OKUNMA: 791
Eski Masallardaki Gibi Bir Serüven: Himegimi to Sanbiki no Kemono
Durum |
Hikaye |
Çizim |
Karakterler |
Genel Puan |
Okudum |
8 / 10 |
10 / 10 |
9 / 10 |
9 / 10 |
İnceleme:
Merhaba, ben çevirmen Almithara. Sitedeki inceleme kısmının canlandırılması adına öncelikle haklarında en fazla bilgiye sahip olduğum serilerin onlar olması dolayısıyla kendi çevirdiğim serilerden başlayarak, her hafta bir inceleme yazmaya çalışacağım. Bu kampanyaya diğer okuyucu, çevirmen ve düzenleyici arkadaşlar da katılırsa çok keyif alacağımıza eminim. Bugün bu inceleme yazma kampanyasının birincisiyle karşınızdayım. İncelemeyi kolay okunabilir kılmak adına uzun paragraflar halinde yazmak yerine, soru/cevap konseptinde hazırladım. İnceleme spoiler içermemektedir. Keyifli okumalar...
Bugün sizlerle Mitsubachi Miyuki'nin hikayesini ve çizimini yaptığı, Hana to Yume dergisinde 2009-2011 yıllarında yayınlanan, 3 ciltten (12 bölüm) oluşan Himegimi to Sanbiki no Kemono serisini inceleyeceğiz.
Serinin Diğer Platformlardaki Puanları Nasıl?
My Anime List: 7.98
Baka Updates: 8.2
MangaDex: 8.25
Serinin Türü Ne?
Serimiz shoujo dergide yayınlanmasından da anlaşılacağı üzerine shoujo tonuna sahip. Tür olarak ise hem fantastik ögeler hem romantizm ögeleri bulunduruyor. Serinin öne çıkan unsuru ise macera. Fantastik ve romantik ögelerin tamamı seri boyunca aksiyon ve macera dolu bölümlere işlenmiş durumda.
Serinin Konusu Ne?
Serimiz, Alba-Forest Krallığı Sarayı'na "Önceki kralın sevgili kızı Violet'e miras bıraktığı büyük hazineyi alacağız." yazan, Üç Canavar lakaplı meşhur soyguncu ekibinin imzasını taşıyan bir tehdit mektubunun ulaşmasıyla başlıyor. Bunun ardından seri boyunca hayatı büyük ölçüde değişen Prenses Violet'in hikayesini ve maceralarını okuyoruz.
Seri Kime Hitap Ediyor?
Öncelikle serimiz shoujo tonunda olduğu için seriyi shoujo severlerin sevme ihtimali oldukça yüksek. Fakat seride mütemadiyen macera ve dostluk temaları da olduğundan shoujo sevmeyen okuyucuların da bir şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle benim gibi, eskilerdeki o dostluk temalı, esprili ve abartıdan uzak, sonu tatmin edici fantastik-macera serisi arayışındaysanız kesinlikle okumanızı öneririm.
Konunun İşlenişi Nasıl?
Serimiz 12 uzun bölümden oluşmakta ve yazar her bölümü gerçekten de çok iyi değerlendirmiş. İlk bölümde hiç vakit kaybetmeden konuya hızlıca giriş yapıyoruz ve bölümler boyunca tempo hiç düşmüyor. Çoğu bölüm içinde işlenen olay aynı bölüm içinde çözüme kavuşuyor fakat karakterlerin duygusal arcı bölümler boyunca birbirine aktarılarak sürüyor. Bu da hem her bölüm yeni bir olay sunduğu için keyifli bir okuma sağlıyor hem de finale kadar karakterleri her yönüyle tanıyıp sevmemizi sağlıyor. Ayrıca her bölümde işlenen güzel ve olumlu bir mesaj bulunuyor ve bölüm sonunda bu mesaj okuyucuya çok zarif bir şekilde aktarılmış oluyor. Ayrıca seri bölümler boyunca kopuk veya tutarsız hissettirmeden devam ederek tatmin edici bir finalle son buluyor.
