirmişti. Yeni taşındığı okulda, mükemmel bir model öğrenci ve sevilen kraliçe Cha Ae-ri ile tanışır. Gaya yavaş yavaş bu tehlikeli ve güzel kadına aşık olur ve içinde bastırılmış olan bir şeyler uyanmaya başlar. “Bu cehennemde özgür olabilir miyiz?
“Lütfen yardım edin! Bu adam tarafından kaçırıldım. Lütfen polisi arayın!“ Her gece olduğu gibi Hyeseong da zamanını çevrimiçi arkadaşı Nana ile oyun oynayarak geçiriyor. Ancak Nana AFK’ya gidip yanlışlıkla mikrofonunu açık bıraktığında Hyeseong, yardım için ağlayan ve kaçırıldığını söyleyen paniğe kapılan bir kızın sesini duyar. Nana geri döndüğünde Hyeseong’dan şüpheleniyor, hatta Hyeseong’un tepkisini ölçmeye çalışıyormuş gibi sorular soruyor. Hyeseong mümkün olduğu kadar doğal davranmaya çalışsa da Nana IRL ile buluşmak konusunda ısrar ediyor...
Rapunzel, yüksek bir kulenin tepesinde yaşayan ve dış dünya hakkında hiçbir şey bilmeyen genç bir kızdır. Bir gün kuleye tırmanan Mikel adında bir çocukla tanışır ve dünyayı değiştirme kaderleri ortaya çıkmaya başlar!
Bir lise öğrencisi olan Nakatani Yuto ve sınıf arkadaşları aniden başka bir dünyaya “kahraman” olarak çağrılır. Sınıf arkadaşlarına güçlü beceriler verilirken, Yuto’ya talihsiz bir beceri olan [Absorb] verilir. Hiçbir işe yaramayan Yuto, bir iblisle girdiği savaşta ölümcül bir yara alır ama sınıf arkadaşları onu ölüme terk eder. Ama o anda, Yuto nereden geldiği belli olmayan bir ses duyar…?