Konunun Derinliği ve Özgünlüğü Nasıl?
Öncelikle bu seriden iyi bir psikolojik/dram mangasındaki derinliği beklememek gerektiğini söylemek zorundayım. Fakat çerezlik deyip geçilecek kadar boş bir seri de değil. Yukarıda da belirttiğim gibi, içinde olumlu ve güzel mesajlar mevcut fakat çok derin şeyler beklememek lazım. Diğer yandan özgünlüğe gelirsek serinin konusu çok özgün değil gibi görünse de seride konunun güzel bir şekilde işlenmesi bu seriyi benim gözümde bir klişe değil bir klasik kılıyor.
Karakterler Nasıl İşlenmiş?
Seride birbirinden renkli karakterlerimiz olduğunu söyleyebilirim ve yazar hepsine gereken önemi vermiş. Ana karakterlerimiz kadar yan karakterlerin de duygu ve düşünceleri bize aktarılıyor. Karakterler arasındaki dinamik belki de bu serinin en güzel ve eğlenceli yönü. Diğer yandan ana karakter Violet'in dünyadan habersiz bir prenses olarak başlayıp yeni şeyler keşfetmesi ve olgunlaşmasını izlemek klasik olsa da oldukça hoş. Ayrıca shoujodan beklentilerinden birinin de yakışıklı erkek karakterler olan okuyucuları tatmin edecek karakterlerimiz de mevcut.
Olumsuz Yönleri Neler?
Serinin fazla olumsuz yönü olmamakla birlikte hikayenin çok özgün olmaması veya yer yer tahmin edilebilir olması olmuzsuz yön olarak sayılabilir. Fakat bana göre bunlar olumsuzluk değil, hikaye anlatımındaki sanatsal tercihlerdir. (Bence her hikaye özgün veya ters köşe içeren bir hikaye olmak zorunda değildir ama bu farklı bir blog konusu :D ) Ayrıca seride fazla olmasa da bazı shoujo basmakalıplarını görmek shoujo türüne alışkın olmayanlara hoş gelmeyebilir. Ama shoujo sevenler için bunlar abartısız ve tam dozunda gelecektir. Bir de bu seri henüz çok gençken yaptığım ilk çeviri-edit işim olduğundan çevirisi ve editi yeterli kalitede değil ve hatalarla dolu. Umarım okuyanlar bunu görmezden gelebilir.
Çizimleri Nasıl?
Oldukça fazla shoujo manga okumuş biri olarak Miyuki Sensei'in çizimlerini çok beğeniyor ve kendince özgün buluyorum. Bu seride de harika bir iş çıkarmış. Karakter, kostüm ve mekan tasarımları adeta göz kamaştırıyor. Zaten aylık dergide yayınlanmış bir seri olduğundan üstünkörü çizilmiş, düşük kalite paneller yok denecek kadar az. Ayrıca aksiyon sahneleri oldukça dinamik, okuyucuya hareketler çok iyi aktarılıyor. Panellerin dizaynı ve yerleştirmesi de oldukça hoş.
Okumazsam Bir Şey Kaçırır Mıyım?
Himegimi to Sanbiki no Kemono macerasıyla, renkli karakterleriyle, derli toplu hikayesiyle ve küçük fantastik dokunuşlarıyla bana çocukken okuduğumuz/izlediğimiz masalları anımsatıyor. Öyle dahiyane bir senaryo yok belki karşımızda ama okurken iyi hissettiriyor ve sizi olumlu düşüncelerle sarıp sarmalıyor. En önemlisi okuduğunuz süre boyunca sizi bir serüvene çıkarıyor. Bir de bunun üzerine seri 12 bölüm gibi çabucak okunabilir bir bölüm sayısına sahip olunca bu seri için "Okumazsam bir şey kaçırır mıyım?" sorusuna cevabım "Okumazsanız fikrî açıdan bir şey kaçırmazsınız fakat bu seriyi okumanın neşe ve eğlencesini kaçırırsınız.". oluyor.